TİC Holding Header
  • USD 32.383
  • EUR 35.088
  • Altın 2324.096
  • BIST 100 9129.19
  • Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk kez açıkladı! Yeni kabinede onlar da olabilir...

DEİK Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Haziran sonrası oluşacak yeni kabine için iş adamlarına çok önemli bir çağrıda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dışarıdan yeni kabineye üyeler almamız söz konusu olacak. İş dünyamızdaki pehlivanları da göreceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ilk kez açıkladı! Yeni kabinede onlar da olabilir...
İnternet Haber Servisi - Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kimi firmaların ve iş adamlarının varlıklarını yurt dışına çıkardıkları yönünde tezvirat üretiliyor" diyerek böyle bir durumun izahı olmayacağını ve affedilemeyeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu ülkenin ve bu  milletin imkanlarıyla büyüyüp gelişen herkese yakışan, kazancını da aynı yolda  kullanmaktır. Bir kez daha söylüyorum. Bu sözlerim yurt dışında yatırım yapanlara  değildir. Yurt dışına varlık kaçıran varsa onlaradır. Böyle bir davranışın hiçbir  makul geçerli izahı olamaz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) Genel  Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin ekonomik büyüklüğü arttıkça küresel  düzeydeki yatırım trafiğinin de hızlanacağını vurguladı. Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Her kim işini, ticaretini, yatırımlarını büyütmek, geliştirmek,  yaygınlaştırmak için değil de para kaçırmak için böyle bir yola tevessül ediyorsa  kimse kusura bakmasın onu da affetmeyiz. Sadece bizim değil, 81 milyon  vatandaşımızın eli böyle bir yola tevessül edenlerin hem bu dünyada hem de öteki  dünyada yakasında olacaktır. Bu ülkenin ve bu milletin imkanlarıyla büyüyüp  gelişen herkese yakışan, kazancını da aynı yolda kullanmaktır. Bir kez daha  söylüyorum. Bu sözlerim yurt dışında yatırım yapanlara değildir. Yurt dışına  varlık kaçıran varsa onlaradır. Böyle bir davranışın hiçbir makul geçerli izahı  olamaz. Çünkü Türkiye'de hiç kimsenin çözülemeyecek bir sorunu yoktur.  Cumhurbaşkanı olarak şahsen muttali olduğum her meselede kimliğine bakmaksızın iş  adamlarımızın önünü açmanın hep gayreti içinde bulunduk."

Başbakan Binali Yıldırım'ın iş dünyasıyla çok yakın ilişkileri  olduğunu, Ekonomi Bakanı'nın bizzat iş dünyasının içinden geldiğini, aynı şekilde  diğer bakan ve bürokrat arkadaşlarının da daima iş dünyasına destek olmayı şiar  edindiğini anlattı.

“TÜRKİYE'NİN EN KOLAY, EN RAHAT ULAŞILABİLİR CUMHURBAŞKANI…”

Yatırım Destek Ajansı'nı Başbakanlığı döneminde iş dünyasına yardımcı  olmak için kendisinin kurduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Eğer bir şikayet varsa yatırım destek ajansı vasıtasıyla da bunların  direkt bana ulaşması mümkündür. Sistemde eksiklikler, aksaklıklar hatta yanlışlar  elbette olabilir. Önemli olan bu tür sıkıntıların doğru kanallar üzerinden  muhataplarına iletilmesidir. Şayet buna rağmen netice alamayan arkadaşlarımız  varsa işte ben buradayım. Çok toplantılara katılıyorum. İlla makamda olması şart değil. Katıldığım toplantılarda dahi bu tür şikayeti olanlar şurada kapıda ayakta beni yakalasalar, orada bile kendilerini dinler ve gereğini yaparız. Herhalde Türkiye'nin en kolay, en rahat ulaşılabilir Cumhurbaşkanı, Türkiye tarihinde ben  olurum. Çünkü hemen her gün farklı kesimlerin kamuya açık programlarına  katılıyor, bu vesileyle çok sayıda kişi ile görüşme konuşma imkanı buluyorum.  Çeşitli iş adamları başta olmak üzere iş dünyamızın temsilcisi durumundaki  kuruluşlarla sık sık bir araya geliyorum. Sektörel bazda daha dar kapsamlı  görüşmeleri de ihmal etmiyorum. Daha geçen gün TÜRSAB  çatısı altında temsil  edilen turizmcilerimiz geldiler, kendileriyle oldukça verimli bir görüşme yaptım.  Hulaseten bu ülkede iş adamlarımızın dertlerini Cumhurbaşkanı düzeyine kadar her  kademede anlatma, çözüm arama imkanları var."

