TİC Holding Header
  • USD 32.331
  • EUR 35.067
  • Altın 2285.263
  • BIST 100 8880.09
  • Röportaj

Özgenç, 'Kobilere yaşam alanı verilsin'

Kobider Genel Başkanı Nurettin Özgenç, OGUN HABERE verdiği demeçte Kobilere verilecek finanasal desteklerin kendileri için çok önemli olduğunu söyleyerek bu desteklemelerin devam etmesi gerektiğini söyledi.
Özgenç, 'Kobilere  yaşam alanı verilsin'
Seyfi Akil - Ropörtaj/Seyfi AKİL - Kurulduğu günden bu yana Küçük ve Ortak Ölçekli işletmelerin sorunlarını dile getiren KOBİ DER Genel Başkanı Nurettin Özgenç OGUNHABER’E konuştu. Özgenç, Kobilerin sorunlarından, Kobilere verilen desteklemelere kadar bir çok konuda önemli açıklamalarda bulundu.

İlk olarak bize Kobi Der hakkında bilgi veriri misiniz? Kobi Der ne zaman ve hangi amaçla kuruldu ?
Derneğimiz; Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri bir çatı altında toplamak, onların sorunlarını daha kolay çözebilmek maksadıyla 2003 yılında kuruldu. Buna ilham olarak da iş adamlarının derneği var bizim neden yok fikri oldu.
 
Kobi Der çatısı altın üyelerinize ne gibi faaliyetler sunuyorsunuz ?
Bizim derneğimizin kuruluş amacı, az önce de ifade ettim Küçük ve Orta düzeydeki işletmeleri bir araya getirmek. Ülkemizde çok dağınık olan bu işletmeleri organize bir duruma sokmak ve onların sorunlarını çözebilmek işte bizim asıl gayemiz bu. Bu amaçla ne yapılması gerekiyorsa biz dernek olarak üyelerimize her türlü desteği veriyoruz.
 
Ülkelerin ekonomilerine baktığımızda üreten kesimin desteklendiğini görüyoruz. Ancak; Türkiye’de bu ne sınırlı. Özellikle de Kobiler için. Kobilere hak ettiği değerin verildiğine inanıyor musunuz?
Üzülerek cevap vereyim ki hayır. Kobi tanımı aslında  1990’lı yıllarda dillenmeye başlandı ülkemizde. 2000’li yılların başından itibaren daha sıklıkla adından söz ettirdi. Bu tür işletmelere  gerek kredi gerekse finans konusunda yardımlar ve desteklemeler  yapılıyor ama  bu o kadar  düşük düzeyde ki. Hatta bu kredilerin alımları bile belli koşullara bağlı yani her işletme bundan faydalanamıyor. Bu önemli bir sorun. Dünya ölçeğine baktığımızda ülkemizde Kobilere yapılan desteklemeler çok ama çok yetersiz.

Esnaf ve Kobilerin acil çözüm bekleyen sorunları nelerdir?
Birçok sorun var elbette. Ama en acil olan finansal desteklemeler. Biraz önce de söyledim destekler çok düşük düzeyde. Yetkililer daha önceden Kobilere ayrılan bütçelerin artırılacağına yönelik vaatlerde bulundu görünen o ki bu vaatler sadece meydanlarda kaldı. Hayata geçirilemedi.  Kobiler, hiç unutulmamalıdır ki Türkiye ekonomisinin bir gerçeğidir. Bir diğer önemli konuda verilen desteklerin yerine ulaşıp ulaşılmadığı konusunda denetimlerin yapılmaması. 
 
Sizin daha önce de birçok kez  ifade ettiğiniz Kobilerde ortaklık projenizden bahseder misiniz ?
Eğer ekonomide büyümek ve gelişmek isteniyorsa üreten kesimin göz ardı edilmemesi gerekir. Benim ifade ettiğim şey aslında buydu. Kobiler tek çatıda toplanmalı, ortaklık yapısına benzer bir yapı kurulmalı, markalaşmanın önü açılmalı. Günümüze baktığımızda bir yer yerleşim alanına açıldığında, siteler kurulduğunda birde bakmışız ki etrafında AVM’ler mantar gibi türemiş. Biz AVM’ler açılmasın tamamen kapatılsın demiyoruz ama sadece bunlara ağırlık verilmemeli orda bir AVM’nin açılması demek onlarca esnafın ekmek yememesi anlamına geliyor bizim isyanımız aslında buna.

Kentsel Dönüşüm yerine  “Kobisel Dönüşüm Projeniz” vardı. Bundan biraz bahseder misiniz?
Biz bunu söylerken aslına şuna dikkat çekmek istedik. Nasıl ki devlet kentsel dönüşüm projeleri başlatıyor ve o bölgede yaşayanları tek bir yerde topluyor. Kobilerde de böyle bir proje  başlatılsın ve küçük işletmeleri bir araya  getiren bir program yaşama geçsin. Üretimin artırılması için bu tür işletmeler dağınık ve kendi kaderine bırakılmamalı, bir araya getirilmeli.  Bu anlamda devlete büyük bir rol düşüyor. Devlet, organizatör olmalı. Belli sektörlerde örnek model oluşturmalı. Organize olan ve büyüyen işletmeleri gören diğer sektörlerdeki firmalar ve işletmelerde kısa bir süre içinde bu oluşumun içinde olmak için can atacaktır. Şuanda bu şekilde büyüyen birçok firma sayabilirim size. Esnaf olabilmeye standart getirilmeli mesela. Bunun için bir nüfus kriteri olabilir. O yere ne kadar işletme ve esnaf ihtiyacı varsa oraya o kadar işletme kurmaya izin verilmeli. Bir yere ne kadar çok işletme kurulmaya izin verilirse o bölgedeki rekabet o derecede azalır. Firmalar çevresindekilere bakar, en çok hangi iş kazanıyorsa doğal olarak ona yönelir ve ana faaliyet konusunu terk eder. Bu da   o sektörün gelişmesinin önü kapamış olur. Bu da bir nevi milli kayıptır. Lafın özü Türkiye’de esnaf olmaya bile bir sınır bir kriter getirilmeli.
 
Daha önceleri yaptığınız açıklamalarda  Kobi Bakanlığı kurulması ve desteklemeler  adı altında bahsettiğiniz” Kobilere Can Suyu Kredisi” gibi çalışmalarınız olmuştu. Bize bu çalışmaların içeriğinden bahseder misiniz?
Sizin bu bahsettiğiniz konu bizim en fazla  üzerinde durduğumuz konulardan birisi. Bir bakanlığın kurulması demek bizim faaliyetlerimizin devlet tarafından daha fazla  önemsenip daha  organize olmamız anlamına gelir bu yüzden biz bir Kobi Bakanlığı kurulsun dedik. “Can Suyu Projemize” gelince, daha önce de söyledim bu projenin adının bu olmasının asıl nedeni biz küçük işletmelerin en önemli gereksinimlerinden biri de finans ve desteklemeler. Bu isimi vererek aslında yetkililere bu konunun bizim açımızdan ne kadar  önemli olduğunu göstermeye çalışmaktı. 2008-2009 yılında Kobilere 50 bin ile 100 bin lira arasında destek verileceği sözü verildi bir miktar destek verildi evet ama arkası gelmedi. Siyasi alanda nasıl ki herkes istikrar istiyor biz de verilen desteklemeler konusunda istikrar bekliyoruz bu konu bizim ayakta durabilmemiz için çok hayati bir konu.

Kobiler olarak, açıklanan Orta Vadeli Plan çerçevesinde  önümüzdeki günlerde ne gibi beklenti içindesiniz ?
Kobilere verilen desteklerde kesinti olmamalı bu destekler devamlı olmalı. Açıklamalar  kafa karıştırıcı olmamalı net ve herkes tarafından anlaşılır olmalı. Hükümet ve yetkililerin artık biz küçük ve orta büyüklükteki işletmelere hak ettiği değeri ve önemi vermeli.
Yorum Yazın