TİC Holding Header
  • USD 32.51
  • EUR 34.783
  • Altın 2498.932
  • BIST 100 9693.46
  • Kültür-Sanat

Büyük halk ozanımız Aşık Veysel'in 45. ölüm yıldönümü

Vefatının üzerinden 45 yıl geçmesine rağmen sesi, sözü, felsefesi nesilden nesile aktarılan Aşık Veysel'ı özlem ve saygıyla anıyoruz.
Büyük halk ozanımız Aşık Veysel'in 45. ölüm yıldönümü
Tuğba Serbest - Bugün, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük halk ozanlarından Aşık Veysel'in 45.ölüm yıldönümü. Sevenleri ve Türk halkı tarafından unutulmayan Aşık Veysel'in gönüllere dokunan sözleri dillerde yankılanmaya devam ediyor. 

AŞIK VEYSEL KİMDİR?

Asıl adı Veysel Şatıroğlu olan Aşık Veysel, Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde 1894 yılında doğdu.

Gülizar Hanım ve Karaca Ahmet çiftinin çocuklarından biri olan Aşık Veysel'in iki kız kardeşi, çiçek hastalığı yüzünden hayatını kaybetti. Yedi yaşına girdiği 1901 yılında Sivas’ta çiçek hastalığı salgınının yaygınlaşması üzerine Aşık Veysel de bu hastalığa yakalandı. Çiçek hastalığı yüzünden 7 yaşında bir gözünü kaybeden Aşık Veysel'in diğer gözü de kısa süre sonra kör oldu.

Gözlerini kaybettikten sonra, 10 yaşındayken babasının oyalanması için aldığı sazı çalmaya başlayan Veysel, saz ustaları Çamşıhlı Ali ve Molla Hüseyin'den ders aldı.

İlk evliliğini 1919 yılında Esma Hanım ile yapan Aşık Veysel, 1920 yılında anne ve babasını kaybetmenin hüznünü yaşadı. Veysel, eşinin kendisini terk etmesi üzerine ikinci evliliğini ise 1928 yılında Gülizar Hanım ile yaptı. Veysel'in bu evlilikten Zöhre, Ahmet, Hüseyin, Menekşe, Bahri, Zekine ve Hayriye adlarında 7 çocuğu dünyaya geldi. Çocuklardan Hüseyin birkaç aylıkken hayatını kaybederken, büyük oğlu Ahmet Şatıroğlu ise 84 yaşında 11 Ocak 2018'de yaşamını yitirdi.

Acılarla yoğrulan bir gönül

Veysel’in annesi ve babası seferberlik sonlarına doğru “belki biz ölürüz ve kardeşi Veysel’e bakamaz” düşüncesiyle Veysel’i Esma adında, akrabalarından bir kızla evlendiriyorlar. Esma’dan bir kız, bir oğlu oluyor Veysel’in. Oğlan çocuğu daha on günlükken vefat ediyor. Veysel’in acıları bununla da bitmiyor; aksilikler, talihsizlikler üst üste gelmeye başlıyor. Karısı onu bırakıp kaçınca kucağında 6 aylık bebeğiyle kalır Veysel. Tam 2 yıl kucağında gezdirir Veysel kızını ancak onun da ömrü burada nihayete erer.

Ahmet Kutsi Tecer'le hayatının dönümü

5 Aralık 1931' de Ahmet Kutsi Tecer ve arkadaşlarının düzenlediği Halk Şairleri Bayramına katılır. Tecer'in direktifiyle Cumhuriyetin 10. yılına nazaran Atatürk için şiirler yazılır. Veysel'in destanı çok beğenilir, Ankara'ya gönderelim denir. Veysel "Ben gider okurum" der ve arkadaşıyla beraber yalın ayak yola düşer. Ama Atatürk'e ulaşamaz. Şiirini zar zor Hakimiyet-i Milliye Gazetesine verir. Destanı 3 gün gazetelerde kalır. Bir salonda konser verir.  Daha sonraki yıllarda  bütün yurdu il il dolaşmaya, dolaştığı yerlerde çalıp-söylemeye başlıyor, seviliyor, saygı görüyor.

Hatırası yıllardır dillerde dolaşmaya devam ediyor

Âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak Köy Enstitüleri'nde saz hocalığı yaptı. 1965 yılında özel kanunla maaş bağlandı. 1970'li yıllarda Selda Bağcan, Gülden Karaböcek, Hümeyra, Fikret Kızılok, Esin Afşar gibi bazı müzisyenler Âşık Veysel'in deyişlerini düzenleyerek yaygınlaşmasını sağladı. Şarkışla'da her yıl adına şenlikler yapılır.

Eserlerinde Türkçesi yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içedir. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de vardır. Şiirleri, Deyişler (1944), Sazımdan Sesler (1950), Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimli kitaplarında toplanmış ve 1973 yılında akciğer kanseri sonucunda vefat eder. Evi müze şeklinde düzenlenerek, ziyaretçilere açılmıştır. Ölümünden sonra Bütün Şiirleri (1984) adıyla eserleri tekrar yayınlanmıştır.
Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri