TİC Holding Header
  • USD 32.379
  • EUR 34.985
  • Altın 2324.064
  • BIST 100 8880.09
  • Siyaset

Haşimi, 'Güçlü liderlere ihtiyaç var'

Diyarbakır’ın Eğil ilçesine bağlı köyleri ziyaret eden AK Parti Diyarbakır Milletvekili adayı Haşim Haşimi, Kürt sorunu için Turgut Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve Süleyman Demirel ile birebir görüştüğünü ancak karşılık bulamadığını söyledi.
Haşimi, 'Güçlü liderlere ihtiyaç var'
DİYARBAKIR / İHA - Seçim çalışmalarını sürdüren AK Parti Diyarbakır ikinci sıra milletvekili adayı Haşim Haşimi, bu çerçevede, Eğil ilçesine bağlı köyleri ziyaret etti. Doruklu köyünde konuşan Haşimi, Türkiye’de iyi bir tablo olmasının zorunluluk olduğunu belirterek, bunun yalnızca Türkiye değil, Ortadoğu coğrafyası için gerekli ve önemli olduğunu ifade etti. Ortadoğu’da bütün dengeler altüst olmuşken AK Parti’nin Türkiye’de var olan bölgesel sorunu çözmek için ciddi bir hareket başlattığını vurgulayan Haşimi, sürecin istenilen amaçta karşılığını bulduğuna ve daha da bulacağına inandığını dile getirdi.

"GÜÇLÜ LİDERLERE İHTİYAÇ VAR"
Kürt sorunu çözümü konusunda geçmişte diğer liderlerle de birebir görüştüğünü ancak hiçbir liderden karşılık bulamadığını anlatan Haşimi, şunları söyledi: "Geçmiş dönemin bütün siyasi parti liderleri ile görüştüm. Bunların içinde rahmetli Turgut Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve Süleyman Demirel vardı. Birebir, tek tek görüştüm. Kürt sorunu çözümü konusundaki fikir ve beyanlarımı paylaştım ama maalesef hiçbiri tarafından karşılık bulmadı. Tam aksine bulması ve böyle bir sürecin başlatılması benim gördüğüm tabloda mümkün değildi. Tamamen AK Parti’nin kendi siyasi inisiyatifi ile başlatmış olduğu bir çözüm süreci var karşımızda. Ben başından bu güne kadar bu sürecin içindeyim. Bakın Türkiye’nin ciddi bir yol kat etmesi için, güçlü bir liderin olması lazım. Hepiniz hatırlarsınız Genelkurmay Başkanlarının siyasete ve siyasi liderlere müdahale ettiği dönemlerden geldik. Şuan Türkiye’de doğu ve batıyı birleştirecek tek kişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Çünkü güçlü bir lider olmadan farklı etnik guruplara mensup insanları birleştirme, uzlaştırma konusunda atılacak adımlar ve atılması gereken hususlarda birleşimi ve çözümü inanın zor ve imkansızdır"

"İNSANLARIN ACILARINA ŞAHİT OLDUM"
Cizre Belediye Başkanlığı yaptığı dönemlerde insanların çektiği acılara birebir şahit olduğuna dikkat çeken Haşimi, şunları söyledi: "Gözyaşı, kan, asimilasyon, işkence, faili meçhul cinayetler ve bitmek bilmeyen acılar birbiri ardına tufan gibi milletin üstüne geliyordu."
TBMM Göç Araştırma Komisyonu başkanlığını da yaptığını anlatan Haşimi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Cezaevlerini tek tek dolaştım. İnsanlarımıza işkence çektiren bir zihniyetten bu günlere geldik. 1991’de de bir ilimiz boşaltıldı. Ölü sayısı hâla bilinmiyor. Resmi olarak 200-250 kişi denilse de binlerce insanımız öldü, kayboldu. Cizre Belediyesi olarak ben yaklaşık 300 aileyi ağırladım. Gencecik çocuklarımız ve gençlerimizin cesetlerini, yüreğim kan aksa da kendi ellerimle aldım toprağa gömdüm. Belediye hizmetlerini yapmaktan daha çok kendi insanımızı toprağa gömüyorduk. Her gün 4-5-10 ceset gelirdi. Buna yürek dayanmıyordu. Bir tufan gibiydi, o yıllarda yaşanan bu vahşet. Türkiye’nin gerçek yüzü ve tablosu buydu."

"DİĞER ÖNEMLİ İSİM ÖCALAN’DIR"
Çözüm sürecinin üç aktörü olduğunu ve bu aktörlerden birinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan diğerinin de Abdullah Öcalan olduğunu aktaran Haşimi, şunları kaydetti:
"Çünkü Öcalan, içeride olmasına rağmen yıllardır, barış süreci için Türkiye`ye yönelik bir politika ve çözüm anlayışı ekseninde ilerlemesini önemli ve değerli buluyorum. Üçüncü siyasi aktör, Bölgesel Kürt Yönetimi’dir. Ama dikkat edin şuanda Türkiye ile Bölgesel Kürt Yönetimi arasındaki ilişkiler iyi. PYD Başkanı’nın, Türkiye ile görüştüm demesi bile bence geldiğimiz aşamanın ne kadar değerli bir yerde durduğuna işarettir. 2005 yılında başlatılan çözüm sürecinin arkasında her zaman ben vardım ve olmaya da devam edeceğim. Kobani olayları da Türkiye için önemli bir hadisedir. Çünkü Kürtler cephesinden baktığımda, Hükümete karşı bir küskünlük görüyorum. Bence, Erdoğan’ın o dönem Kobani olayları ve gidişatı için sarf ettiği cümleler yanlış anlaşılmış olup, bu küskünlük daha da artmıştır."

"MUHALEFETİN İLGİSİNE KANILMAMALI"
AK Parti güçten düşmesi ile sürecin sona ereceğini vurgulayan Haşimi, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü muhalefet tamamen AK Parti’ye cephe almış bir anlayışla hareket etmektedir. HDP’nin parti olarak barajı geçmemesi durumunda, bir Kürt parlamentosu kurulacağı ve bunun başına da Hatip Dicle’nin getirileceği söylentilerine inanmıyorum. HDP’nin seçime parti olarak girme kararına da tamamen saygı duyuyorum. Diyanet üzerinden siyaset yapmaya çalışanların bu üslup ve tutumlarını uygun bulmuyorum. Güya bizim topraklarımızda yaşayan insanların büyük bir kısmı muhafazakardır. İstesek de istemesek de bizim doğrularımız ve değerlerimizdir bunlar."
Yorum Yazın