OGUNHABER - Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işaretlerini verdiği, geçtiğimiz günlerde de Twitter fenomeni Fuat Avni’nin twitter sayfasında olacağını söylediği operasyon 14 Aralık Pazar sabahı gerçekleşti.
Başta İstanbul olmak üzere 13 ilde yapılan 14 Aralık Operasyonu kapsamında cemaate yakınlığıyla bilinen medya kuruluşlarına da baskınlar düzenlendi.
Operasyonda yönetmen, senaristler ve eski Emniyet Müdürünün de aralarında olduğu birçok kişi gözaltına alındı.
14 Aralık Pazar sabahı Gülen Cemaati'ne yakınlığıyla bilinen medya kuruluşlarına beklenen operasyon gerçekleşti. Operasyonda Samanyolu Yayın Grubu Hidayet Karaca ve Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı Cemaatin önde gelen yüzleriyle birlikte 23 kişi gözaltına alındı. Bunların içerisinde eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile Hakkari Emniyet Müdürlüğü görevlerinde bulunan Tufan Ergüder, Tek Türkiye dizisinin senaristi Ali Kara da vardı.
Gerçekleşen bu operasyondan sonra gözler ‘Paralel Yapı’nın gerçekleştirdiği iddia edilen Ergenekon ve Balyoz davası sanıklarına ve sanık yakınlarına çevrildi.
Bizde OGÜNhaber olarak Ergenekon ve Balyoz davasının tanınmış avukatlarından Celal Ülgen ile konuştuk.
İlk olarak 14 Aralık sabahı gerçekleşen operasyonla ilgili ne düşündüğünü sorduğumuz Ergenekon ve Balyoz davasının tanınmış avukatlarından Celal Ülgen söze ‘Haksızlıklarından arınmış bir operasyon gibi görünmediği’ ile başladı.
Avukat Celal Ülgen sözlerine şöyle devam etti:
‘İki üç gündür gündemde yer alan operasyonun altı yedi yıldır yapılan operasyonların bir parçası gibi. Kendilerinden önce yapılan operasyonları kutsayan medya ya yapılan bu operasyonun haksızlıklardan arınmış olarak yapıldığını düşünmüyorum. Tabi ki temennimiz haksızlıklardan arınmış olması. Zira yapılan bu operasyonlarda gözaltına alınan insanlar için oh olsun diyemiyoruz. Oh olsun dememiz de mümkün değil çünkü hukukun üstünlüğünün olduğu bir ülkede böyle kindar, öç alıcı davranmamız söz konusu değil. Kaldı ki bizler kindar değiliz, öç alma isteğimiz yok’
Ergenekon ve Balyoz davası sanıklarının ve sanık yakınlarının gerçekleşen bu operasyonla ilgili neler hissettiklerini sorduğumuz Av. Celal Ülgen sorumuzu şöyle yanıtladı: ‘Ergenekon ve Balyoz davalarında sahte delillerle gözaltına alınıp yıllarca tutuklu kalmış sanıklar ve onların yakınları, bunu gerçekleştiren insanların isimlerinin gözaltına alınıp sorgulandıklarını gördükçe bir nebze olsun teselli buluyorlar tabi. Ama dediğim gibi kindar değiliz. Gözaltına alınan isimleri tek bir kişi olarak düşünmemek lazım çünkü’ dedi.
Av. Celal Ülgen sözlerine şöyle devam etti: ‘Bireyleri üzüm salkımı gibi görmek gerek. Bir üzüm tanesini aldığınız zaman, geriye kalan salkımda bundan etkileniyor. Yani o bireyi gözaltına alıp tutukladığınızda sonuçta onun da bir ailesi, sevenleri var ve onlarda acı çekiyor. Yani bütün aileyi işkenceye almış oluyorsunuz. Şimdi sahte deliller, sis bombasında polisin parmak izinin çıkması, yasadışı dinleme suçlamalarıyla gözaltına alınan bu isimleri gördükçe evet teselli buluyorlar ama işte Hidayet Karaca’nın gözaltına alınırken oğlunun çaresizce kapının önünde dolanması manzarasını görünce de ister istemez bu durum bizi üzmüştür. Dileğimiz her şeyin adil bir şekilde yapılmasıdır’ dedi.
Kimler için gözaltı kararı vardı?
Hidayet Karaca, Ekrem Dumanlı, Fahri Sarrafoğlu, Hüseyin Gülerce, Ahmet Şahin, Nuh Gönültaş, Naci Çelik Berksoy, Ali Sami Noyan, Ali Kara, Elif Yılmaz, Radiye Ebru Şenvardar, Hikmet Tombulca, Salih Asan, Makbule Çam (Elamdağ), Engin Koç,Tufan Ergüder, Mutlu Ekizoğlu, Ertan Erçıktı, Mustafa Kılıçaslan, Ferdi Taşkaya, Ayhan Akça, Mehmet Ali Doğan, Ali Cihan, Mustafa Uyanık, Halit Akbulut, Çetin Öztürk, Rıfat Aslan, Erdem Kısa, Mustafa Altunbulak, Yakup Ergül ve Recep Güleç hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı.
Neyle suçlanıyorlar?
Başsavcılıktan yapılan açıklamada şu ifadeler yer almıştı: 13.12.2014 tarihli talimatımızla silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek, üyesi olmak, örgüt kapsamında sahtecilik, iftira suçlarından ifadeleri alınmak üzere, şüpheli sıfatıyla gözaltına alınmaları talimatı verilmiştir.
