TİC Holding Header
  • USD 32.354
  • EUR 35.154
  • Altın 2307.984
  • BIST 100 8880.09
  • Sağlık

Ozon ile organlar ve dokular daha iyi beslenir

Estetisyen Dr. Figen Sayın, ozon tedavisinin en önemli etkisinin kan dolaşımını düzeltmesi olduğuna dikkat çekerek,
Ozon ile organlar ve dokular daha iyi beslenir
ozonun kırmızı kan hücrelerinin oksijen taşıma kapasitesini ve dokulara oksijen sunumunu artırarak dokuların iyileşmesini sağladığını belirtti.

ANTALYA / İHA - Şeker (diyabet) hastalarının ozon tedavisiyle şekerini dengeleyebildiğini belirten Dr. Sayın, düzenli ozon tedavisi sonrası hastaların ilaç dozları ve kullanmaları gereken insülin miktarının azaldığını söyledi.

Şeker hastalığının çağımızın hızla artan ve yaygınlaşan sağlık problemlerinin başında geldiğini belirten Dr. Figen Sayın, "Şeker hastalarının yaşadıkları bir çok sorun var elbette ama bu sorunlar arasında en çok şikayet edilenler, genellikle kendi kendine oluşan yaralar ve bu yaraların çok zor iyileşmesi. Ozon tedavisi sayesinde şeker hastalarının özellikle ayaklar, eller ve tırnak çevresini saran iyileşmeyen yaraların iyileşmesini sağlar. Hatta ayak kesilmesine gidecek ayak yaralarını iyileştirip kesilmeyi önlediği için çok yüz güldürücü bir uygulamadır. Bu tür tedaviler kişilerin ilgili bölümdeki tedavisini destekleyen bir tedavi olarak planlanır" dedi.

Ozon tedavisinin şeker hastalığının en önemli patogenetik mekanizmaları üzerine etkili olduğundan şeker hastalığında ve komplikasyonlarının tedavisinde en etkili tamamlayıcı tıp yöntemi olduğunu kaydeden Dr. Sayın, ozon tedavisinin kan dolaşımını arttırdığını ve oksijen molekülünden yaklaşık 10 kat daha güçlü olduğu için dokulara daha çok oksijen gitmesini sağladığına da dikkat çekti.

“İLAÇ DOZLARI VE KULLANILMASI GEREKEN İNSÜLİN MİKTARI AZALIR”
Ozon tedavisinin hücresel metabolizmayı arttırdığını ve ozon tedavisinin şeker hastalarında yoğun egzersizin oluşturduğu faydalı etkiye benzer bir etki oluşturduğunu belirten Dr. Figen Sayın, şunları söyledi:
"Bu sayede kan şeker düzeyi düşer ve şeker hücreler tarafından kullanılmaya başlanır. Her iki mekanizma da glutatyon üretimini yoğunlaştırır. Glutatyon, glukozdan yani şekerden glikojen ve yağ oluşum süreçlerinde yer alır. Aynı zamanda protein sentezine de katılır. Son ürünleri de içeren glukoz oksidasyonu oluşur. Sonuçta karbonhidratların asıl görevi olan vücuda enerji sağlama fonksiyonu restore edilmiş olur. Dokuların enerji açığı giderilir. Protein yıkımı azalır ve yıkım süreçleri baskılanır. Lipit peroksidasyonu normale döner. Yani ozon insulin hormonunun yaptığı bir dizi fonksiyonu oluşturur. Ozon tedavisi şeker hastalarında kan şekerini düşürdüğünden ve dokulara giden oksijen miktarını arttırdığından katarakta, nöröpatiye ve kılcal damar hasarlarına neden olan sorbitol miktarı azalır, eklem problemlerine neden olan glikozaminoglikanlar azalır, anjiyopati denilen damar hastalıklarının ilerlemesini sağlayan glikoproteinlerin sentezi azalır. Şeker hastalarında çok sık görülen susuzluk hissini, idrara çıkma sıklığını, ağız kuruluğunu, cilt kaşıntılarını, el ve ayak yanmalarını azaltır. Halsizliği yok eder. Düzenli ozon tedavisi sonrası hastaların ilaç dozları ve kullanmaları gereken insülin miktarı azalmaktadır."

OZON TEDAVİSİNİN TEMEL AMACI
"Ozon tedavisini anlamak için öncelikle şunu bilmek gerekir" diyen Dr. Sayın, "Vücutta beyinden kaslara, deriden iç organlara kadar tüm organların beslenmesini kan damarları yoluyla kan ve kanın taşıdığı oksijeni sağlar. Yani bir organa kan, dolayısıyla oksijen ne kadar fazla gidiyorsa o organ daha iyi çalışıyor demektir. İşte ozon tedavisinin temelinde bu felsefe yatar. Ozon aracılığıyla organlar ve dokular hücresel düzeyde daha iyi beslenir, daha iyi oksijenlenir ve dolayısıyla daha iyi çalışır. Organlardaki tüm kılcal damarların genişlemesini sağlarken kanın akışkanlığını artırarak dokulardaki oksijen eksikliğini giderir" diye konuştu.

“ÇOK ETKİLİ BİR TEDAVİ YÖNTEMİ”
Şeker hastalarında ozon tedavisinin herhangi bir komplikasyon gelişmemiş vakalarda ilk başlangıçta haftada bir kez olacak şekilde 8-10 seans önerildiğini belirten Dr. Sayın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ardından aylık veya 3 ayda bir tedaviye devam önerilir. Ozon gazı rektal olarak ya da kandan uygulanabilir. Kangren ya da geçmeyen yara gibi komplikasyonu olan vakalarda ise haftada 2 seans sistemik ozon tedavisinin yanı sıra mutlaka bölgesel ozon tedavisi de yapılır. Seans sayısı hastalığın iyileşmesine göre belirlenir."

Dr. Sayın, ozon tedavisinin sadece şeker hastalığı değil diğer tüm dolaşım bozukluklarına bağlı gelişen tüm yaralarda da çok etkili bir tedavi yöntemi olduğunu belirterek, tedaviye başladıktan sonra hemen ilk seanstan sonra bile dolaşımın düzeldiğinin hem hasta, hem yakın çevresi tarafından kolayca gözlemlendiğini söyledi.
Yorum Yazın