Medical Park Trabzon Hastanesi Başhekimi ve Beyin Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Çubukçu, kafa yaralanmalarında bilinçsizce yapılan ilk yardımların kazazedelerde kalıcı nörolojik hasarlara neden olabileceğine dikkat çekti.
Trafik kazalarında ilk yardımın çok önemli olduğunu belirten Çubukçu, Kaza sonrasında yapılacak bilinçli ilk yardımın hayat kurtarabileceğini söyledi. Kaza sonrasında kazazedenin hareket ettirilmemesi gerektiğini kaydeden Dr. Çubukçu, “Bu gibi durumlarda hastanın solunumunu kontrol edilmeli ve hareket ettirilmemelidir. Bilinçsiz yapılan yardım, hastada düzelemeyecek hasarlara neden olabilir” dedi.
Kafa yaralanmalarının iki kısımda incelendiğini dile getiren Dr. Çubukçu, Trafik kazalarında ön cama çarpma, denizde yere çakılma, kafa üstü düşme sonucu görülen açık veya kapalı olarak sınıflandırabileceğimiz kafa yaralanmalarıdır. Açık kafa yaralanmalarında, yaralanma gözle görülebildiğinden gerekli pansuman yapılır. Mümkünse baş 30 derece yüksekte tutularak hasta yarı oturur pozisyonda hastaneye nakledilir. Eğer kulaktan veya burundan açık kırmızı renkli kanama ya da kanla birlikte berrak sıvı geliyorsa, bu beyin-omurilik sıvıdır. Bu durum şiddetli kafa yaralanmalarında, genellikle de kırıklarında görülür. Bu gibi durumlarda kanayan buruna ya da kulağa gevşek pansuman konarak dışarı akış sağlanır. Kesinlikle tampon yapılmaz. Eğer beyin omurilik sıvısı kulaktan geliyorsa, pansuman konulduktan sonra yaralı o kulağın üzerine gelecek şekilde yan yatırılır ve hastaneye nakledilir” diye konuştu.
Kapalı kafa yaralanmalarının ise gözle görülür bir yaralanma olmadığını ve vurma, çarpma, düşme, darbe sonrası veya yüksek tansiyonu olan kişilerde ortaya çıkabileceğini ifade eden Dr. Çubukçu, Bu durumda hastanın bilinci kapalıysa yan yatırılarak bilinci yerindeyse baş yüksekte olacak şekilde yatırılarak hastaneye götürülmesi gerektiğini söyledi. Kapalı kafa yaralanmaları belirtilerini anlatan Dr. Ahmet Çubukçu, şöyle devam etti:
Kapalı kafa yaralanmalarında aniden başlayan baş ağrısı, baş dönmesi veya kulak çınlaması, kol veya bacakta karıncalanma, uyuşma, ilerleyen kuvvet kaybı, felç, sebepsiz uyku hali, konuşmada pelteklik, anlamsız konuşmalar, kendini kaybetme, bilinç kaybı, solunumda yavaşlama, iç çekmeler, sesli solunum, hızlanan ve yavaşlayan solunum, nabızda değişiklikler, vücut ısısında yükselme, kanama ilerledikçe gözbebekleri büyüklüğünde farklılık, çift görme, görmede bulanıklık gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtilerden biri veya birkaçı görülürse, hasta hemen hastaneye götürülmelidir”
