• Siyaset

Başbakan'dan yargıya Galataport sitemi

Başbakan Erdoğan, Bakın bir Galataport'u biz gerçekleştiremedik. Ne yaptılar? Engellediler. Kim önümüze dikildi? Yargı... Eğer Galataport şu anda bizim planladığımız gibi başlamış olsaydı, bitmiş olacaktı ve böylece o Tophane'deki çirkinlikleri görmeyecek
Başbakan'dan yargıya Galataport sitemi

İSTANBUL (İHA) WOW Otel'de düzenlenen ''İstanbul Shopping Fest'' açılışına ve ''Türkiye'nin Markaları Türkiye'nin Çocuklarını Giydiriyor'' kampanyasının plaket törenine katılan Başbakan Erdoğan, festivalin koordinatörlüğünü yapan Alışveriş Merkezi Yatırımcıları Derneği, Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği ve Birleşik Markalar Derneğine teşekkür etti. Erdoğan, yaptıkları çok büyük ölçekli yatırımlar ve tanıtımlarla İstanbul'un uluslararası kongre merkezi, spor karşılaşmaları merkezi, sanat ve kültür merkezi, finans merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini belirterek, ''Shopping Fest ile, İstanbul'un uluslararası bir ticaret ve alışveriş merkezi olma vasfını da böylece güçlendirmiş olduk. Biz, İstanbul başta olmak üzere, birçok şehrimizi marka şehir haline getirmek gibi bir hedef belirledik. Bunu gerçekleştirmek için de şu ana kadar önemli adımlar attık. Son dönemde Antalya, Samsun, Kayseri, Konya, Trabzon başta olmak üzere tüm şehirlerimiz kabuklarını kırarak dünyaya açıldılar. Burada şehirlerin anası olarak kabul edilen İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle marka olmayı zaten fazlasıyla hak ediyordu. Tabii burada, bu açılış töreninde, marka noktasında engin tecrübeye sahip değerli arkadaşlarımız var. Onlar da eminim ki beni teyit edeceklerdir. Bir marka oluşturmak için özgüven ve vizyon son derece önemli. Burada kendimize inanmak, kendimize güvenmek hepsinden öte çok önemli. Atalarımızın güzel bir ifadesi var; 'Başarıda inanmak öyle önemli bir haslettir ki, tekeden bile süt çıkartır. Onun için başarıya inanacağız, kilitleneceğiz. Ürettiğiniz malın, ürünün, hizmetin uluslararası piyasalarda kendisine yer bulabilmesi, isim yapabilmesi için önce kendimize güveneceğiz, o özgüvenle hareket edeceğiz ve böylece başarıyı yakalayacağız. Bunun yanında vizyoner olacağız, değişimci olacağız. Dünyayı, pazarı, tüketici eğilimlerini takip edeceğiz. Markayı bir yandan oluşturacak, bir yandan sabırla, güvenle insanların adeta zihinlerine nakşedeceğiz. Biz, İstanbul'a işte böyle bir anlayışla yaklaştık" diye konuştu.

Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde, ellerinde bir elmas parçası olduğunu bildiklerini, ancak bunun ince ince, usta ellerde, sabırla işlenmesi gerektiğine inandıklarını belirterek, İstanbul'un kabuğunu kırması, parlaması, tüm zenginliklerini cömertçe İstanbullulara, Türkiye'ye ve dünyaya sunması gerektiğini düşündüklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz, İstanbul'u ellerinden tutup yeniden ayağa kaldırırken, çok boyutlu düşündük. İstanbul'u çok boyutlu olarak ele aldık. Çünkü İstanbul ihanete uğramıştı. Aslında İstanbul'a yazık ettiler, İstanbul'a darbe üstüne darbeler vurdular. Kim nereyi işgal etmişse, oraya plansız bir yapı kondurdu. Kim nerede şöyle boş bir arazi bulmuşsa, dört duvar dikti, 'burası benimdir' dedi. Ne plan, ne proje... Hiçbir şey yok. Bu İstanbul'a ihanettir, bu İstanbul'un tarihine ihanettir, geçmişimize ihanettir. Şimdi biz bunun aslında bedelini ödüyoruz. Şimdi bunu yeniden değiştirip dönüştürmenin gayreti içerisindeyiz. Aslında İstanbul'un katma değeri, şu andakinden çok ama çok daha fazla olacak. Dikkat edin, sadece ulaşım, temiz hava, temiz çevre, temiz su demedik. İstanbul'u, geçmişiyle, geleceğiyle bir bütün olarak ele aldık. Bir yandan sorunlara köklü çözümler üretirken, bir yandan da İstanbul'a bir gelecek vizyonu oluşturduk. Sadece şu son 8 yılda İstanbul'un şahit olduğu uluslararası etkinlikler bile ne kadar isabetli bir çizgi takip ettiğimizin açık ispatıdır. Fakat biz buna yoğunlaşırken birileri de önümüze bariyer koymaya gayret etti. İşte bir Galataport süreci, bir Haydarpaşaport süreci... Bunlar çok önemli. Bir Tophane olayı... Bunlar çok önemlidir. Bakın bir Galataport'u biz gerçekleştiremedik. Ne yaptılar? Engellediler. Kim önümüze dikildi? Yargı... Eğer Galataport şu anda bizim planladığımız gibi başlamış olsaydı, bitmiş olacaktı ve böylece o Tophane'deki çirkinlikleri görmeyecektik. Oradaki bütün o tarihi güzellikler meydana çıkacak ve o kruvaziyer gemileri gelecek, buralarda dünyanın değişik yerlerinden büyük sermayedarlar oraya getirilecek ve onlar İstanbul'umuza hem büyük imkanlar bırakacak hem de İstanbul'umuzu farklı bir şekilde bütün güzellikleriyle tanıyarak kendi ülkelerine öyle döneceklerdi. Aynı şekilde Haydarpaşaport...Bizim Haydarpaşaport'taki hedefimiz yaklaşık 6 bin yatak kapasitesi... ama öyle devasa binalar filan, dikey mimari falan değil, yatay mimariyle gayet güzel, oradaki mimariye uygun gayet güzel binalar düşünüyorduk. Ve oradaki trafiği ortadan kaldırmak suretiyle bir 'shuttle' sistemiyle orada binaları birbirlerine bağlamak, tamamıyla bir yürüyüş alanı haline oraları getirmek suretiyle İstanbul'un tüm güzelliklerini, oradan Topkapı'yı, Boğaz'ı, Marmara'yı izleme imkanlarını verecektik. Bütün dünyanın o gelen turistlerine. Bunlardan şu anda biraz zaman kaybettik, ama bunu gene gerçekleştireceğiz ve bunu gerçekleştirmek suretiyle işte sizlerin de attığı bu adımlarla inanıyorum ki İstanbul, dünyaya çok daha farklı bir şekilde ürünleriyle de güzellikleriyle de mesajını verecek."




Yorum Yazın