TİC Holding Header
  • USD 32.519
  • EUR 34.802
  • Altın 2418.386
  • BIST 100 9716.56
  • Siyaset

Erdoğan, yasak ve kısıtlamalar cesaretle kaldırıldı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sandıktan umudunu kesenlerin sokak eylemlerine umut bağladığını belirterek, siyasetin dışından çözüm arayışlarının Türkiye’ye çok ağır bedeller ödettiğini, küçük çocukların eline taş vererek şiddeti körükleyen bir siyaset anlayışının acziyet ifade eden bir siyaset anlayışı olduğunu söyledi.
Erdoğan, yasak ve kısıtlamalar cesaretle kaldırıldı
ANKARA / İHA - TBMM’nin 24. dönem 5. yasama yılı açılışına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletvekillerine seslendi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve kuvvet komutanları ile yüksek yargı başkanlarının yanı sıra yabancı misyon temsilcilerinin katıldığı yeni yasama yılı açılışında tüm milletvekilleri tarafından ayakta karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5. yasama yılının hayırlı olmasını dileyerek, tüm siyasi partilere Meclis çalışmalarında başarılar diledi. 12 Haziran 2011’de yapılan genel seçimlerin ardından 4 yasama yılı boyunca Meclis’in son derece özverili, gayretli, başarılı bir performans sergilediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genel Kurul kürsüsünden doğrudan halkın oyları ile seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak hitap etmenin heyecanını yaşadığını belirtti.

“ULAŞTIĞIMIZ BU DEMOKRATİK SEVİYE ÜLKEMİZ İÇİN HEM GURUR KAYNAĞIDIR”
“Bu aziz millet, her seferinde büyük bir vakarla sandık başına giderek, her türlü meseleye son noktayı koymasını bilmiş; o engin ferasetini ve basiretini her seferinde sandıkta müşahhas hale getirmiştir” diyen Erdoğan, cumhurbaşkanlarının doğrudan halk tarafından seçilmesi imkanını getiren 2007 yılındaki Anayasa değişikliği nedeniyle TBMM’ye teşekkür etti. Erdoğan, “28 gün sonra 91 yılını dolduracak olan Türkiye Cumhuriyeti, milletçe hepimizin gurur duyacağı bir demokratik olgunluğa erişmiş, hemen arkamızda yazan, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ibaresi en güzel şekilde tecelli etmeye başlamıştır. Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi, geçmişte hemen her Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan tartışmaları ortadan kaldırmıştır. Seçilmiş bir Cumhurbaşkanı ve seçilmiş bir hükümet, şu anda olduğu gibi uyum ve koordinasyon içinde Türkiye için hizmet üretmeye devam edecektir. Ulaştığımız bu demokratik seviye de hiç kuşkusuz ülkemiz ve milletimiz için hem gurur, hem de umut kaynağıdır” dedi.

“MİLLETİN KARARI, MUKADDERAT DAHİLİNDE HER KARARIN ÜZERİNDEDİR”
Türkiye’nin son 3 yıl içinde üç seçime şahit olduğunu hatırlatan ve sandığın her meselenin çözüm yeri olduğunun tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde belirgin hale geldiğinin altını çizen Erdoğan, “Milletin kararı, mukadderat dahilinde her kararın üzerindedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni şekillendirecek yegane vasıta sandıktır. Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerini takdir ve tayin edecek yegane vasıta aynı şekilde sandıktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne istikamet çizmek, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerini tayin etmek, tenzil etmek için sandık dışındaki her yol, her yöntem gayri meşrudur. Türkiye’de sandığın yolu, seçmek ve seçilmek isteyen herkes için açıktır. Çok partili siyasi tarihimize bakıldığında,gayret eden, emek sarf eden, uzun soluklu mücadele verebilen, kendisini millete anlatabilen her siyasi görüşün, her siyasi partinin sandıktan çıktığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edildiği görülecektir. Özellikle son yıllarda yapılan seçimler çok net bir biçimde göstermiştir ki millet, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı birbirinden ayırabilecek en güçlü hakemdir. Milletimiz mümeyyizdir; milletimizin, asla ve asla vasilere, velilere ihtiyacı yoktur” diye konuştu.

