GİRESUN / İHA - Annesi Yeter Tütüncü’nün tutuklanmasına neden olan ifadesinde; "...anneme ne olduğunu sorunca ’Karnesinde zayıf getirdi, başına sopayla vurdum. Sonra birlikte cesedi bir çuvala koyup fındık bahçesine götürdük. Kardeşim ölmemişti ve inliyordu. Anneme ’Yaşıyor, hastaneye götürelim’ dedim ama ’Olmaz orada ölür başımıza kalır’ dedi. Ardından havaya ateş edip tüfeği ve karnesini kardeşimin eline koydu. Annemden korktuğum için kimseye anlatamadım" dediği iddia edilen ağabey Mustafa Tütüncü, yaşadıklarını ve olay gününü anlattı.
“SENARYO YAZDIM”
Korktuğu için yalan ifade verdiğini belirten Mustafa Tütüncü, "Vicdan azabı çekiyorum. Baskı altında ifade verdim. Benim ifadem yüzünden annem hapiste. Bu beni derinden sarstı” dedi. Hapisteki annesinin çok zayıfladığını anlatan Tütüncü, şunları söyledi: “Suçlu kimse cezasını çeksin. Annemse de çeksin. Ben suçlunun kim olduğunu bilmiyorum. O an ifademi baskıyla, tehditle verdim. ‘Senin okulunu yakarız’ şeklinde tehdit oldu. Benim de geleceğim birçok şeyden önemli. Bunun için böyle bir senaryo yazmaya ve ifade olarak vermeye mecbur tutuldum. Beni kullanarak dosyayı kapatmak istediler” diye konuştu. Kardeşi Nazile’yle hiçbir sıkıntısı olmadığını da dile getiren Mustafa Tütüncü, “Benim kardeşim içine kapanık bir insandı. Mesela bir aşk hayatı falan olduğunu da düşünmüyorum. Denizdeki bir inci gibiydi” diye konuştu.
“NAZİLE O GÜN EVE HİÇ GELMEDİ”
Nazile Tütüncü’nün ortadan kaybolduğu gün eve hiç gelmediğini iddia eden Mustafa Tütüncü, olay gününü şöyle anlattı: “O gün gün karneyi aldım babamın yanına gittim. Sonra eve çıktım. Annem evde yoktu, komşumuza gitmişti. Kardeşim de evde yoktu. Sonra bu maceralar oldu. Kardeşimin eve geldiğini görmedim ama ‘Gördüm’ diyen tanıklar varmış. Benim anlattığım senaryonun bir gerçekliği yok.”
“GELECEĞİN YANAR DEDİLER”
Tüm işaretlerin annesini gösterdiği için katil olarak annesini söylediğini ifade eden Mustafa Tütüncü, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bana ifade sırasında hiçbir yasal hakkım okunmadı. En yakın akraba olduğum için tanık olmamam gibi bir durumun mevcut olduğunu öğrendim. Gelecek kaygım yüzünden bu hikayeyi uydurdum. ‘Eğer anlatmazsan okuluna gidemezsin, geleceğin yanar’ dediler. 13 yaşındaki kardeşimin okuluna da psikologsuz ve avukatsız olarak gidilmiş. ‘Seni döveriz’ şeklinde polislerin ithamlarına maruz kalmış.”
