TİC Holding Header
  • USD 32.572
  • EUR 34.923
  • Altın 2439.771
  • BIST 100 9645.02
  • Röportaj

Arslantürk, 'Eğitimde sınıfta kaldık'

Türkiye'deki eğitim sistemini değerlendiren eğitimci ve akademisyen Murat Serdar Arslantürk, son zamanlarda uygulanan politikaların sonucunda ülkedeki eğitim sisteminin yap boza döndüğünü söyledi.
Arslantürk, 'Eğitimde sınıfta kaldık'
Seyfi Akil - Röportaj /Seyfi AKİL - Türkiye’de eğitim sisteminde  yaşanan sıkıntılar ve belirsizlikler hem aileleri hem de eğitimcileri bıktırdı. İlkokulda verilen eğitimden üniversitede verilen eğitime kadar sitemdeki yanlışları ve aksaklıkları değerlendiren Eğitimci / Akademisyen Murat Serdar Arslantürk, ülkenin eğitim sisteminin yap boza döndüğünü, böyle devam edilirse ilerde niteliksiz insanlar ordusunun oluşacağının kaçınılmaz olduğunu söyledi.

EĞİTİMDE SINIFTA KALDIK
Türkiye’deki eğitim sistemini değerlendiren Eğitimci / Akademisyen Murat Serdar Arslantürk, yapılan düzenlemeler ve uygulamalar ile dünya standartlarının çok gerisinde kalındığını ifade eden ederek, eğitimde kullanılan metotların yanlışlığına dikkat çekti. Milli Eğitim’in başına geçen kişilerin büyük bir bölümünün eğitim sektörünün dışından gelenler olduğunu  söyleyen Arslantürk, bu yüzden içerikler hakkında kişilerin bilgi sahibi olmadığını söyledi. Arslantürk, sözlerine şöyle devam etti: “ Eğitimde kullanılan materyaller formasyon dışı, 5-10 senedir uluslararası yarışmalara katılamıyoruz katılsak bile derece dahi alamadan geri dönüyoruz bu çok üzücü. Son dönemde eğitim politikalarında bir sığlık var. Bunların aşılması gerekiyor. Ayrıca  4+4+4 diye bir  program icat ettiler. Bu uygulamanın hiçbir mantığı yok. Zaten daha sonra kendileri de bundan geri adım attı. Hangi dünya ülkesinde çocuk 60 ayını doldurur doldurmaz kolundan tutulup okula kaydediliyor. Bizde sınavlarda genel bir standart yok bu yüzden uluslararası arenada boy gösteremiyoruz. Uygulanan bu eğitimle dünyada uygulama örneği olmayan bir yapıya sahibiz”.
 
ÖĞRETMEN AÇIĞI KAPATILMALI
Geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanlığının Suriye kökenli öğretmenleri ataması konusundaki durum hakkında kendisine sorulan soru üzerine, Türkiye’de şu anda yüzbinlerce öğretmen atamayı beklerken böyle bir  uygulamanın hiçbir haklılık yanının olmadığını ifade eden Arslantürk, “Eğer bir hayır  yapılmak isteniyorsa ilk önce öğretmen açığı kapatılmalı ve atama bekleyen yüzbinlerce işsiz öğretmen atanmalı” dedi.  Milli Eğitimin ücretli öğretmen uygulamasına da değinen Murat Serdar Arslantürk,”Ülkemizde Milli Eğitimin bir uygulaması var ki hala mantığını çözemedim. O da ücretli öğretmen uygulaması. Sanki tüm öğretmenleri atamış, öğretmen ihtiyacı olmasına rağmen ülkede öğretmen kıtlığı yaşıyor gibi kalkmış asgari ücret düzeyinden öğretmen alıyor. Bir süre çalıştırıyor ve  okul müdürünün inisiyatifine bırakılıyor. Okul müdürü, istediği zaman bu kişiyi kapı önüne koyabiliyor. Bu, anlattığım durum işin en acı tarafının sadece bir yönü. Daha üzücü tarafı ise onca öğretmen adayının dershanelere mahkum bırakılması. Allah aşkına öyle bir eğitim sistemi düşünün ki Matematik ve Fen gibi derslere veteriner yada başka bir 4 yıllık mezununun girdiğini.  O eğitimden, o şekilde yetişen nesilden ne bekleyeceksiniz”dedi.
 