"YANLIŞLARA SİPER OLMADIK"

Yanlışlara siper olmadıklarını, doğru yapılan işleri desteklediklerini  anlatan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer desteklemiyorsam bu vatanıma da milletime de ihanettir. Bunu  yapamam. Doğru iş için destek isteyen her kişinin sonuna kadar yanında olduk ve  olmaya da devam edeceğim. Bütün bunlara rağmen ülkesini ve milletini karalayarak  yurt dışına gidenler çıkabiliyorsa, orada başka bir problem var demektir. İş  yapmak, para kazanmak, tesis ve imkan sahibi olmak belli bir noktaya kadar  kişisel ihtiyaçlar içindir. Bu aşama geçildikten sonra atılan her adımın ise  ülkeye ve millete karşı sorumluluk boyutu vardır. Sadece kazanmak, daha çok  kazanmak, daha da çok kazanmak gibi bir fasit dairenin içine giren iş adamı, işte  bu sorumluluğunun farkında değil demektir. Yanlış anlaşılmasın ama burada mesele  kazanmak değil, kazanılan parayla ne yapıldığıdır. Bunun üzerinde durmamız lazım.  Ülkenin yatırıma ihtiyacı olduğu dönemde iş adamı parasını yastık edip üzerinde  uyumayı veya bu anlama gelecek alanlara yönelmeyi tercih ediyorsa,  sorumluluklarının farkında olup olmadığını öncelikle bir düşünmesi lazım. Hele  hele parasını alıp yurt dışına gidene zaten diyecek bir sözümüz kalmamıştır.  Dünyanın hangi büyük ekonomisini incelerseniz inceleyin. Gerisinde en kritik  dönemde ülkesinde en doğru alanlarda yatırım yapan insanların hikayelerini  görürsünüz. Bugün hepsi dünya çapında yıldız olan otomotiv, elektronik, beyaz  eşya, gıda, tekstil, finans petro-kimya, medya, metal, turizm markalarının her  biri hep böyle dönemde ülkesine ve milletine katkıda bulunmak ideali ile yola  çıkan girişimciler tarafından kurulmuştur. Ben hep söyledim, söylüyorum. Örneğin  otomotiv sanayinde Türkiye'nin bugüne kadar yerli ve milli otomobilini  üretememesi, kusura bakmayın girişimcilerimizin bu noktadaki hassasiyetinin ne  noktada olduğunun çok açık ve net göstermektedir. İnşallah şimdi artık imza  safhasına geldik. Arkadaşlarımız imzalarını atacak ve süratle de ortak şirket  kurularak yola çıkılacaktır. Hayırlı olur inşallah."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye tarihinde de bir yanda  fırsatları değerlendirip işini büyütmüş girişimciler varken, bir yanda da  maalesef önü kesilmiş, cesareti kırılmış girişimci hikayeleri de olduğuna dikkati  çekerek, "Biz tarihimizden ibret almayı yönetim anlayışımızın merkezine oturtmuş  bir siyasi kadroyuz. Bunları gördükten sonra hiçbir iş adamımıza art niyetli  yaklaşmamız söz konusu olamaz. Ülkemizin içinden geçtiği sürecin nezaketi tabii  ki bizi çok dikkatli hareket etmeye mecbur bırakıyor. Son 4-5 yılda yaşadığımız  hadiselerden sonra herhalde kimse bu dikkatli hareket tarzını bize çok görmesin.  Bununla birlikte iş dünyamıza bakışımızdaki temel mantığı, yani ön açma ve destek  olma anlayışını asla kaybetmedik." diye konuştu.

