TİC Holding Header
  • USD 32.33
  • EUR 35.129
  • Altın 2306.832
  • BIST 100 8880.09
  • Dünya

5 soruda Rusya-Ukrayna krizi

2014'ten bu yana devam eden Rusya-Ukrayna krizi, Ukrayna'nın doğusundaki Donbas bölgesinde 26 Mart'ta 4 Ukrayna askerinin ölmesi ve Rus ordusunun Ukrayna sınırlarındaki hareketliliği nedeniyle tekrar dünya gündemine geldi.
5 soruda Rusya-Ukrayna krizi
AA - AA muhabiri, krizin nasıl geliştiğini, tarafların ne istediğini, krizin neden çözülemediğini ve krize ilişkin son durumu derledi.

1 - Rusya ile Ukrayna arasındaki sorunun temeli nedir?
Rusya ile eski bir Sovyetler Birliği ülkesi olan Ukrayna'nın arası, Kiev yönetiminin Avrupa Birliği (AB) ile yakınlaşması üzerine açıldı.

Kiev'de iktidara gelen Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç, ülkenin Batı'ya yönelmesini engellemek için 2013 yılında AB Ortaklık Anlaşması'nı askıya aldığını açıkladı. Bu karar, Ukrayna tarihinde derin krizlerin başlangıcı oldu.

2013 yılını "meydan olayları" ile uğurlayan Ukrayna yeni yılı iç karışıklıkla karşıladı. Bağımsızlık Meydanı'nda aylarca toplanan binlerce Batı yanlısı Yanukoviç'in kararını protesto etti. Rusya yanlılarının da sokaklara çıkmasıyla zaman zaman çatışmalar yaşandı. Olayların kontrolden çıkması üzerine dönemin Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç, Rusya'ya kaçmak zorunda kaldı. Coğrafi olarak Avrupa ile Rusya arasındaki Ukrayna'nın insanları da Rus ve Batı yanlıları olarak kutuplara bölündü.

Olaylar Kırım ve Donbas'a sıçradı. Kırım Parlamentosu askeri üniformalı, üzerlerinde hiçbir sembol ya da simge bulunmayan "silahlı, yeşil adamların" baskısıyla Kırım’ın Rusya’ya ilhakını sağlayacak referandumu yapma kararı aldı. Yerli halk olan Tatarlar ve Ukraynalıların karşı çıkarak katılmadığı 16 Mart 2014'teki tartışmalı referandumun ardından Kırım, Rusya tarafından yasa dışı ilhak edildi. Rusya yanlılarının işgali Kırım'la da kalmadı. Ukrayna'nın doğusundaki şehirlerde Rusya yanlısı ayrılıkçılar sözde devletlerini ilan etti. Donbas denilen bölgede Rusya yanlılarının yasa dışı yönetimleri yaklaşık 7 yıldır sürüyor.

2 - Donbas neden Kiev yönetiminin kontrolünde değil?
Ukrayna'da Rus kökenli nüfusun yoğun bulunduğu Donetsk ve Lugansk (Donbas) bölgelerinde Şubat 2014'te ayrılıkçı gruplar ağır silahlarla hükümet yanlısı birliklere saldırdı. Ukrayna ordusundan bazı silahları ele geçiren ayrılıkçılar, Kiev yönetimine göre, önemli silah ve mühimmat desteğini Rusya'dan gördü.

Ayrılıkçılar sözde halk oylamalarıyla 11 Mayıs 2014'te Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti isminde iki ayrı sözde yönetim oluşturdu.

Kiev yönetiminin kontrolünü kaybettiği Rusya-Ukrayna sınırından Rus askeri araçlar ve ağır silahlar Donbas'a girdi. Rusya'nın inkar ettiği bu durum, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği ve Teşkilatı’nın raporlarında da yer aldı. Rus yanlısı ayrılıkçıların kontrolündeki Donetks ve Lugansk bölgeleriyle Kiev ordusunun kontrolündeki bölge arasında cephe hattı oluştu. Geçen 7 yıl içinde temas hattında zaman zaman çatışmalar yaşandı ve iki taraftan da can kayıpları oldu.

3 - Son gerginlik nasıl başladı?
Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Aralık 2019’da, 3 sene aradan sonra Normandiya Dörtlüsü Liderler Zirvesi yapıldı. Ukrayna, Rusya, Almanya ve Fransa devlet başkanlarının katılımıyla gerçekleşen zirvede, tam ateşkes ve Minsk Anlaşması'na bağlılık vurgusu yapıldı.

Zirveden sonra azalan çatışmalar, kısa süre sonra daha da alevlendi. Krizin çözümüne ilişkin Rusya, Ukrayna ve AGİT'ten oluşan Üçlü Temas Grubu, 27 Temmuz 2020'den itibaren kapsamlı ateşkes kararı aldı. Bu kapsamda 2021 senesine kadar kapsamlı ateşkes ufak çaplı krizlere rağmen sürdürüldü.

Ancak bu yıl Rus ordusunun Ukrayna sınırına adeta askeri yığınak yapması, Donbas bölgesinde zaten hiçbir zaman bitmeyen çatışmaları yeniden artırdı. Rusya yanlısı ayrılıkçıların 26 Mart'ta 4 Ukraynalı askeri öldürmesi bölgedeki krizi zirve noktasına çıkardı. Saldırılar karşısında Ukrayna ordusunun tedbirlerini artırması üzerine Rusya, sınıra ve ilhak edilen Kırım'a asker yığdı.

