İHA - Manisa’nın Soma ilçesinde özel bir şirkete ait maden ocağında meydana gelen iş kazasında hayatını kaybeden Yusuf Çakıroğlu (35), memleketinde gözyaşları arasında toprağa verildi.
Soma ilçesinde özel sektöre ait maden ocağında, dün gece saat 04.00 sıralarında meydana gelen kazada hayatını kaybeden 34 yaşındaki Yusuf Çakıroğlu’nun ani ölümü ailesini yıktı. İzmir’in Bergama ilçesindeki Katrancı Mahallesi’nde yaşayan Çakıroğlu ailesinin evine ateş düştü. Yusuf’un annesi Hanife Çakıroğlu “Soma yaktı beni, bahar günü yaktı Soma cayır cayır” diye feryat etti. Yusuf’u gözleri önünde kaybeden kardeşi Ramazan Çakıroğlu ise yaşadıklarını boğazı düğüm düğüm anlattı. Maden işçisinin yetim kalan 12 yaşındaki kızı Hanife Çakıroğlu ise konuşamadı.
“SOMA YAKTI BENİ YAKTI CAYIR CAYIR”
Oğlunun 2 senedir maden ocağında çalıştığını belirten anne Hanife Çakıroğlu, “Yaktı beni Soma, bahar günü yaktı. Hiç korku yoktu içinde, küçük kardeşinin olurdu ama Yusuf ‘Ecelden kaçılmaz ölüm her yerde var’ diyordu. ‘Gitme oğlum’ diye çok söylüyordum, ‘Ecelden kaçılmaz anne’ diyordu. En son akşam saat 22.00’de gördüm. Yemeğini yedirdim, torbasını koydum gönderdim. Giderken ‘Anne gece devriyesinde yemek yenmiyor, sadece zeytinle kurabiye koy. Ekmek de koyma’ dedi. Her gün yoğurt koydururdu, bugün onu da koydurmadı. ‘Hadi oğlum hayırlı işler, sabah Allah kavuştursun’ dedim. Gitti. Soma yaktı beni yaktı.”
“ÇİFT ÇİFT YOLLADIM OĞULLARIMI TEK GELDİ”
Madende çalışan küçük oğlu Ramazan Çakıroğlu’nu maden ocağına artık göndermeyeceğini ifade eden acılı anne, “Aç dursun da gözümün önünde dursun. Onu hayatta göndermem bir daha. Çift çift yolladım iki oğlumu. Tek tek geldi. Buna da analar dayansın. Akşam çifter çifter gönderdim. Sabahleyin tek geldi. Nasıl bıraktı geldi abisini mezarlıklarda bilmiyorum. Yavrusuna bile öldüğünü söyleyemedik. Soma cayır cayır yaktı beni yaktı” ifadelerini kullandı.
KARDEŞİNİ GÖZLERİ ÖNÜNDE KAYBETTİ
Kardeşiyle vardiya amirlerinin tertibi bozması sebebiyle aynı anda vardiyaya girdiğini belirten Ramazan Çakıroğlu, “Biz vardiya başına gittik. Vardiya çavuşları tertibi bozdu. Biz karşılıklı girdik, onlar karşıdan biz karşıdan. Öyle girince ara mesafe çok açıldı. Normalde 30-30 60 santimetre olacaktı ama bizim 2.80 açıldı ara. O karşıdaydı, ben de beriden geliyordum. Karşılıklı giderken onlar cıvata sökerken ara çok açıktı yan taraf vurdu. Bir ben vardım bir de amir vardı. Sonra yola aldık. Biraz sedyenin gelmesini bekledik. Sedye gelmedi. Sonra sırtıma aldım, sırtımda taşımaya başladım. Sonra sedye geldi, sedyeye aldık. Artık yapmam bu mesleği. Yapmam” diye konuştu.
İKİ KARDEŞ AYNI ANDA AYNI VARDİYADA
Yusuf Çakıroğlu’nun 12 yaşındaki kızı Hanife ise, gözleri dolu dolu anneannesinin söylediklerini dinledi. En son babasından telefon isteyen ve babasına telefonunu gösteremeden eline alan küçük kızın babasından kalan son hatırası telefon oldu.
Baba Necati Çakıroğlu ise iş sahasının olmadığından yakınarak “Oğullarımın ikisi de aynı vardiyadaymış. Küçük oğlumun yanında gitmiş zaten. Burada iş yok. Mecbur çalışmasını istiyorduk madende. Mecburuz, buralara iş sahası açmıyorlar. Aç durulmaz ki mecbur gidiyordu mecbur” dedi.
Köylüler ise iki kardeşin aynı anda aynı vardiyaya alınmasının yasal olarak bir hükmü olduğunu savunarak tepki gösterdi.