" BİZ NEREDEN İSTİFADE ETTİK? OLAĞANÜSTÜ HAL'DEN"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zaman zaman birilerinin Olağanüstü Hal uygulamasını  bahane ederek iş dünyasının yatırım şevkini kırmaya çalıştığı yönünde şikayetler  geldiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Buradaki arkadaşlarımız başta olmak üzere, tüm iş dünyamıza  sesleniyorum. Allah aşkına Olağanüstü Hal'in terörle mücadele dışında  kullanılması bugüne kadar kesinlikle olmuş mudur? 15 yıl önce biz geldiğimizde  Türkiye'de Olağanüstü Hal vardı. Şöyle 20 yıl öncesine doğru gidin, grevlerin  olduğu o günleri hatırlıyor musunuz? Acaba bu kadar grev neden oluyordu ve bu  grevler karşısında Türk sanayisinin ne konuma geldiğini herhalde hatırlıyoruzdur.  Ama o günden bugüne eğer bu Olağanüstü Hal olmamış olsaydı, bak işte burada kısa  bir süre önce Bursa'da bu tür yollara tevessül etmek isteyenler oldu. Biz nereden  istifade ettik? Olağanüstü Hal'den. Biz oradaki yatırımcılarımızın önünü kesmek  isteyenlere neyle müdahale ettik? Olağanüstü Hal ile. Anında hemen oradaki grevi  durdurduk. Bu terörle mücadele için kullanılmış bir yoldur. Bu bizim  girişimcilerimiz, iş adamlarımız için kullanılmış bir yol değil ki. Ama bizim  karşımıza, hele hele iş adamlarımız çıkıp da dernekleriyle vesaire 'Olağanüstü  Hal kalkması gerekiyor.' diyorsa bu bizi üzer."

"KUSURA BAKMASINLAR GÖZÜNÜN YAŞINA BAKMAYIZ"

Türkiye'deki Olağanüstü Hal'in demokrasi mücadelesini, hak ve  özgürlükleri engellemediğini belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sadece PKK'yı, DEAŞ'ı ve bunun yanında FETÖ gibi terör örgütlerini  engelliyor, başka bir şeyi değil. Biz bu mücadelemizi yedinci kez değil, sekiz  gerekiyorsa sekiz, dokuz gerekiyorsa dokuz, on gerekiyorsa on, ülkemizin huzuru  için bunu yapmaya devam edeceğiz. Çünkü ülkemizin huzuru için buna ihtiyacımız  var. Nerede ve ne sebeple olursa olsun her kim iş adamlarımızı bu tür bahanelerle  sıkıştırıyor, tehdit ediyor, yönlendiriyorsa lütfen en yakınındaki yetkiliden  başlamak üzere, gerekiyorsa şahsıma kadar bu durumu bildirsin, kim yapıyor  bunu... Haksız ve mesnetsiz yere böyle bir davranışın içine giren hiç kimsenin  adı, sanı, unvanı ne olursa olsun, kusura bakmasınlar gözünün yaşına bakmayız.  Çünkü biz bundan çok ders aldık. Bu ülke bunun bedelini çok ağır ödedi. Hala biz  bu bedelleri ödemek istemiyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu  vurgulayarak, "Hukukun dışında iş yapmaya kalkan veya elindeki yetkileri ve sahip  olduğu ilişkileri kumpas kurmak için kullananlardan hesap sormak, bu ülkenin  yöneticileri olarak bizlerin boynunun borcudur. Bizim bu makamlarda bulunmamızın  bir sebebi de ülkemizi ve milletimizi işte bu tür alçaklardan, bu tür  tefecilerden korumaktır." ifadelerini kullandı.

Geçmişte FETÖ'nün bu yöntemi kullanarak çok kişinin başını yaktığını  hatırlatan Erdoğan, aynı yanlışın tekrarlanmasına kesinlikle müsaade  etmeyeceklerini söyledi. Erdoğan, "Şayet böyle bir gafletin içine düşersek, tarih  de milletimiz de bizi affetmez. Bu konudaki hassasiyetimi işte burada sizlerle en  samimi şekilde paylaşıyorum. Yeter ki sizler gönül huzuru içinde yatırımlarınızı  yapın, çarkları çevirin, istihdamı artırın, ihracatı yükseltin. Biz ilgili  arkadaşlarımızla birlikte üzerimize düşenleri yaparız." dedi.

