TİC Holding Header
  • USD 32.382
  • EUR 34.98
  • Altın 2323.637
  • BIST 100 8880.09
  • Röportaj

G.Ganbayar 'Türklerin dünyaya ayak uydurması, yerelleştirmesi hep dikkatimi çekti'

Harnuud G.Ganbayar; 'Türklerin, teknoloji konusunda dünyaya ayak uydurması, takip etmesi ve teknik bilgilerini öğrenip onu yerelleştirme özelliği hep ilgimi çekmiştir.'
G.Ganbayar 'Türklerin dünyaya ayak uydurması, yerelleştirmesi hep dikkatimi çekti'
CRA - Röportajı hazırlayan: B.HANDMAA

'Moğolistan-Türkiye İş Konseyi' Yönetim Kurulu Başkanı G.Ganbayar Harnuud ile samimi, keyifli röportajımız.

Merhaba Ganbayar bey. Moğolistan ve Türkiye arasındakı diplomatik ilişkilerin tesisinin 45. yıldönümü kutlanmakta olduğu bu günlerde, Ülkemiz ile ilişkileriniz hakkında detaylı bilgi edinmek ve ülkemiz hakkında Moğolistan halkı ne düşünüyor sizden öğrenmek istedik.

Türkiye ile olan bağlantınız tam olarak ne zaman ve nasıl başladı bu soru ile başlayalım isterseniz.

Merhabalar, herşeyin değişik bir başlangıç hikayesi vardır. Ben 1995 yılında 77.okulda orta öğretimimi tamamladıktan sonra o dönemki ismiyle inşaat meslek lisesine yazılmıştım. Benim liseyi başladığım o sene bizim okulun adı 'Moğol-Türk Okulu' olarak değişmişti. Orada 2 sene okuyup bitirdikten sonra 1997 yılında Türkiye’nin Konya şekirinde olan Selçuk Üniversitesinde İşletme bölümü okumak için ilk defa Türkiye’ye ayak basmıştım. Türklerle tanışmam, dostluk kurmam ilk oradan başladı. İşletme bölümünü hem lisans hem de yüksek lisans diploması ile 4.8 yılda bitirip Moğolistan'a geri döndüm. Moğolistan’a döndüğümde bankada iş’e başladım ve banka memurluğundan şübe müdürlüğüne kadar yükselerek çalıştım. Bankacılıktan sonra şehir planlaması ve siyasi işlerde çalıştım. En son Sühbaatar Belediye meclis üyesi olarak seçilmiştim. O zamanlarda Türkiye ile ortak çalışmalarımız da olmuştu. Bunlardan bazıları Ulaanbaatar otel önündeki park alanını iki ülke arasında dostluk parkı olarak düzenleme, ilçe hastanesine bağlı ağız diş sağlık bölüm binasını yenileme çalışması ve okulun bilgisayar laboratuvarını yenileme çalışmasıdır. 2009 yılından beri yatırıma yönelik çalışmalarımı Türk iş adamları ile ortak olarak yapmayı başladım. Ortak çalışma ile sinema filmi çekmek, maden sektörüne yatırımcılar getirmek, Moğolistan’da inşaat ve malzeme üretimi konusunda Türk yatırımcılarla ortak çalışmak gibi projelerimiz olmuştur. Başarı ile tamamlanan bir çok faaliyetlerimiz oldu. Yatırımcı çekmek ve yatırım işi kolay bir iş değildir, başarısız olan projelerimiz de oldu.

'Moğolistan-Türkiye İş Konseyi'ni tam olarak neden kurdunuz? Kurumunuzun amacından ve çalışmalarınızdan biraz bahis eder misiniz ?

İki ülke arasındakı çok eski tarihlere dayanan tarihi bir bağ ve birliktelik olduğunu anladık. Bir de iki ülke arasındaki diplomatik ilişki 45 seneyi tamamlamış olsa da ülkeler arasındakı ilişki ve ortak çalışması yeterli değildi. Fakat 2000 yılından beri iki ülke arasındaki ilişkiler güçlendi ve kültür, eğitim alanında yoğun ortak çalışmaları oldu. Türkiye tarafından Moğolistan'a teknik, teknoloji konusunda bazı yardım çalışmaları oldu. Örneğin meclis binasındakı kütüphane, arşiv odası için teknik donanım yapıldı, Arhangai eyaletindeki Höşöö Tsaidamda 45 km asfalt yol yapıldı. Bunun dışında yapılan insani yardım gibi çalışmalar da oldu fakat ticari anlamda ortak her hangi bir çalışma neredeyse hiç olmamıştı. Ondan dolayı dostluk derneği kurmayı düşündüm ve kurdum fakat istediğim gibi ilerlemedi. Daha sonra “Türkiye de üniversite eğitim alanlar birliği” kurdum ama bu da pek ilerleme kaydetmedi. Türkiye İnşaat sektörünü diğer sektörlerden daha çok önem vererek geliştirmiştir.  O yüzden bu sektördeki tecrübe ve iş deneyimlerinden faydalanmak, teknik teknoloji’yi yatırım amaçlı hale getirmek, iki ülke arasındaki iş adamları arasında köprü olabilecek bir kurumun olması gerektiğini düşündüm ve Moğolistan-Türkiye İş Konseyi'ni kurdum. İş konseyi olarak adlandırmamın nedeni ise iki ülkenin iş adamlarını her iki ülkede temsil edeceğimizden temsilci veya iş konseyi olarak seçtik.

Türkiye'de üniversite okuduğunuz dönemden bahseder misiniz?

Ben Moğolistan'dan Türkiye’ye gidip yüksek öğretim görenlerin 3.nesline denk geldim. Benim okuduğum dönemde Moğol öğrenci sayısı azdı. Türkiye’de okuduğum dönemde kendimi çok şanslı olarak gördüğüm bir konu vardır. Orta Asya’ya yönelik siyasi çalışmada önemli katkısı olan dönemin cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın danışmanı olan birisi, bizim işletme yöntemi dersinin hocasıydı. O hocam ile aramız çok iyidi ve ondan olumlu ve olumsuz eleştiriler aldım. Hala da iletişimi koparmadık hocamla. Onun tavsiyelerini dinlemek, anlattıklarındaki o başarı ve gelişmeleri gözümde canlandırdığımda hem gurur duyardım hem de kıskanırdım. Bizim ülke de bir gün bu noktaya gelir ve gelişim olarak geçer diye içimden kıskanırdım. Ben Türkye'de burslu olarak okuyamadığımdan ekonomik sıkıntılar çektim. Aç kaldığım, üşüdüğüm ve çok yorulduğum zamanlar oldu. O yüzden bir an önce okulumu bitirip memleketime geri dönmek istiyordum. Üniversite’ye devam ederken benim kızım olmuştu ve kızıma kavuşmak için günleri sayardım. Türkiye’de 3 yaşındaki çocuk bile ulusal marşını ayağa kalkarak ezbere söyler, kendi ülkesini çok severler ve ülkesi hakkında olumsuz şeyler duymaktan hoşlanmazlar hemen savunmaya geçerler. Öylesine milliyetçiler ve ülkelerini seviyorlardı ki bu yönleri ile beni de çok etkilediler ve hoşuma gitmişti. Her Türk insanında olan önemli özelliklerinden biri ise önce kendisini geliştirir sonra evini kurar aile hayatını düzene getirdikten sonra ülkesi için çalışır, hayatını sürdürür.  Bizim Moğolların da bu şekilde yetişmelerini istiyordum. Öğrenci iken tanıdığım Türklerle yakın ilişki kurarak onların nasıl bu şekilde yetiştiklerini öğrenmeye çalışırdım. Okulumu bitirdikten sonra ülkeme geri döndüm ve ülkemin gelişmesine katkıda bulunmak için çalışmaya başladım. Hala da o şekilde hayatıma devam ediyorum.

Sizin bakış açınızdan Türk halkını ifade eden özellikler nelerdir?

Çok hırslı ve milliyetçilerdir. Milliyetçi oldukları için Almanların dakik özellikleri gibi başka milletlerin iyi yönlerini kendilerine yansıtmayı çalışmaktadırlar. Türk insanların ana özelliğinde dakik olmak fazla yoktur. Genelde göçebe topluluk özelliğini taşırlar. Fakat milliyetçi özelliklerinden dolayı, kendilerini geliştirmek açısından başkasında olan olumlu yönleri "bana faydalı olur" diyerek kendilerine alır ve uygularlar. Her hangi bir Türk iş adamı ile iş konuşulduğu zaman, Alman disiplini ve Alman dakikliğinden bahsedilir. 1998 yılında Türkiye'de büyük bir deprem olmuş ve çok sayıda insan hayatını kaybetmişti. O zamandan beri Türkiye inşaat sektörüne 'Avrupa Standartı'nı uyguluma zorunluluğunu getirdi. Bu karar ülkenin gelişimine olumlu yönde etkiledi ve büyük başarılar getirdi. Sadece malzemelerde değil şirket yönetimi, insan kaynaklarının gelişmesine de bu standart uygulanınca milliyetçi özelliklerde birleşince ortaya çok önemli, başarılı bir tablo çıktı. Bizim Moğolistan da aynı standartı uygularsa ülkenin gelişmesi her yönden hızlanır diye düşünüyorum. Sü. Batbold bakanlık döneminde avrupa standartını getireceğiz diye Macaristan sistemini getirince açıkçası şaşırmıştım. Macaristan kendisi avrupa standartının dışında olan bir ülke. Standart bu şekilde olacak diye uygulumaya başlanırsa herkes ona göre kendisini geliştirir. Çöpleri atmaktan başlar mesela. Moğollar olarak biz milliyetçi miyiz, aslında gerçek hayatta bu bira çelişkili geliyor.

Türkler, Moğolistan'a sıcak bakıyorlar ve seviyorlar. Bunun nedeni sizce nedir?

Türkiye'nin eğitim sisteminde tarih ile ilgili bir çok ders var. Ana okuldan başlayarak üniversiteyi bitirene kadar tarih dersleri çok iyi bir şekilde anlatılır. Türklerin ataları ve geçmişleri gibi konular yoğun olarak anlatılır. Neredeyse bütün Türkler Göktürkler dönemindeki Bilge Han’dan başlayarak kendi tarihlerini bilirler. Tabi ki anaokuldan itibaren üniversiteyi bitirene kadar "biz kimiz nereden geldik" gibi bilgileri aktarınca samimi sıcak olmaları normal. Bu insanlarla aynı topraklarda yaşadık kardeşçe yaşadık gibi şeyleri derslerinde öğreniyorlar. Bence Türklerin eğitim sistemleri Moğollara karşı sıcak ve samimi olarak veriliyor.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının ziyareti sonrasında Moğolistan-Türkiye diplomatik ilişkisi önemli bir boyut kazandı. Peki bundan sonra iki ülke arasındaki ilişkiler sizce ne şekilde gelişmelidir, nasıl bir yol izlenmelidir?

Bugünün Türkiye’si dünya ekonomosinde önemli bir yere sahip. 2013 yılında Avrupa’da 4.sırada yer aldınız. Türkiye’nin yakın gelecekteki planlarından biri ise G8’de yer almaktır. Önümüzdeki 5 sene içinde Avrupa’da 2.sıraya kadar yükselmesi bekleniyor. Jeopolitik açıdan çok avantajlı bir konuma sahipsiniz ve yapılan başarılı işler ile dünyaya adından söz ettiren ülkenizin bizim ülkemize sıcak bakması önemlidir. Bu durumda Moğolistan Türkiye’yi 3. Komşu ülke olarak seçmişken iki ülke arasındaki ilişkileri daha da geliştirmesi gerek diye düşünüyorum. Moğolistan için maden, inşaat ve sanayi sektörleri çok önemlidir. Türkiye bu üç sektörde yılların tecrübesine, zamanla çok gelişmiş bilgi ve kapasiteye, teknoloji know-how’a sahiptir. Bu sebeple ortak çalışmak bizim açıdan daha verimli olur. Bugün Türkler edindikleri tecrübe ile bize öncülük etmek istiyorlar ve bizim de bu firsatı iyi değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden iki ülke ticari ve sanayi sektörlerindeki ortak çalışmalarına önem vererek çalışmalıdır.

Size göre Türk iş adamlarının özellikleri nelerdir?

Moğol iş adamları genellikle uzak doğu ülkeleri ve komşu iki ülke iş adamları ile ticari ilişki içerisinde bulunmuşladır. Mesela Japonlar iş ortaklarını önce dinlerler, sonra uzun uzun düşünürler ve geç karar alırlar. Ama Türkler bu konuda tam tersidir. Karşılıklı açık ve net konuşur, anlaşır ve karar alma konusunda hızlıdırlar. Türkler açık sözlü ve dürüsttürler. Moğollara benzer huyları da çok. Açık sözlü, dürüst ve hırslıdırlar.

Sizce Moğol iş adamlarının, Türk iş adamlarından neler öğrenmesi gerekir?

Bence sanayi, inşaat, ziraat ve iletişim gibi sektörlerdeki teknolojiyi almak. En etkiliyeci olan Türklerin dünya standartına uygun teknik teknolojiyi öğrenip yerelliştirebilme yöntemini öğrenmemiz lazım. Biz de aynı yolu izleyelim diyorum. Başlayabilirsek yeni teknolojiyi yerelleştirebiliriz. Yapmadan, başlamadan oturup sadece konuşursak hiç bir sektörde başarılı olamayız. Maden sektörü hakkında Türkler; “Siz bütün cevherlerinizi işlenmemiş olarak yurtdışına gönderiyorsunuz. Yazık değil mi, 1 ton kömür ile birlikte bir sürü değerli maddeler bedavaya gidiyor. Onun yerine ülkenizde fabrikalar kurup o maddeleri ayrı ayrı işleyerek gönderirseniz kârınız kat kat yükselir. Üç milyon kadar nüfusunuz var ama hakettikleri hayat kesinlikle bu değildir” derler. Bu üç milyon kişinin güzel bir hayat yaşaması için iş olanağı yaratmak gerek. Bunun içinde yeni iş yerleri ve fabrikalar kurulması gerekiyor. Üretici ülke olmamız şart ve bunu konuşan az sayıda devlet yetkilisi var. Bu mantık çerçevesinde bize en iyi Türkiye’nin destek olabileceğini düşünüyorum. Bunun dışında Türkiye ile inşaat ve ziraat sektörlerinde de ortak çalışmalar yaparsak onlardan öğrenmemiz gereken çok şey var.

