TİC Holding Header
  • USD 32.585
  • EUR 34.86
  • Altın 2504.843
  • BIST 100 9479.78
  • Genel

Çaresizlik ve yoksulluk gençleri uyuşturucu kullanmaya itiyor

Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz bonzai, gençler arasında ilgi görmeye ve gençlerin hayatını karartmaya devam ediyor. Ogün haber olarak bu konuyla ilgili ünlü sosyolog ve akademisyen Fikret Başkaya ile konuştuk.
Çaresizlik ve yoksulluk gençleri uyuşturucu kullanmaya itiyor
Eylem SEZGİN / OGÜNHABER - Bonzai, Amerika Birleşik Devletleri, Batı Avrupa ve son zamanlarda Türkiye gibi ülkelerde kullanımında artış görülen uyuşturucu bir maddedir. Etken maddesi ise fenazefandır. İçenlerde ölüm tribi denilen bir etki yaratmakta ve bir kez kullanıldığında dahi bağımlılık yapmaktadır. Her geçen gün bonzai kullanımı yüzünden ölen gençlerin sayısı da artmaktadır.

Titizlikle irdelenmesi gerekilen bu hassas konuyu, gençlerin madde kullanımını ve buna iten sebeblerini OGÜNHaber olarak ünlü sosyolog ve akademisyen Fikret Başkaya ile konuştuk.
 
İşte ünlü sosyolog ve akademisyen ile yaptığımız röportajın ayrıntıları:

 
Son dönemlerde gençler arasında bonzai, esrar gibi madde kullanımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bir uygarlığın, bir topluluğun, bir rejimin performansı, çocuklara-gençlere, yaşlılara ve sakatlara nasıl muamele ettiğine göre belirlenir. Şimdilerde, neoliberalizm koşullarında, artık bunların esamesi bile okunmuyor. Devletin sadece sermayenin tek yanlı çıkarını gözetir hale geldiği, her türlü insanî ve sosyal kaygıdan ve sorumluluktan arındığı koşullarda başka türlü olabilir miydi?

Retorikle realite arasında derin bir uçurum var. Durum her geçen gün daha da kötüye gidiyor, sistem lime lime dökülüyor, insani, sosyal ve ekolojik kötülükler çığ gibi büyüyor ama insanlara hâlâ “parlak gelecek” öyküsü anlatılıyor. Bugünkü rotada ısrar edildiği sürece işlerin daha da sarpa sarması kaçınılmaz. Asında söz konusu olan, emekçi toplum çoğunluğuna karşı adı konmamış bir savaş ilanıdır... Artık emekçi halk çoğunluğunun bir “iç düşman” olarak görüldüğü bir zamandayız… Ve bu parti-devletin bu ülkenin gençlerine teklif edeceği hiç bir şey yok…
 

Sizce gençler arasında kullanımın günden güne artmasının nedenleri nelerdir?

Eğer koşullar, gençlerin ileriye bakmasını imkânsız hale getirmişse, gelecekleri karartılmışsa, önleri kapatılmışsa ki durum maalesef öyle çözümü kendilerine dönmekte arayacaklardır ve uyuşturucu gibi şeylere yönelmek de zaten kendine dönmenin araçlarından biri. Toplumun emekçi çoğunluğunun yaşam kalitesi giderek kötüleşiyor. Her şey özelleştirilip- paralı hale getiriliyor, ortak yaşam alanları yok ediliyor, eğitim sistemi tam bir kepazelik tablosu arzediyor, herkes herkesin rakibi-düşmanı haline getiriliyor, dayanışmanın, yardımlaşmanın ve ortaklaşmanın, bölüşme-paylaşma bilincinin yerini, hasımlık, kıskançlık ve düşmanlık alıyor. Adalet duygusu ve kaygısı yok oluyor. Böylesi sefil bir durum geçerliyken, gençlerin uyuşturucuya yönelmesi neden şaşırtıcı olsun? 
 

Türkiye’de gençler arasında günden güne artan madde kullanımının artan işsizlik ve yoksullukla bir bağı var mıdır ?

Bir ülkede üretilen zenginliğin (gelirin) %78’ini o ülke nüfusunun %10’u el koyarsa ve geri kalan %90 da %22’ine sahip olursa, “tescilli yoksulların” sayısı 15 milyon sınırına dayanmışsa, o ülkede işsizliğin, yoksulluğun, sefaletin büyümesi neden şaşırtıcı olsun. Bir ülkede dolar milyarderlerinin sayısı, ancak işsizlerin ve yoksulların sayısının artışıyla, sefaletin derinleşmesiyle mümkün olabilir. Fakat, sadece Türkiye’de değil, bugün dünyanın hiçbir ülkesinde, neoliberal tuzaktan kurtulmadan işsizlik sorununun çözümü artık mümkün değil. Her geçen gün işsizlerin ve yoksulların sayısı artmak zorunda. Gelir dağılımı dengesizliğinin daha da kötüleşmesi kaçınılmaz… Dolayısıyla, uyuşturucu kullanımıyla, sosyal plandaki kötüleşme arasında bire-bir ilişki olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çaresizlik ortamına itildikçe, insanların bireysel sorunlarının çözümünü yanlış yerde arama eğilimi güçleniyor… Nitekim uyuşturucu kullanım yaşının her geçen gün aşağı inmesinin nedeni bu…
 
 
Sizce zenginlerin daha zengin, yoksulların da daha da yoksullaştığı, torpilin ve işsizliğin her geçen arttığı günümüz dünyasında gençler geleceğe umutsuz bakıyor mu?

Geleceğe umutla bakmak için bir neden var mı? Yanlış yönlere kanalize olan gençlerin asıl sorunlara duyarlı hale gelmesi de imkânsız değil. Ne yapıp edip, düş kırıklıklarından umudu yeniden yaratmaktan başka care yok. Sorunlar varsa, potansiyel olarak çözümler de var demektir çünkü…
 

Bu umutsuzluk ileriki dönemlerde madde kullanımını daha da arttırır mı?


Elbette bu süreç tersine çevrilmezse, işlerin daha da sarpa sarması kaçınılmazdır. Lâkin bu süreci tersine çevirmek imkânsız değil…
 
 
Sizce yetkililer bu durumu önlemek için ne yapmalı?

Artık insanlığın ve uygarlığın ulaştığı kavşak göz önüne alındığında, radikal olmak, sorunların kaynağına inmek hayatî bir zorunluluk haline gelmiş bulunuyor. Öyle ki, bu sadece yönetenleri değiştirirek üstesinde gelinebilecek bir durum değil. Yöneticileri değil, sistemi, dahası uygarlığı değiştirmenin gerekli olduğu bir zaman bu… Aksi halde insani, sosyal ve ekolojik mahiyetteki sorunlar ve kötülükler büyümeye devam edecektir ki, bu da bizzat insanlığın geleceğinin tehlikede olduğu anlamına geliyor…. Zira geçerli neoliberal kapialist-emperyalist sistem, ekolojik yıkımı büyütmeden yol alamıyor.
Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri