ESKİŞEHİR / İHA - Ataş, fiziksel aktivitenin artırılmasının sadece bireysel değil toplumsal bir sorun olduğunu ifade ederek, toplum tabanlı, çok sektörlü, multidisipliner ve kültürel yaklaşım gerektirdiğini kaydetti. Bu nedenle toplumun obezite ile mücadele konusunda bilgi düzeyini artırmak, yeterli ve dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı kazanmasını teşvik etmek amacıyla “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” hazırlandığını belirten Uzm. Diyetisyen Aylin Sayan Ataş, “Dünya genelinde fiziksel hareketsizlik, kötü beslenme ile birlikte ortalama toplam sağlık harcamalarının yaklaşık yüzde 2’si ile ilişkilendirilmektedir. Fiziksel aktivitenin artırılması sağlık harcamalarının dolayısıyla ekonomik maliyetin azaltılmasında uygulanabilir, maliyet etkin ve en temel stratejilerden birisidir. Bu nedenle geniş tabanlı ve çok sektörlü bir yaklaşımı benimseyen “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı”nın aktivitelerinin yüzde 30’unu fiziksel aktivite oluşturmaktadır” dedi.
“Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” aktiviteleri kapsamında 2014 yılının “Sağlıklı Yaşam ve Hareket Yılı” olarak belirlendiğini hatırlatan Ataş, “Teknolojik gelişmeler sayesinde rahat yaşamaya alışılması, otomobillerin sayısının günden güne artması, merdiven yerine asansör kullanılması gibi değişik birçok faktörlerle fiziksel aktivite eksikliği günden güne artmaktadır. Bakanlığımızca gerçekleştirilen “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması” rapor sonuçlarına göre ülkemizde bireylerin yüzde 71.9’unun hareketsiz yaşadığı belirlenmiştir. Kronik hastalıkların ortak risk faktörlerinden birisi olan fiziksel inaktivite (fiziksel hareketsizlik), dünya genelindeki ölüme neden olan risk faktörleri sıralamasında yüzde 6 ile dördüncü sırada yer almaktadır. Meme ve barsak kanserlerinin yaklaşık yüzde 21-25’inin, diyabetin yüzde 27’sinin ve iskemik kalp hastalığının yüzde 30’unun ana nedeni olduğu tahmin edilmektedir” ifadelerini kullandı.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından yetişkinler için haftanın 5 günü en az 30 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapılması önerildiğine işaret eden Ataş, şöyle devam etti:
“5-17 yaş grubu için ise kardiovasküler hastalıklar, diyabet, obezitenin önlenmesi, sağlıklı bir kas iskelet sistemi gelişimi, anksiyete ve depresyon riskinin azaltılmasının sağlanmasında günde en az 60 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapılması gerektiği belirtilmektedir. Orta şiddette fiziksel aktivite, solunum ve kalp atış hızında küçük artışlara neden olan orta düzeyde fiziksel efor gerektiren fiziksel aktivitedir. Örnek olarak saatte yaklaşık 5 km olacak şekilde tempolu bir yürüyüşü verebiliriz.Sağlıklı Yaşam ve Hareket Yılı faaliyetleri kapsamında her ayın son Pazar günü yapılan yürüyüşlerimizin yanı sıra Fiziksel aktivite ile ilgili özel günlerin kutlanması da halkımızın fiziksel aktiviteye teşviki açısından önemlidir. Eskişehir Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak halkımıza 3-4 Ekim “Dünya Yürüyüş Günü” nedeniyle düzenli yürüyüş ve fiziksel aktivitenin sağlık açısından önemini hatırlatarak düzenli yürüyüş yapmasını tavsiye eder ve sağlıklı günler dileriz.”
