İHA -
Korunmasız maruz kalınan yaz güneşinin cildin kırışmasına, yaşlanmaya, kansere, cilt kuruluğuna, alerjik hastalıklara hatta sivilcelere davetiye çıkardığını aktaran Aktaş, özellikle açık tenli kişilerin, çok sayıda güneş yanığı geçirenlerin, çocukluk çağından itibaren sık ve yoğun güneşe maruz kalanların risk grubunda olduklarını söyledi.
Erken yaşta görülen fazla güneşin, ileri ki yıllarda cilt yaşlanmasına da neden olduğunu vurgulayan Aktaş, “Yoğun güneş ışınları ciltte oluşacak tümörleri artırır. Uzun süreli güneş ışığına maruz kalındığında, kızarıklıkla birlikte acı hissi ve su toplaması meydana gelmesi ciltte yanık oluştuğunun, cilt hücrelerinin zarar görerek alarm verdiğinin işaretidir. Güneş yanığı olduğunda su kaybı artmıştır. Bu nedenle daha çok su içilmelidir. Su kabarcıklarının hafifçe suyu alınabilir ancak kesinlikle soyulmamalıdır. Güneş yanıkları melanom dediğimiz deri kanserlerinin gelişiminde en önemli risk faktörüdür. Kaşıntı varlığında ve şiddetli, yaygın güneş yanığı durumunda en doğrusu bir dermatologa başvurmaktır. Tedavide ıslak pansumanlar, yanık şiddetine göre krem şeklinde özel tedaviler ve bazı ağız yoluyla uygulanan ilaçlar kullanılır. Yüksek faktörlü güneş kremleri ve güneş engelleyiciler güneş yanıklarına karşı koruma sağlar. Güneş yanıklarına maruz kalıp bunları tedavi etmektense önlem almak çok daha önemlidir. Güneşe çıkmak zorunda kalındığında geniş kenarlı şapka, bol ve pamuklu kumaştan yapılmış açık renkli hafif giysiler seçilmeli, saat 10:00-17:00 arası dışarı çıkış için tercih edilmemeli, mutlaka UV korumalı güneş gözlüğü kullanılmalı, güneş koruyucu veya losyon sürülmelidir. Cildiniz için en uygun güneş koruyucuyu dermatologa danışarak seçmenizde de yarar var. Özellikle yüz için özen göstermeniz gerekir. Kendi kendinize, çeşitli yerlerden sipariş etmek ya da rastgele ürün seçmek alerji ve cilt lekelerine sebep olabilir.” diye konuştu.