“SİYASET, EN AZ BU AZİZ MİLLET KADAR CESUR VE YÜREKLİ OLMALI”
“Millet bilmez, millet anlamaz, millet karar veremez” yaklaşımıyla kendilerinden menkul vasi ve veli vazifesi yükleyenlerin döneminin geri gelmemek üzere kapandığını ifade eden Erdoğan, “Nasıl ki millet, kendisi için vasi ve veli kabul etmiyorsa, siyasetin de vesayetten kendisini tamamen kurtarması artık kaçınılamaz bir gereklilik halini almıştır. Şiddetin, silahların, güç odaklarının vesayetinde bir siyaset anlayışı, yeni Türkiye’nin istikametine denk düşmeyen bir siyaset anlayışıdır. Siyaset, en az bu aziz millet kadar cesur ve yürekli olmalı, üzerindeki tüm baskıları, üzerindeki tüm vesayet mekanizmalarını mutlaka bertaraf etmelidir. Millete ve ülkeye ait her meselenin çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir; çözüm aracı da siyasettir. Sorunlara siyasetin dışında, Meclis’in dışında çözüm aramak, milli iradeye karşı apaçık bir hürmetsizliktir” şeklinde konuştu.

“SİYASETİN DIŞINDAN ÇÖZÜM ARAYIŞLARI ÜLKEMİZE ÇOK AĞIR BEDELLER ÖDETTİ”
Medya, sivil toplum örgütleri, sendikalar, dernekler, vakıfların demokrasinin vazgeçilmez unsurları olduğunu, Anayasa ve yasalar çerçevesinde yapılan gösteri ve protestoların her zeminde dile getirilen eleştirilerin demokrasinin olmazsa olmazı olduğunu belirten Erdoğan, “Ancak bu mekanizmalar, siyaseti esir almak, siyaseti yok saymak, kendilerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, milli iradenin, yani sandığın üzerinde göremezler. Siyaset, sokaklarda hakimiyet kurmak ve milli iradeyi boğmak isteyen şiddete boyun eğerse, bu şiddeti kutsar ve teşvik ederse, en başta kendi varlığını inkar etmiş demektir. Sorunları Meclis içinde, siyaset zemininde ya da millete giderek sandık yoluyla çözmek varken, terörden, şiddetten, sokak eylemlerinden, siyaset dışı güç odaklarından medet umanlar, kendilerini yok saymak gibi bir acziyetin içine girerler. Esasen geçmişte Türkiye bunu maalesef yaşamıştır. Sandıktan umudunu kesenler, sokak eylemlerine umut bağlamış, siyaset dışı kurumları sözüm ona vazifeye davet etmişlerdir. Ortaya çıkan sonuçları hepimiz gördük, yaşadık ve tecrübe ettik. Siyasetin dışından çözüm arayışları ülkemize çok ağır bedeller ödetti ve on yıllar boyunca faturası ödenen çok ağır enkazlar bıraktı. Siyaseti ve milli iradeyi tehdit eden terör ve şiddet eylemleri karşısında en başta ve en cesur şekilde önce siyasetçinin durması, önce siyasetçinin ve siyasi partilerin buna karşı çıkması gerekir. Elinde silahla cinayet işleyen şebekeleri öven ve destekleyen bir siyaset anlayışı, kendisini inkar eden bir siyaset anlayışıdır. Küçük çocukların eline taş vererek şiddeti körükleyen bir siyaset anlayışı, hiç şüphesiz acziyet ifade eden bir siyaset anlayışıdır. Ülkenin huzur ve güvenliği için canını ortaya koyan güvenlik güçlerine taş fırlatan bir siyaset anlayışı, aslında kendisini küçülten bir siyaset anlayışıdır. Aynı şekilde sokak eylemlerini, vandallığı, yakıp yıkmayı, hakareti teşvik eden, eylemcilerin önünde polise taş fırlatan, polise hakaret eden bir siyaset anlayışı da, kendisini inkar eden, aslında çaresizlik sergileyen bir siyaset anlayışıdır. Türkiye’deki her meselenin çözüm ve karar yeri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir, çözüm aracı ve karar mekanizması da siyasettir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, siyasi partilerimiz ve tek tek milletvekillerimiz, Meclis’in ve siyasetin saygınlığını korumakla mükelleftirler. İnanıyorum ki bundan sonra da Meclis’in ve siyasetin saygınlığı en üst seviyede muhafaza edilecektir” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’NİN KORKARAK, ÇEKİNEREK, TEREDDÜT EDEREK VARABİLECEĞİ HİÇBİR SEVİYE YOKTUR”
Yakın siyasi tarihin, demokrasi ve en geniş manada özgürlük ortamının Türkiye’nin varlığını ve birliğini tehdit eden değil, Türkiye’yi güçlendiren mekanizmalar olduğunu gösterdiğini kaydeden Erdoğan, Türkiye’nin bütün eski korkularının üzerine cesaretle gittiğini, yasak ve kısıtlamaları cesaretle kaldırdığını, bu sayede hem ekonomisini büyüttüğünü hem toplumsal huzuru tesis ettiğini hem de dünyadaki itibarına itibar kattığını söyledi. Erdoğan, “Özellikle son 12 yıl içinde kaldırılan her yasak, her kısıtlama, toplumda huzurun artmasına zemin hazırlamıştır. Atılan her demokratikleşme adımı, toplumun farklı kesimlerini birbirine daha da yaklaştırmıştır. Cesaretle üzerine gidilen her hassas mesele, 77 milyonun birliğini, bütünlüğünü, kardeşliğini daha da pekiştirmiştir. Demokrasinin standartları yükseldikçe, özgürlük alanları genişledikçe, kardeşliğimiz güç kazandıkça, ekonomimiz de buna paralel olarak büyümüş, Türkiye bu sayede 12 yıl içinde yıllık ortalama yüzde 5 büyüme oranını yakalayabilmiştir. Türkiye’nin korkarak, çekinerek, tereddüt ederek varabileceği hiçbir seviye yoktur, yakalayabileceği hiçbir hedef yoktur. Bölünme, parçalanma, iç çatışma gibi senaryoların, yersiz ve anlamsız korkular olduğu, yakın tarihimizde açık bir şekilde görülmüştür. Farklı dil ve lehçelerde konuşmanın, yayın yapmanın, propaganda yapmanın önü açılmış, Türkiye bölünmemiş, daha da güçlenmiştir. Farklı dil ve lehçelerin, üniversitelerde, ortaokul ve liselerde, özel okullarda, kurslarda öğretilmesinin önü açılmış, Türkiye parçalanmamış, daha da bütünleşmiştir. Kültürel kimliklere gösterilen saygı, Türkiye’yi daha huzurlu bir ülke haline getirmiştir” açıklamasında bulundu.

“BAŞÖRTÜSÜNÜN SERBEST BIRAKILMASI ÖZGÜRLÜKLERİN ÖNÜNÜ AÇTI”
İnançların ifadesi ve ibadetlerin ifası önündeki engellerin kalktıkça Türkiye’nin daha mutlu, daha mesut, daha özgüvenli bir ülke konumuna yükseldiğini belirten Erdoğan, on yıllardır son derece manasız bir şekilde sürdürülen başörtüsü yasağının kalkmasının iddia edildiği gibi toplumda infiale yol açmadığını, toplumun normalleşmesini sağladığını söyledi. Erdoğan, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, kamu iş yerlerinde, üniversitelerde, şimdi de ortaöğretim kurumlarında başörtüsünün serbest bırakılması, özgürlüklerin önünü açmış, Türkiye’yi normal ve tabii mecrasına sevk etmiştir. Türkiye’de ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü, geçmişle kıyas kabul etmeyecek derecede sağlam bir zemine kavuşmuştur. Son dönemde internet, Türkiye’nin 780 bin kilometrekaresini kapsayacak şekilde yaygınlaştırılmış, öğrencilerimize dağıtılan tablet bilgisayarlar, okullarımıza kurulan bilişim alt yapısı sayesinde, internet günlük hayatın ve eğitimin ayrılmaz parçası haline gelmiştir. Medyanın, basın özgürlüğünün ve internetin, başkalarının özgürlük alanını daraltacak, kişisel hakları ihlal edecek, ulusal güvenliğimizi tehdit edecek şekilde istismar edilmesi elbette tepkisiz kalınacak bir durum değildir. Bu konuda, gelişmiş, demokratik ülkelerin sahip olduğu düzenlemelere Türkiye’nin de sahip olmasından daha tabii bir şey olamaz. Ancak, ulusal ve uluslararası bazı karalama kampanyaları çerçevesinde, ülkemizin bu alanlarda hedefe konulması da çok büyük haksızlıktır” dedi.
Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri