İSTANBUL / İHA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı’na katıldı. Toplantıda iş dünyası temsilcilerine hitap eden Erdoğan, paralel yapı iddialarına ilişkin sert ifadeler kullandı.
Bir banka yöneticinin yaptığı açıklamaları hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Neymiş elde edilen başarılara gölge düşmüş, hukuk sistemi sorgulanmaya başlanmış. Bunu söyleyen şahsın yönetim kurul başkanlığı yaptığı bankada inceleme yaptırdım. Son 12 yılda aktifler 8 kat, mevduatı 6 kat büyümüş. Kusura bakmayın. Artık yan gelip yatan bir Başbakan yok, Cumhurbaşkanı da yok. Bir şey söylendiğinde bunu inceletmek durumundayım. Ben bunu görünce ‘el insaf’ dedim. Kastedilen nedir; Gezi olayları, 17 ve 25 aralık darbe girişimi. Bu girişimlerin karşısında dimdik durduğumuz için son 12 yılda kazancına kazanç katmış olanlar, rahatsızlık ifade ediyor” dedi.
“GEZİ OLAYLARI KARŞISINDA BİZ DİK DURMASAYDIK BUGÜN FARKLI BİR TÜRKİYE’DE YAŞIYORDUK”
Konuşmasında Gezi olaylarının iddianamesine atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir yerlerde bol miktarlarda paralar alınıyor, ‘ağaç için park için değil hala anlamadın’ diyor, ‘bu ağaç meselesi değil hükümeti devirmek’ diyor. Bir takım vandallar sokağı yakıyor. Hepsi ortaya çıktı. İfadesinde bu şahıs ‘telefondan konuşurken alkollüydüm, kız arkadaşıma hava atıyordum’ diyor. Türkiye’de yaşanan Gezi olaylarının benzeri Mısır’da yaşandı, Ukrayna’da yaşandı. Suriye’deki durumu görüyorsunuz. Sonucu ortada. Mısır’da demokrasiyi katlettiler. Dünyada demokrasinin beşiği olan ülkelerden ses var mı? Halkın iradesine saygı diyeceksiniz, milli iradenin getirdiği cumhurbaşkanına saygı duymayacaksınız. 1 günde 5 bini aşkın insanı öldürdüler orada. Ukrayna’da ülkeyi mahvettiler. Ülke bölünmenin eşiğine geldi. Kırım işgal edildi. Bunları masum halk hareketi gibi başlayan eylemlerle sürdürüyorlar. Suriye zaten bir felaketi yaşıyor. 250 bine yakın ölüm var. Gezi olayları karşısında biz dik durmasaydık bugün çok farklı bir Türkiye’de yaşıyor alacaktır. Aynı şekilde 17 ve 25 Aralık darbe girişimleri. Belli sermaye çevrelerinin bugün dahi bu paralel yapıyı, ihanet şebekesini görmezden geldiğini, bir kısmının desteklediğini görüyoruz. Niye, çünkü 17 ve 25 Aralık bir darbe girişimiydi ve bütün amaç eski Türkiye’ye geri dönmek. Hem Gezi hem 17 ve 25 Aralık’ta eski Türkiye’yi diriltmek, eskiden olduğu gibi sadece kendilerine kazanç sağlamak istediler. İstedikleri zaman ‘24 saatte bir hükümeti götürürüz yenisin getiririz’ mantığı. Bütün dert budur” diye konuştu.
“AMERİKAN MEDYASINDA 3 YALAN HABER ÇIKTI DİYE BU ÜLKENİN İTİBARI ZEDELENMEZ”
Türkiye’nin itibarının zedelendiği şeklindeki açıklamalara da tepki gösteren Erdoğan, “Yargıda tehditler ortaya çıkarken kimse bunları eleştirmedi. Görevdeyim. Dönemin başbakanı deniyor. Dönemi başbakanı diye tutanaklar tutuluyor ve yargıya sev ediliyor. Bütün bu tutanakları tutanlara karşı eğer sessiz kalınsaydı bu ülke ne hale gelirdi. Bu ihanet çetesine seslerini kimse çıkarmadı. Bunlara kol kanat germeye çalışanlar oldu. Sonra çıkıyorlar ‘Türkiye’nin uluslararası itibarı zedelendi’ diyorlar. Amerikan medyasında 3 yalan haber çıktı diye bu ülkenin itibarı zedelenmez. Biz onların ne yapmaya çalıştıklarını biliyoruz. Adana’da paralel yapı uşakları tarafından MİT tırlarının önü kesildiğinde aslında amaç Türkiye’yi uluslararası arenada Türkiye’yi teröre destek veren olarak karalamaktı. Şimdi köşe yazıları ile itibar suikasti yapma gayretindeler. Yapılan o yalan haberler zerre kadar umurumuzda değil, bundan itibarımız da zedelenmez. Bir tanesinde şahsım ve sayın Başbakan birlikte Hacı Bayram Camii’nde Cuma namazı kıldık. Oradan çıkarken çekilmiş resmimizle beraber bir Amerikan gazetesi ‘IŞİD’in yatağı burası’ diyor. Böyle bir anlayış, böyle bir dezenformasyona karşı biz Türkiye’de ülkemizin bütün STK’ları hep birlikte tavır almamız gerekmez mi. Onlar meşreplerinin gereğini yapacaklar. Bu kervan yürümeye devam edecek. Türkiye içinde o ihanet şebekelerine paralel manşet atanlara rağmen bu kervan yürüyecek. Paralel ihanet çetesi ve uluslararası medya bir oluyor Türkiye’nin birliğini ve özellikle ekonomisini hedef alıyorlar. Buradan da birileri çıkıyor işadamı kisvesi altında bunlara destek veriyor. Eski Türkiye artık hayaldir” şeklinde konuştu.
“KAYBOLAN İTİBAR O DERECELENDİRME KURULUŞLARININ İTİBARIDIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kredi derecelendirme kuruluşlarına da tepki göstererek, “Bu adamlar hangi ölçüleri baz alarak Türkiye’ye bu tür notu veriyorlar. Batmış olan komşu ülkeyi sen 6 derece yükseltiyorsun. Şu anda Avrupa ve başta Almanya verdiği yüksek kredilerle bu ülkeyi ayakta tutamıyor, sen 6 derece tırmandırıyorsun. Türkiye gibi şu anda ekonomide büyümesi devam eden ülkeye böyle bir not veriyorsun. Avrupa’da şu an böyle büyüyen bir ülke yok. Büyümesi en iyi olan Almanya 0.8 ile. Biz böyle bir dönemde büyüyoruz sen böyle bir not veriyorsun. Bunların üzerine birlikte gitmemiz lazım. Burada art niyet var. Bu ne şahsımın ne hükümetin sorunu. Hepimizin sorunu. Bunlara karşı güçlü durduğumuzda olay farklı olur. Bu karar siyasidir. Ne ekonomik ne bilimseldir. OECD genel sekreteri ‘biz onlarla aynı kanaatte değiliz’ diyor. Burada dayanışmamız hem sizler hem ülkemiz için çok önemli. Her türlü algı operasyonunun, her türlü darbe girişiminin karşısında biz milletçe durduk bundan sonra da durmaya devam edeceğiz. Falanca medya kuruluşu şunu yazmış, yazarsa yazsın. Biz buralara onlarla gelmedik. Kaybolan itibar Türkiye’nin itibarı değildir, o medya kuruluşlarının, o derecelendirme kuruluşlarının itibarıdır” ifadelerini kullandı.
“HUKUKA SIZMIŞ PARALEL YAPIYA DAİR İŞ DÜNYASINDA İLK KEZ KARARLI BİR SES DUYDUM”
İş dünyası için hukuk sisteminin önemine değinen Erdoğan, “Hukuk sistemindeki sorunları şikayet etmesi gereken iş dünyası olmalı. Hukuk içine sızmış paralellere dair ilk defa iş dünyasından kararlı bir ses duydum. Teşekkür ediyorum. İş dünyasında gerekli tepkiyi göstermemiz lazım. Dün bizi hançerlemek istediler hiç şüpheniz olmasın yarın da sizi hançerlemek isteler. Yeni bir Türkiye kurulurken iş dünyasının da artık yeni bir vizyon ortaya koyması gerekir. Eski Türkiye refleksleriyle kazanma dönemi sona ermiştir. Darbeleri savunarak, arkasında durarak kazanma dönemi geri kalmıştır. Hükümetleri sıkıştırmak suretiyle kazanma dönemi de eski Türkiye’de kalmıştır” dedi.
“O BANKA ŞU ANDA ZATEN BATMIŞ”
CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nın “Bir bankanın batırılması için çalışılıyor” şeklindeki sözlerini de değerlendiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bir bankanı batırılması için çalışılmıyor. O banka şu anda batmış zaten. Bu taşıma suyla ayakta durmaya çalışıyor. O 26 batık bankanın olduğu dönemden biz farklı bir finans dünyasını devraldık. Şu anda bankalarımız geldiği nokta net. Bu batan böyle bir finans kuruluşunu biz de o dönemde olan yanlışları tekrarlayarak aynen devam mı ettirelim. Bir de hakaretanez şeklide sayın başbakana o yüksek rakımlı yerden bahsediyor. Pek alışık değil oralara, gelmesi de herhalde mümkün olmayacak.”
“STK’LAR HER İSTEDİĞİ YERDE, İSTEDİĞİ ŞEKİLDE YÜRÜYÜŞ VE MİTİNG YAPAMAZ”
STK’ların her istediği yerde yürüyüş ve miting yapamayacağını belirten Başbakan Erdoğan, “Bu dünyanın hiçbir modern ülkesinde yoktur. Yerler bellidir. Gider o yerlerde yürüyüşünüzü de yaparsınız. Kolluk kuvvetlerinin o zaman görevi müdahale değil korumadır. Şimdi bunu siyasi partinin genel başkanı olduğum zaman biz kalkıp belirlenen yerlerde yapıyoruz da bu beyefendiler niye orada yapmıyorlar. Bakın İstanbul’da iki önemli yer var. Yenikapı ve Maltepe. Git burada yap. Esnaf mağdur olmasın. Oralarda istediğin gibi konuş. Ama dert o değil. Dert toplumun huzurunu bozmak. Paralel ihanet çetesinin yapmış oldukları da bunlarla aynı. Darbenin ve hukuksuzluğun arkasında durmak. Türkiye’ye yönelik algı operasyonlarının taşıyıcılığın yapmak bu topraklara ihanet olur” açıklamalarında bulundu.
“MADEM KUTUPLAŞMAYA KARŞIYIZ, KIZLARIMIZ ARASINDA KUTUPLAŞMA YAPMAYALIM”
“15 yıl önce başörtüsü yasağını savunanlar, darbe destekleyenler bugün çıkmışlar demokrasinden, insan haklarından bahsediyorlar” diyen Erdoğan, şunları söyledi:
“Demokrasi; güçlünün değil, milletin egemen olduğu sistemdir. Bu ülkede başörtülü de başı açık kardeşim de beraber okumalıdır. Devlette de özel sektörde de birlikte çalışmalıdır. Madem kutuplaşmaya karşıyız bunların arasında kutuplaşma yapmayalım. Bu kutuplaşma değil mi. Okumak istiyorum ‘sen kat sayıya tabiisin’ Nitekim katsayı kalktı hepsi şimdi istediği üniversiteye girebilecek. Adalet budur. Temenni ederim özel sektör de bu kızlarımıza kapılarını açar.”
“ENERJİMİZİ KUTUPLAŞMAYA DEĞİL YENİ TÜRKİYE’YE SARF EDECEĞİZ”
Gezi olaylarının arkasındaki cepheyi bildiğini söyleyen Erdoğan, “Şu anda paralel yapı ile birlikte Türkiye ekonomisine algı operasyonu düzenleyenlerin de arkasında kimlerin olduğunu biliyoruz. Hepsi mahcup olmaya devam edecek. Türkiye 77 milyonu ile kazanırken emin olun kaybedenler sadece onlar olacak. Biz özgüven içinde olacağız. 12 yıl içinde Türkiye nice ilkleri başardı. Geleceğe de aynen o şeklide devam edeceğim. Enerjimizi kutuplaşmaya ve kamplaşmaya değil, gerilime değil artık yeni Türkiye’ye sarf edeceğiz. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı olarak benim birinci görevim budur. Çözüm sürecini ileri seviyelere taşıyarak, paralel yapıyı tamamen tasfiye ederek inşallah 2023 hedeflerine ulaşacağız” dedi.
“ZAMAN YUMRUKLARI SIKMA ZAMANI DEĞİL, TOKALAŞMA ZAMANIDIN”
Erdoğan konuşması, “Zaman yumrukları sıkma zamanı değil tokalaşma zamanıdır. Demokrasi standartlarını daha ileri taşıyarak büyümeyi sürdürmek zorundayız. Gayrete ettiğimiz sürece ulaşamayacağımız hiçbir hedef yoktur. Yeter ki birbirimize güvenelim, kurulan tuzakları birlikte fark edip bu tuzaklardan uzak kalalım” sözleri ile noktaladı.
