TİC Holding Header
  • USD 32.37
  • EUR 34.966
  • Altın 2324.243
  • BIST 100 8880.09
  • Genel

Prof. Dr. Ercan'dan deprem açıklaması

Balıkesir’de Karesi Belediye’si tarafından 'Sallanacak Vakit Yok, Harekete Geç' konulu seminere katılan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye’nin 1. derecede deprem bölgesinde olmadığını söyledi.
Prof. Dr. Ercan'dan deprem açıklaması
İHA - “Sallanacak Vakit Yok, Harekete Geç” konulu seminerin açılış konuşmasını Balıkesir Karesi Belediye Başkanı Yücel Yılmaz yaptı. Yılmaz, "Deprem konusunda bilinçlenme ve ilk 72 saati en az hasar alarak nasıl geçirebilir bunun istişaresini yapmak üzere zemin hazırlamak için bu semineri düzenledik. Karesi Belediyesi içindeki konutların binalarımızın yüzde 92’si yordun. Biz bunlara makyaj yapıyoruz. Bunların depreme dayanıklı olup olmadığı konusunda kendimizi kandıracak bir takım tedbirler alıyoruz. Doğa bizden eğer onun kurallarına göre hareket etmezsek bedelini ödetiyor. Bizim bazı tedbirleri kanaat önderleri olarak almamız gerekiyor. Bazı şeyleri belediye yapmaya kalktığında da değişimi isteyen o arkadaşlardan da tepki gelebiliyor. Bizimde bazı önlemleri alabilmemiz için inşaat mühendislerimizle, kanaat önderlerimizle, muhtarlarımızla bu konuyu gündemde tutmamız gerekiyor" dedi.

AFAD olarak Balıkesir’de olası bir afete hazır olduklarını söyleyen Balıkesir İl Afet ve Acil Durum Müdürü Bekir Bahar, "İlimizin 20 ilçesinin tamamı 1. derece deprem kuşağında yer almaktadır, bu nedenle hazırlıklarımızı sürdürmekteyiz. Depremden sonra ilimizdeki 2. risk orman yangınları, daha sonra İvrindi, Sındırgı ve Dursunbey ilçelerinde görülen heyelan olayları ve körfez bölgemizdeki sel olaylarıyla karşılaşıyoruz. İlimizin risk haritası çıkarılmış durumdadır. Bu planda insani yardımların nerede toplanacağı, nerelerde dağıtılacağı, deprem çadırlarının nerelerde kurulacağı belirlenmiş durumdadır" şeklinde konuştu.

“BUNLARIN HİÇ BİRİ DEPREMLER OLMASAYDI OLMAZDI”
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan deprem durumu ve Balıkesir hakkında katılımcılarla bilgilerini paylaştı. Ercan, "Balıkesir’in Marmara bölgesinin yıkıcı depremi olan Kuzey Anadolu kırığından, gerekse Ege’nin göçüklü kırıklarından bir konumu var. Balıkesir her yıl biraz daha AB bizi istesin istemesin Avrupa’ya doğru kayıyor. Tabii ki bu kaymanın yaratmış olduğu bir gerginlik var, bu gerginlikte deprem olarak kendini gösteriyor. Bizim bu güzel pınar sularımız, kızıklarımız, maden sularımız, yabancıların soyduğu altın, krom yatakları bunların hiç biri depremler olmasaydı olmazdı. Allah deprem vermesin demek yaratılışa inanmamak demek. Deprem olacaktır ama bunun 3 tane boyutu vardır. Bu boyutlardan bir tanesi sarsıntı boyutu, bir tanesi deprem güresi, güre enerji demektir. Bir tanesi de ışık yoludur buradaki gerginlik bu üç şekilde çıkar. Biz hep sarsıntı boyutu ile ilgilendik. Çünkü yapılaşmalarımız kötüydü, depremi hep bahane ettik, sarsıntıdan korktuk" dedi.
Türkiye’nin deprem enerjisinden faydalanması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Ercan, "Bu işin birde enerji boyutu var. Türkiye’nin şuandaki enerji yatırımları 50-60 milyar dolar ve biz bunları Rusya’ya veriyoruz. Türkiye bundan böyle deprem enerjisinden yararlanması gerekiyor. Eğer bir bölgede deprem varsa doğa yeni bir enerji kaynağı yarattı demektir. Çünkü depremle gerginlikle sadece yüzde 25’i açığa çıkıyor, gerisi yerin altında ısı enerjisi olarak kalıyor. Umarım gelecek dönemlerde bu enerjiyi üretiriz" şeklinde konuştu.

