ANTALYA / İHA - Reflü hastalığı ile ilgili bilgi veren Uzman Dr. Bilge Baş, şöyle konuştu: “Reflü çoğu zaman yemek sonrası, bazen de yemek aralarında hastanın yediği gıdaların ya da mide asidinin yemek borusuna ve hatta ağza kadar gelmesi ile karakterizedir. Bu durum haftada üç kereye kadar normal kabul edilir ancak bazı kişilerde oldukça rahatsız edici, sık sık oluşan ve oldukça ağrılı bir hastalık halini alır.”
Reflünün en sık belirtisinin göğüste yanma olduğunu ifade eden Baş, şöyle konuştu: “bazı insanlar bu yanmayı midesinde, boyunda, omuzlarda hatta sırt ve kolda hissedebilir. Kalp ağrısından bazen ayırt edilemez. Ağrıya ilaveten ağza ekşi su gelmesi diğer sık rastlanan belirtidir. Boğazda ve ağızda kötü bir tat bırakır, genellikle yemek sonrası nadiren yemek sırasında oluşur. Semptomlar sıklıkla yatarken ve uyurken meydana gelir. Karında şişkinlik, geğirti, hıçkırık, gıcık hissi, kronik öksürük, ağız kokusu, ses kısıklığı, ses tellerinde nodül ve astım nöbetleri diğer belirtileridir.
Reflü hastalığı günümüzde tanısı konduktan sonra önleminin alınması ve tedavisi mümkün bir hastalıktır. Yemek esnasında salgılanan asidin bir kısmı yemekten sonra mideden taşarak yemek borusunu tahriş eder. Mide yüzeyi aside alışık ve asidin tahrip eden etkisini ortadan kaldıracak mekanizmalara sahiptir. Ancak, yemek borusunda aside karşı bu tür koruyucu etkili mekanizma bulunmaz. Mide asidinin yemek borusuna doğru kaçması karın içi basıncın artığı aşırı kilo, çok yemek yenmesi, yemek sonrası yatılması gibi durumlarla ya da mide ile yemek borusu arasında bir kapı görevini üstlenen mekanizmanın gevşediği mide fıtığı gibi durumlarda oluşur.”
REFLÜ TEDAVİSİ
Reflüyü önlemek için öncelikle hastanın uyması gereken bazı kuralların olduğunu belirten Antalya Atatürk Devlet Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Bilge Baş, şunları söyledi: ”kilo fazlası ve bir öğünde aşırı yemek mideye baskıyı artırıp yemeğin yemek borusuna kaçmasına sebep olur. Bu nedenle kilo verilmesi ve az yemek önemlidir. Gece boyunca reflü olmasının engellenmesi için gece yatmadan önce üç saat yemek yememek ve yatak başının yüksek olması önerilir. Reflü için yağlı, asitli gıdalar, çikolatadan uzak durulması önerilmekle beraber hastanın kendi bünyesini tanıyıp dokunan yiyeceklerden uzak durması gerekmektedir. İlaç tedavisi, endoskopik tedavi ve cerrahi tedavi uygun hastalarda seçilir. Reflü tedavisinde altta organik bir neden yoksa öncelikli olarak ilaç tedavisi ile asit salgılanması engellenir. İlaca rağmen şikayetleri devam eden, mide fıtığı olmayan, genç hastalarda yeni geliştirilen bir yöntemle endoskopik olarak yemek borusunun alt kısmındaki yapı sıkılaştırılabilir. Cerrahi tedaviye genelde mide fıtığı varsa ve ileri düzeyde yemek borusu hasarı olanlarda başvurulur. Uzun süre ilaç kullanmak istemeyen hastalarda ise eğer hasta istiyorsa endoskopik ya da cerrahi tedavi uygulanabilir. Reflü kronik bir hastalıktır. Bütün bu tedavi ve önlemlere rağmen hastanın şikayetleri dönem dönem artabilir. Bu dönemlerde de ilaç kullanımı ve hayat tarzı önlemleri ile hasta rahatlatılır”