Ukrayna Genelkurmay Başkanı Ruslan Homçak, 30 Mart'ta Ukrayna Parlamentosundan yaptığı konuşmada, Rus Silahlı Kuvvetlerinin askeri tatbikat bahanesiyle Ukrayna sınırının kuzeyi, doğusu ve Kırım'da Rusya'ya ait 28 tabur birlik olduğunu söyledi. Homçak, bu durumun Ukrayna'nın askeri güvenliği için bir tehdit oluşturduğunu kaydetti.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise "Rusya kendi toprakları içerisinde silahlı kuvvetlerini kendi takdirine bağlı hareket ettiriyor. Bu hiç kimseyi rahatsız etmemeli ve bu hiç kimse için tehdit içermiyor." ifadelerini kullandı.

Bu açıklamalardan sonra hem Moskova hem de Kiev Donbas çevresine askeri sevkiyatını artırdı.

Ayrıca, şubat ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yakın dostu Viktor Medvedçuk'un kontrolünde olduğu iddia edilen 3 kanal Rusya tarafından finanse edildiği gerekçesiyle kapatıldı. Akabinde de Medvedçuk ve çevresine ekonomik yaptırımlar uygulandı. Bir yandan da ülkede kısa zaman önce Kırım'ı Kurtarma Stratejisi duyuruldu. Bu gelişmeler de gerginliğin artmasını sağlayan faktörlerden olarak görülüyor.

4. Batının pozisyonu nedir?
Moskova'nın, Ukrayna sınırına askeri sevkiyat yapmasına AB ve ABD tepki gösterdi. Batı, Ukrayna'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğünü desteklediğini bildirdi.

ABD Başkanı Joe Biden, Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinde, Rusya'nın Donbas ve Kırım'daki "saldırganlığı" karşısında ABD'nin Ukrayna'ya "sarsılmaz desteğinin" süreceğini ifade etti.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin da Ukraynalı mevkidaşıyla yaptığı görüşmede, Rusya'nın "saldırganlığına" karşı Ukrayna'ya destek vermeye hazır olduklarını belirtti.

İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Zelenskiy ile yaptığı görüşmede, ülkesinin Ukrayna'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne desteğini yineledi.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Ukrayna'ya "tereddütsüz destek"lerini ifade ederken Rus birliklerinin Ukrayna sınırındaki hareketliliği nedeniyle endişeli olduklarını aktardı.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri faaliyetleri hakkında Zelenskiy ile görüşerek İttifak'ın Ukrayna'nın egemenliği ve toprak bütünlüğüne desteğini ifade etti.

NATO Askeri Komite Başkanı Orgeneral Stuart Peach Ukrayna'ya geldi ve Zelenskiy ve Homçak ile görüştü.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise Ukrayna'yı ABD ve NATO'nun askeri olarak desteklemesi halinde Rusya'nın kendi güvenliğini sağlamak için ilave tedbirler alacağını söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna'nın Donbas bölgesinde yeni bir savaşı başlatma yönündeki girişimlerin ülkeyi yok edeceğini söyledi.

5- Taraflar ne istiyor?
Rus yanlısı ayrılıkçılarla Kiev yönetimi arasında devam eden çatışmaları durdurmak için 2014 ve 2015’te Minsk Anlaşmaları imzalandı.

Anlaşmalara göre, bölgede ateşkes sağlanacak, esir takası yapılacak, Kiev yönetimi merkezi gücünü azaltarak yerel yönetimlerin yetkilerini artıracak ve Donbas’a özel statü sağlayacak anayasa değişikliği yapacaktı. Rus yanlısı ayrılıkçılar ise Ukrayna-Rusya sınırının kontrolünü devlete geri verecek, bölgedeki silahlarını çekecekti. Ancak bugüne kadar iki tarafın karşılıklı birbirini ateşkesi ihlal ettiğini suçlamasıyla anlaşmaların yürürlüğe konması aksadı.

Rusya Donbas'a Ukrayna anayasasında Donbas’a özel statü sağlayacak değişiklikte ısrarcı olurken Ukrayna tarafında böyle bir değişikliğin ülkeyi bölünmeye sürükleme ihtimaline karşın şüpheyle karşılanıyor.

Bir yandan da Moskova krizi Ukrayna'nın iç savaşı olarak göstermeye ve Kiev'i ayrılıkçılarla görüştürüp krizde kendisini taraf olmaktan çıkarmak istiyor, bu durum Ukrayna tarafından kabul edilmiyor.

Zelenskiy, Stoltenberg'le yaptığı görüşmede, NATO Üyeliği Hareket Planı verilmesinin önemine dikkati çekerek NATO'nun Donbas'taki savaşı bitirmek için tek yol olduğunu belirtti.

Ukrayna 2020'de NATO genişletilmiş fırsatlar partneri statüsünü almıştı. Toprak bütünlüğünü sağlamak isteyen Kiev, bu sorunun çözümü için de bir an önce NATO Üyelik Hareket Planı almak ve üyelik görüşmelerini başlatmak istiyor.

Bu kapsamda Rusya Ukrayna'nın NATO'ya girmesini kendisi için tehdit olarak görüyor ve bunu istemiyor.

15 Şubat 2020 itibarıyla Ukrayna ordusundan 4 bin 100, ayrılıkçılardan 5 bin 650, 3 bin 350 de sivil olarak 13 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği çatışmalar hala sürüyor.
Yorum Yazın