“DEPREMLERİN YÜZDE 20’Sİ YER YÜZÜNÜN KÖTÜLÜĞÜNDEN KAYNAKLANIR”
Balıkesir’de bir depremden en az etkilenecek bölümün Karesi ilçesi olduğuna değinen Ercan, "Çünkü depremlerin yüzde 20’si yer yüzünün kötülüğünden kaynaklanır. Yapıların salt özürleri yüzde 80’dir. Karesi ilçesine bakıldığında Kuzey Anadolu kırığının etkin olduğunu görürüz. Ama Balıkesir’in güney kısmında ise göçüntülerin etkili olduğunu görürüz. En yıkıcı depremler Balıkesir’in güneyinde olduğu gibi göçüntü depremlerdir. Nasıl insan gerildiğinde bunu kalp sıkıntısıyla belli ediyorsa, yerde gerildiği zaman sıkılır ve bunu yeri yararak o gerginliğini atar. Yerin gerginliğini attığı bu yarığa biz kırık diyoruz, içimizdeki Fransızlar ise fay diyorlar. Kuzey Anadolu’nun uzak kolu var İstanbul önünden geçiyor birde güney kolu var, ve daha sonra Bandırma’nın bulunduğu kesimden Çan, Bayramiç’in bulunduğu kesimden Edremit körfezine doğru geliyor. Diğer bir güney kolu ise Bursa Uluabat Gölü üzerinden Manyas’a geliyor ve Yenice üzerinden Edremit’e çıkıyor. Balıkesir’e gelindiği zaman bu Gönen kırığının güneye doğru kalkan gibi birleştiği kırık işleyişi var. Birde tam Balıkesir’in içinden geçen var biz bunu Balıkesir kırığı diye adlandırıyoruz. Bu Balıkesir kırığı Edremit körfezinin güneyinden başlıyor sonra Havran İvrindi’di üzerinden Balıkesir’e doğru geliyor ve Kütahya’ya doğru ilerliyor. Balıkesir’i en çok etkileyen kırık bu Balıkesir kırığı. Buda çok yeni ve çok fazla depremler üreten bir kırık değil. Balıkesir’i etkileyecek deprem Balıkesir ve Sındırgı kırığından olur. Balıkesir’in altı kaynar bir kazan gibidir. Bundan korkacak mıyız, hayır bundan yararlanacağız" dedi.

Dünyadaki depremlerin yüzde 3’nün Türkiye’de olduğunu kaydeden Ahmet Ercan, "Bundan sonraki projelerde Balıkesir’in mahallelerini yerin altından nasıl ısıtabiliriz bunları belirlemeliyiz. Biz 4’den daha küçüğüne depremcik diyoruz, 4’den büyüklerine deprem diyoruz. Biz her sarsıntıya deprem diyemiyoruz. Balıkesir’de çok korkutan bu Dursunbey, Bigadiç’te olan depremler depremciktir. Türkiye’de deprem algılama ağı çok geliştiği için eskiden buralarda hiç depremcik olmuyor gibi gözüküyordu. Ama Kandilli ve Afat’ın teknolojisi sayesinde 1 büyüklüğündeki depremcikleri bile algılayabiliyoruz. Dünya üzerinde yılda deprem sayısı 3,5 milyondur ve bunun yüzde 3’ü Türkiye’dedir" dedi.

“EĞER TARIMI YAPIYLA KAPATIRSANIZ”
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Japonya 1.derecede deprem ülkesidir. Türkiye 2. derecede deprem ülkesidir, neden ? Çünkü Türkiye’de ki en büyük deprem büyüklüğü 8’dir. Eğer 8 ile 9 arasında deprem olursa o ülke 1.derecede deprem ülkesidir. Ama depremlerin yıkımları açısından Türkiye dünya 5.’sidir. Bu yapı niteliğinin ve alan kullanılmasının kötü seçilmesinden kaynaklanır. Ekim alanlarında yerleşim kurulmasından ve bilimi kullanmamaktan kaynaklanır. Bir ülkede ekonomi ne kadar iyiyse deprem sizden o kadar uzaktır. Balıkesir kuzeye yada batıya doğru yerleşmesi gerekiyor yarın çok geç olabilir,oynak, sulak ve gevşek yerlerde yapılaşmaya izin verilmemeli. Ovalar sadece tarımsal alanlar içindir. Eğer tarımı yapıyla kapatırsanız bir deprem gelir ve bunun bedelini size ödetir."
Yorum Yazın