Moğolistan-Türkiye İş Konseyi kurulduğundan bu yana yaptığınız işler nelerdir?

Resmi olarak iş konsul'unu kurmadan önce Türkiye ile olan ilişkim sayesinde 2009 yılında Moğolistan Türkiye Dostluk bahçesi, 2010 yıl Sukhbaatar Devlet Hastanesi Dişhekimliğin yenilemesi, 2010 yılında Sukhbaatar İlçenin İşitme Engelli Çocukların Okulunda bilgisayar odasının kurulması, 2010 yılında Ulaanbaatar- Gaziantep dost şehirler olması, 2011 yılında Sukhbaatar ilçe 4. okulun radyo frekanslı olması, 2011 yılında Sukhbaatar ilçesi okullar arasında milli gurur ‘’Milli Şarkı, Morin Khuur‘’ projesi gibi işler yapıldı. Moğolistan-Türkiye İş Konseyi; 2013 yılında yönetim kurulunun 9 üyesi ile kurulduktan sonra, Moğolistandan “Grandline” Türkiyeden “216” şirketlerin ortak yatırımıyla  “Tümen Amgalan” site, mahalleyi Türk teknolojisi ile inşa etme projesini başlattık ve üzerinde çalışıyoruz. 2014 yılında kültür ilişkisi kapsamında “Altay Yatga’nın tanıtma programı” destekçi kurumu, haziran ayında Moğolistan'ın “Hurd” grubu ile Türkiyenin “Moğollar” grubu ortak konserini Moğolistan da düzenledik. Bunun dışında haziran ayında İstanbul'dan gelen iş adamlarının Moğolistan iş ziyaret gezisini düzenledik. Bu yıl iş konsul kurumu olarak iki ülke arasındakı iş ve ticari alanlarındakı ortak çalışma yönü ve öncellik belirleme çalışması, detaylı araştırmaları, rapor ve proje hazırlama işler ile yoğun olarak ilgileniyoruz.

Moğol iş adamlarının, Sizin kurumunuz aracılığıyla Türk iş adamları ile ortak iş yapmasının şartları nelerdir?

Türk iş adamları Moğolistan'da ki küçük, orta ve büyük çaplı işler ile ilgilenenlerin hepsi ile ortak çalışabilirler. Her iş için aynı sektörde çalışan uygun ortak bulunması gerek. Moğolistan-Türkiye İş Konseyi olarak Türk iş adamlarının güvendiği önemli kurumlar ile ortak çalışmaktadır. Türkiye'nin Ticaret ve Sanayi Odası, DEİK Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu, ÇEKSİAD Çekmeköy İş Adamların derneği gibi kurumlar yer almaktadır. 2015 yılının başından itibaren İş Konseyi'nin işlerini daha güçlü ilerletmek için yıllardır Türkiye’den beni destekleyen ve yanımda olan, tecrübeleri ile bana yol gösteren 'Gün Medya Gurup'un başkanı sevgili Cengiz Aygün'ü Moğol-Türk İş Konseyi'nin Türkiye'deki fahri başkanı olarak onurlandırdık. Cengiz Aygün'ün de kabul etmesi bizi çok duygulandırdı. Bu çerçeve de ülkemiz hakkındaki haberler Ogün Gazetesi'nde haftalık olarak yayınlanmaya başladı. Bu bir başlangıçtır. Bana olan tüm desteğinden ötürü değerli Cengiz Aygün'e minettarım. Böylece biz el ele verip daha iyi işleri başarıp her iki ülke için faydalı projeleri gerçekleştireceğimizden çok eminiz. İki ülke iş adamlarını doğru bir şekilde bir araya getirmek, güvenilir ortak çalışmayı geliştirmek bizim görevimizdir. Güvenilir ve doğru iş adamları ile ortak çalışmak için biz her zaman hazırız. Moğolistan ve Türkiye iki ülke iş adamlarının ortak çalışmalarının daha da ilerleyip güzel bir yere geleceğinden eminim.

Tarihi bağı olan iki ülkenin ortak olarak yazacağı yeni tarihe ve güzelliklere katkıda bulunmak için kurulan kurumunuzu ve sizi çalışmalarınızdan ötürü tebrik ediyor, başarılar diliyoruz.
Yorum Yazın