TİC Holding Header
  • USD 32.395
  • EUR 35.082
  • Altın 2325.08
  • BIST 100 9129.19
  • Genel

Hukukun Üstünlüğü Platformu'ndan adli yıl açılış kokteyli

Hukukun Üstünlüğü Platformu’nun adli yıl açılışı vesilesi ile verdiği kokteylde konuşan İstanbul Barosu Başkan adayı Abdullah Arar, Yasama ve yürütme bir şekilde hesap verebilirken, maalesef yargı hesap veremez durumdadır dedi.
Hukukun Üstünlüğü Platformu'ndan adli yıl açılış kokteyli
İHA - Hukukun Üstünlüğü Platformu, 2014-2015 adli açılışı dolayısıyla İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde bir kokteyl verdi.

Kampüsün havuzlu bahçesinde verilen etkinliğe Hukukun Üstünlüğü Platformu Başkanı Adem Yıldırım başta olmak üzere Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Mahmut Koca, İstanbul Barosu Başkan adayı Abdullah Arar ve çok sayıda platform üyesi avukat katıldı. Arar, yaptığı konuşmada yönetimde, paylaşımda ve yargıda adalet olmadan barışın olamayacağını, küresel beylerin eliyle zulmün ve gözyaşının had safhaya vardığını, dünyada ve özellikle Türkiye’nin medeniyet havzasında yönetim, paylaşım, yargıda adalet ve barış dolu bir hayata her zamankinden daha çok ihtiyaç olduğunu belirtti. Arar, kuvvetler ayrılığına vurgu yaptığı konuşmasında, adil bir yönetim için yasama, yürütme ve yargı erklerinin ayrı olması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Ülkemizde kuvvetler ayrılığından çok güçler parçalanması ve çatışması söz konusudur. Hepimizin bildiği gibi bazen apoletlerin bazen de cübbelerin gölgesinde yönetilemez bir ülke haline geldik. Bu risk halen devam etmektedir. Burada millet iktidarı, vesayet ve meşruiyet kavramlarına dikkatlerinizi çekmek isterim. Yasama ve yürütme bir şekilde hesap verebilir iken, maalesef yargı hesap veremez durumdadır. Oysa mahkemeler kararlarını millet adına verirler. Sorunların esas bu çözümü üst hukuk normu olan anayasanın, özgürlükçü, çoğulcu şekilde yeniden yapılması ve gerçekten kuvvetler ayrılığının tesis edilmesidir. İfade etmeliyim ki, yasama ve denetim görevi olan meclis ile yürütmenin de ayrılması da kaçınılmazdır. Ancak bu şekilde ’devlet için millet’ anlayışı yerine ’millet için devlet’ oluşabilir."

“HSYK, VESAYET MAKAMI OLARAK DURUYOR”
İstanbul Barosu Başkan adayı Abdullah Arar, yargı ve HSYK seçimlerine temas ederek, Yargıtay Başkanının yeni Anayasa ihtiyacına, kuvvetler ayrılığına ve iş yükünün çok olmasına değindiğini hatırlattı. Ayrıca Yargıtay Başkanının ’yargı bağımsızlığının denetimsizlik olmadığını’ beyan ettiğini ve hakim ve savcıların polemiğe sevk edilmemesini istediğini belirten Arar, "Bu çerçevedeki görüşlerine biz de katılırız. Ancak, Yargıtay Başkanı konuşmasında, zaman zaman brifinglerde alınan talimatlar ile zaman zaman da bazı illegal, paralel ve derin yapılanmaların emrinde olan bir kısım hakim ve savcılar eliyle yaşadığımız kaosları görmezden gelmiştir" diye konuştu.

Arar, yakın zamanlarda yaşanan kaynağı küresel beyler ve onların emrine amade taşeronlar, paralel veya derin yapılanmalar eliyle ısmarlama fezlekeler, sadece imzalanan iddianameler ve adil yargılanma ilkesinin ihlal edildiği kararların görmezden gelindiğini ileri sürdü. "Evet, hakim ve savcılar bağımsız ve ama mutlaka tarafsız olmak zorundadır" diyen Arar, "Filan paşanın, falan devletlünün emir ve ricası ile adalet olmaz. Yine filan efendinin bendelerinin devletin-milletin kendine verdiği görevleri illegal şekilde kullanarak adalet tesis edilemez” dedi.

Arar, HSYK’nın hakim ve savcılar üzerinde vesayet makamı olarak durduğunu öne sürerek, HSYK seçimlerinin bazı statükocular ile bazı başka yerden talimat alan bir kısım hakim ve savcıların adeta iktidar savaşı haline getirilmek istendiğini söyledi.
Yorum Yazın