EĞİTİMDE ALT YAPI EKSİK
Eğitim sisteminin yeniden ve ciddi bir şekilde planlanması gerektiğini ifade eden Aslantürk,  eğitimde  kullanılacak yeterli materyallerin olmadığını dile getirerek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesinin diyanete ayrılan bütçenin neredeyse yarısı kadarı iken başka söze gerek olmadığını söyledi. Okullarda okutulan seçmeli ders diye dayatılan derslerin bile birçok öğrenci tarafından seçilmediğini hatırlatan Arslantürk, istememesine rağmen birçok öğrencinin imama hatip okullarına kaydedildiğini ve sonra da  pardon yanlışlık oldu durun da düzeltelim dendiği bir sistem içinde eğitimin ne kadar doğru yapılacağının tartışılmaya açılması gerektiğine inandığını, eğitimde plan ve program yapılırken özü itibariyle fizibilite çalışmasının yapılmadığını dile getirdi.
 
ARSLANTÜRK: ÖYP KALDIRILMAMALIYDI
2004 yılında yasa ile getirilen ve geçtiğimiz aylarda uygulamadan kalkan Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) ile de koşan Eğitimci / Akademisyen Murat Serdar Arslantürk, ülkemizde üniversitelerin sayılarının hızla artmasına dikkat çekerek bunun karşısında öğretim üyesi sayısı aynı hızla artamadığını söyledi. ÖYP’nin avantajına da değinen Arslantürk, bu uygulama ile aslında üniversitelerin;  nitelikli, kendi alanında gelişmiş öğretim üyelerini seçebilmesine olanak sağladığını ifade ederek bu sınavın bir başka önemli yanının da öğretim elemanlığına giden yolda torpile engel olması olarak açıkladı. Geçtiğimiz aylarda bu sınav sisteminin kaldırılması üzerine ilk önce ülkemizde 51 üniversitenin pilot üniversite olarak seçildiğini, aday nerede olursa olsun bu üniversitelere başvuru hakkına sahip olduğunu ifade eden Arslantürk," 9 aylık eğitimden sonra bu kişi öğretim elemanı olabiliyor böyle bir uygulamada ancak bizde söz konusu olabilir" dedi.
 
BU UYGULAMA BİRİLERİNE YARADI
Bu kadar olumlu yanının olmasına rağmen bunun kaldırılmasına neden gerek duyulduğu sorusu üzerine Arslantürk, “Zamanında bu uygulama en çok cemaate yaradı. Bu şekilde yetişen, üniversitelerin karar alma noktalarına  kadar gelen kişiler oldu ve kurulan sistem buna göre uyum sağladı. Akademisyenleri küstürdüler. Yabancı dili olmayan, uluslararası seminerlere katılmayan, bilimsel araştırma yapmayan bir bilim adamı düşünün. İşte aslında  yapılmak istenen bu, birilerini ortadan sileyim derken bir sistemin çökertilmesi söz konusudur” dedi. Bundan sonraki sistemin nasıl işleyeceğini anlatan Arslantürk: “Artık öğretim üyesi olabilmek için başvurulara lisans diplomalarına ilaveten ALES puanı da eklenecek. Yabancı dile ise 2 yıl borçlanma getirilecek yani adaya denecek ki sen şimdi bu üniversiteye başla 2 yıl sonra yabancı dil sınavını verirsin acele etme. Seçme olmadığı için artık girişte içerden bir doçent ya da profesörün torpili gerekecek. Bilimsel araştırma yeri olan  kuruma girmek isteyen kişi artık araştırma yapmadan buraya girebilmek için birilerinin peşinde  koşamaya mahkum edilecek. Artık bunlar kimi beğenirse, kimden hoşlar, kimi kendilerine  yakın görürlerse onu alacaklar” şeklide  konuştu.
 
TÜRK ÜNİVERSİTELERİ LİSTE DIŞI
Eğitim sitemindeki bu çarpıklığın ve belirsizliklerin en alt düzeyden en üst düzeye kadar her alanda olumsuz sonuç doğurduğuna dikkat çeken Arslantürk, önceleri en iyi üniversiteler listesine Türkiye’den en az  birkaç üniversite giriyordu. Ne acıdır ki öğrencilerin gözünde ulaşılması zor diye nitelendirilen ve marka haline gelen üniversitelerimiz  böyle gereksiz uygulamalardan dolayı kalitesini kaybetti ve  sonuç olarak karşımıza son zamanlarda bu kurumların bilimden ve bilimsellikten uzaklaştığı gerçeği çıktı. Bu olumsuz tablo uluslararasında da prestij kaybına neden oldu. Artık Türk üniversiteleri her yıl açıklanan en iyi üniversiteler listesine  bile giremez hale geldi.
Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri