TİC Holding Header
  • USD 32.407
  • EUR 35.53
  • Altın 2322.291
  • BIST 100 8880.09
  • Ekonomi

Türkiye'nin AB'ye Üyelik ve Gümrük Birliği Süreçlerinde Ortak Tutum ve İşbirliğine Yönelik Protokol” imzalandı.

Ekonomi Bakanlığı ve Avrupa Birliği Bakanlığı arasında “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Üyelik ve Gümrük Birliği Süreçlerinde Ortak Tutum ve İşbirliğine Yönelik Protokol” imzalandı.
ANKARA / İHA - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, “Avrupa Birliği Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı Arasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne Üyelik ve Gümrük Birliği Süreçlerinde Ortak Tutum ve İşbirliğine Yönelik Protokol”ü imza töreni sonrası gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Bir gazetecinin öğlen saatlerinde Amerikan Ticaret Bakanı ile gerçekleştireceği görüşmeyi hatırlatması üzerine Bakan Zeybekci, “Bugün Amerikan Ticaret Bakanı Pritzker burada. Bugünde saat 12 buçukta ikili bir görüşme olacak. Birinci gündem maddemiz bizim bakanlık olarak TTIP görüşmeleri olacak. Bu süreçte ABD ve Türkiye’nin izlemesi gereken yol olacak. İkinci gündem maddemiz de biz ABD ile bugüne kadar hep stratejik ortak olduk. ABD ile dost ülke olduk. NATO’da müttefik olduk. ABD ile hiç ekonomik ortak olamadık. ABD bizimle stratejik ortak oldu, derinlikli ortak oldu ama ekonomik ortaklık gelince başkalarıyla oldu. Son dönemlerde rahatsız olduğumuz şeylerde var. Antidampik soruşturmalarında Türkiye’yi rahatsız eden gelişmeler var. Biz kendilerini de bu konuda uyardık. Türkiye’yi antidampik soruşturmalarıyla Türk ekonomisine, Türk ihracatçısına, Türk ürünlerine eğer 1 rakamıyla engel koyarlarsa Türkiye olarak biz ABD’ye bunu resmi olarak da söyledik. Biz 3 rakamıyla engel koyacağız. Bunda mütekabiliyet olacak. Bunları görüşeceğiz. Önümüzdeki süreçte biz bütün ülkelerle olduğu gibi derinlikli iş birliklerinin, derinlikli ortaklıkların, derinlikli menfaatlerin öncelikle ekonomik menfaatler zemininde birleşmesi gerektiğine inanıyoruz. ABD ile bundan sonra da ilişkilerimizin çok çok derinlikli ve güçlü olmasını istiyoruz ve bunun içinde ekonomik bir ortaklık seviyesine doğru Türkiye ile ABD’nin gitmesini istiyoruz. Görüşmelerimizde bunları değerlendireceğiz” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’YE OTOMATİK GİRİŞ SÜRECİNİ O BİTENE KADAR ERTELEME BU DA ALTERNATİFLERDEN BİR TANESİ”
AB ve ABD arasındaki ticaret anlaşmasının Türkiye’ye ticari anlamda bir yaptırımı olmasının beklenmesi ve bunun için bir yol haritasının olup olmadığı sorusu üzerine Bakan Zeybekci, şunları söyledi:
“ABD ile AB’nin TTIP anlaşmasını bitirip ve bunun da yürürlüğe girmesiyle tabi ki Türkiye’nin eş zamanlı bir serbest ticaret anlaşması ve otomatik olarak TTIP anlaşmasının içinde olmaması halinde bunun Türkiye’ye negatif sonuçları olacaktır. Bunu biz bir etki değerlendirmesi çalışması yaptık. Türkiye’yi ne derece etkiler ya da nasıl bir etkisi olur diye. Türkiye’ye olumsuz bir etkisi oluyor. ABD’nin AB ile imzalamış olduğu bu TTIP anlaşması sebebiyle Gümrük Birliği bağlantısıyla Gümrük Birliği kapısından aynı şekilde Türkiye’ye bu ürünlerde Gümrük Birliği kapsamındaki ürünlerde sınırsız bir şekilde girme hakkı elde etmesi, Türkiye’yi sadece o ürünler kapsamında Gümrük Birliği dahilindeki ürünler kapsamında bir ekonomik ve ticari istila diyebiliriz. Öyle bir sonuçta gelebilir. Türkiye için Gümrük Birliği Anlaşması’nın sürdürülemez hale gelmesini biz hiç istemiyoruz. Çünkü Gümrük Birliği çok büyük bir adımdır AB ile Türkiye arasında. Onun için biz o alternatifi hiç değerlendirmiyoruz. Böyle bir olumsuzlukla etkilenmesi alternatifini hiç değerlendirmiyoruz. ABD’nin Türkiye’ye Gümrük Birliği Anlaşması’ndan kaynaklanan serbest giriş ile ilgili o gün geldiğinde TTIP anlaşması bittiğinde eğer bizim görüşmelerimiz sürüyorsa, yani Serbest Ticaret Anlaşması gibi ya da doking görüşmeleri gibi görüşmeler sürüyorsa karşılıklı görüşerek mutabakata vararak Türkiye’ye otomatik giriş sürecini o bitene kadar erteleme bu da alternatiflerden bir tanesi.”

“RAPORUN TÜRKİYE’NİN ARZU ETTİĞİ GİBİ İKİ TARAFINDAN DA BU İLİŞKİLERİN DEVAMINA KATKI SAĞLAYACAK BİR RAPOR OLMASINI ARZU EDİYORUZ”
8 Ekim’de açıklanacak olan AB İlerleme Raporu ile ilgili beklentilerinin sorulması üzerine Bakan Bozkır, ilerleme raporunun Türkiye saati ile öğleden sonra açıklanacağını belirterek, “Raporun Türkiye’nin arzu ettiği gibi iki tarafın da bu ilişkilerin devamına katkı sağlayacak bir rapor olmasını arzu ediyoruz. Gerçekten ilerleme raporu Avrupa Komisyonu’nun raporu değildir. Türkiye’nin AB’nin ortak raporudur. O nedenle tenkitler tabiatıyla olacaktır ama bu tenkitlerin öncelikle yapıcı olması, haklı olması ve üslubunun da doğru olması gerekir. Eğer bizi kıracak üslupta bir rapor hazırlanacak olsaydı bunu gerçekten karşılamakta zorluk çekerdik. Ancak bu konuda sanıyorum bir sıkıntı olmayacak. Raporun yayımlandığı gün bende basın toplantısıyla görüşlerimizi paylaşacağım” karşılığını verdi.

“FASIL AÇMAK AB İLİŞKİLERİMİZİN TAMAMI DEĞİL, CÜZİ BİR BÖLÜMÜ HALİNDE”
Bundan sonra AB görüşmelerinde ekonomiye ilişkin hangi fasılların gündeme gelebileceğinin sorulması üzerine Bozkır, şunları söyledi:
“Fasıl açmak AB ilişkilerimizin tamamı değil, cüzi bir bölümü halinde. Müzakerelerin başlangıcındaki önemiyle şuandaki önemi arasında fasıl açmanın çok büyük bir fark var. Maalesef 3 buçuk yılda sadece bir fasıl açabildik ama esas olan Türkiye, 2006 yılında AB Konsey kararıyla 8 faslı askıya alıp tüm fasılların kapanmasını önlendiği andan itibaren Türkiye kendi aldığı bir kararla bütün fasılları açmış durumda. Bu çalışmalar 8 yıldır devam ediyor. Gerçek tablo resmi tablodan farklı. Resmi tablo 14 faslın açıldığı, 1 faslın kapandığı bir tabloyu gösteriyor. Türkiye’deki gerçek tablo 27-28 faslın açıldığı ve 13-14 faslında kapandığı şeklinde. Bunun iki önemi var. Birincisi yarın Kıbrıs sorunu çözülse ve Kıbrıs sorunu nedeniyle siyasi blokaja uğramış 14 fasıl açılır hale gelebilse eğer 8 yıllık çalışmayı yapmamış olsaydık belki 3-5 yıllık süreye ihtiyacımız olacaktı. Ancak şimdi bunu bize açıyoruz dedikleri anda birkaç ay zarfında 10 faslı açabilme imkânına sahibiz. 17 nolu ekonomik ve parasal politikalar faslı var. Yaklaşık 6-7 senedir açabilecek durumdayız. Fransa’dan kaynaklı nedenlerden açılamıyor. Açıyoruz dedikleri anda 1 ay sonra açılabilecek konumda bir fasıldır.”

“KIBRIS ADASININ TAMAMI İÇİN ORTAYA KONULMASI KONUSUNDA DA ISRARCIYIZ”
Akdeniz’de yapılan petrol ve doğalgaz arama çalışmalarında Rum tarafından gelen hak iddiaları olduğu sorusu üzerine Bozkır, “Kıbrıs adasının civarında doğalgaz bulunduğuna dair haberler var. Önemli gaz rezervlerinin olduğu yolunda da belirtiler var. Adanın tamamına ait olan bu doğal kaynakların sadece Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından kullanılmasına kesinlikle karşıyız. Bu hakkaniyete de uymaz. Bu kaynakların ortak kullanılması, bütün bu değerlerin Kıbrıs adasının tamamı için ortaya konulması konusunda da ısrarcıyız. Bu çerçevede de önemli bir husustur Kıbrıs sorununun çözümü için” değerlendirmelerinde bulundu.
Yorum Yazın