"ANA MUHALEFET ISRARLA 'HODRİ MEYDAN' DİYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçimin 24 Haziran tarihinde yapılacağını  hatırlattı. Seçimin normalde 2019 Kasım'da yapılmasının planlandığını belirten  Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi ise buna gitmek, benim için eğer koltuk hırsı olsaydı, burada  bayağı kalacaktık. 17-18 ay daha bu makamda kalma imkanımız vardı. Fakat  bakıyorum ki ana muhalefet ısrarla 'Hodri meydan.' diyor. İkide bir 'Hodri  meydan.' diyor. Bu arada da bildiğiniz gibi Sayın Bahçeli'nin açıklamasından  sonra arkadaşlarımı topladım, kendileriyle değerlendirmeyi yaptım. Arkadaşlarımın  kanaatini de aldıktan sonra dedik ki 'Biz artık bu adımı atalım. Madem ana  muhalefet (Hodri meydan) diyor bizim de ona söyleyeceğimiz tek şey var, buyur  meydan.' Arkadaşlarımla değerlendirmelerimizi yaptıktan sonra biz de kararımızı  bu noktada verdik. Zaten Sayın Bahçeli ile ertesi gün bir görüşmemiz olacaktı. Bu  vesileyle bu görüşmeyi de yapma fırsatını yakaladık. Bu görüşmemizde gerek yaz  mevsimi, gerek okulların tatile girmesi, gerek bayram ertesi, bütün bu şartları  da göz önünde bulundurarak, 24 Haziran'ın bu konuda en uygun tarih olacağını  orada birlikte kararlaştırdık."

Seçim sözü bir kez ağızdan çıktıktan sonra bunun önünün alınmasının da  zor olduğunu dile getiren Erdoğan, uyum yasalarıyla ilgili de hem kendisinin hem  de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin görevlendirdiği kişilerin çalışmalarını  yürüttüklerini kaydetti.

MHP Lideri'nin bu teklifinin kendileri için de önemli olduğuna değinen  Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şu anda da oluşan, temeli atılan Cumhur İttifakı'nın bir yerde yol  haritasının hassas bir şekilde çalışması anlamına geliyordu. Yoksa 1,5 yıllık bir  cumhurbaşkanlığı ve hükümet süremiz var. Ama bakın biz o kadar, bu işte o koltuğa  hevesli de değiliz. Niye? Millet var burada. Gideriz millete, millet 'Devam.'  derse devam ederiz, 'Yok başka bir tercih düşünüyoruz.' derse eyvallah ona da  saygı duyarız. Ama burada bir şey var. Seçimin ardından devreye girecek yeni  yönetim sistemimizle önümüzdeki sorunları çok daha hızlı ve kararlı bir şekilde  çözme imkanına kavuşacağımızdan şüpheniz olmasın."

Şu anda iş dünyasını rahatsız eden pek çok hususun da yeni yönetim  sisteminin hayata geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağına işaret eden  Erdoğan, yürütmenin tüm yetkilerinin cumhurbaşkanına geçecek olmasının mevcut  sistemde dağınık ve verimsiz şekilde yürütülen işlerin derli toplu ve etkin  şekilde gerçekleştirilmesine fırsatı sağlayacağını kaydetti.

"İŞ DÜNYAMIZIN İÇİNDEKİ PEHLİVANLARI DA GÖRECEĞİZ"

Seçimlerin ardından da iş dünyasıyla bir araya gelmeye, sorun ve çözüm  hususlarını konuşmaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, "Dışarıdan bu kabineye  üyeler almamız mümkün olacak. Tabii burada iş dünyamızın içindeki pehlivanları da  göreceğiz bakalım. 'Hadi gel sen bu kabinede görev al.' dediğimiz zaman bakalım  görev alabilecekler mi? Bunları da göreceğiz. Olur ya 'Ben burada çok  kazanıyorum, oraya gelemem.' diyenler de çıkabilir. Bakacağız. Çünkü iş hayatının  içinde olan arkadaşlardan böyle bir kabinede istifade etmeyi, milletimiz bize  'Tekrar yürü.' derse görev telakki ederiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün Türkiye'nin, her alanda 20 yıl öncesinin  Türkiye'si ile mukayese kabul edilemeyecek bir yerde olduğunun altını çizdi.  Özellikle gençlere eski Türkiye'yi anlatmakta zorlandıklarını da belirten  Erdoğan, orta yaş ve üzerindeki kuşağın sözlerinin anlamını çok iyi takdir  edeceğine inandığını dile getirdi.

Erdoğan "İnşallah yarının Türkiye'si de bugünden çok daha ileri bir  noktada olacaktır. Bugünlere siz değerli girişimcilerimizle iş adamlarımızla  birlikte geldik, bundan sonra da yine iş adamlarımızla birlikte yolumuza devam  edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Konuşmasının ardından DEİK Başkanı Nail Olpak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a  bir hediye sundu. Erdoğan daha sonra DEİK yönetimi ve üyeleriyle aile fotoğrafı  çektirdi.
Yorum Yazın