TİC Holding Header
  • USD 32.592
  • EUR 34.789
  • Altın 2509.466
  • BIST 100 9479.78
  • Siyaset

Fırsatları ve riskleri en iyi şekilde dengeledik

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe'deki 11. Kalkınma Planı Tanıtım toplantısında konuşuyor.
Fırsatları ve riskleri en iyi şekilde dengeledik
İHA - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz yola çıkarken 'Kaynak Türkiye' demiştik. Kendi geleceğini planlamayanlar başka ülkelerin planlarının parçası olur. Amaca ulaşmanın en önemli aracı plandır. Kişi başına gelirimizi 11 bin dolara çıkarmak tarihi bir başarıdır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları;
Bugün açılış toplantısı vesilesi ile birlikte olduğumuz 11. Kalkınma Planı hazırlık çalışmalarının başarılı geçmesini diliyorum. Görev alan ve alacak olan herkese şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.

İnsanlık daha iyi bir hayatın arayışı içerisinde olmuştur. Kalkınma yarışı büyük bir rekabet içerisinde devam etmektedir. Biz de milletimize hizmete talip olurken adalet ve kalkınmayı iki temel önceliğimiz olarak belirledik.

Tüm potansiyeli ile milletimize inanarak yola çıkmıştık. Nitekim 15 yıllık iktidarımız boyunca elde ettiğimiz başarılar tüm Cumhuriyet tarihinin üzerine çıkmıştır.

FIRSATLARI VE RİSKLERİ EN İYİ ŞEKİLDE DENGELEDİK

Bu süreçte fırsatları ve riskleri en iyi şekilde dengeleyip, kaynakları azami ölçüde değerlendiren ülkeler hedeflerine ulaşabilecekler. Bunu yapamayan devlet ve toplumlar ise gerilemeye devam edeceklerdir. Amaçlarımıza ulaşmanın en önemli amacı, planlamadır.

Acil eylem planımız, 9. ve 10. kalkınma planımız, vizyon 2023 belgemiz en somut belgedir. Bugün bölgemizde ve tüm dünyada yaşanan gelişmeler bunun örnekleri ile doludur.

Sosyal ve manevi kalkınmayı da önemsiyoruz. İnsan odaklı, toplumumuzun tüm kesimlerini kucaklayan bir çerçeveye oturtmayı başardık. Hem fiziki altyapıya hem de insanımıza yatırım yaptık. Ulaştırma, enerji ve tarıma yönelik yatırımların yanı sıra birçok alanda da yatırımlarımız ile önemli bir sıçrama sağladık.

ÜLKEMİZDE ARTIK YOKSULLUĞUN ADI ÇOK DEĞİŞTİ

Ülkemizde artık yoksulluğun adı çok değişti. Bugün artık yoksul demek yiyecek ekmek bulamamak değil, belirli bir refah düzeyinin altında kalmak demektir. Çocuk ölümlerinin azaltılması ve anne sağlığının geliştirilmesi olmak üzere birçok noktayı geliştirdik.

Tekstil ve tarım sanayisinden çıkıp teknolojiye doğru adımlar atıyoruz. Şimdi yüksek teknolojiye dayalı üretimin sanayi payını artıracak bir adıma ihtiyacımız var. Bir taraftan sanayileşmenin getirdiği enerji yatırımlarını yaparken, doğal kaynakları da geliştirmeye çalışıyoruz.

Kişi başı milli gelirimizi 11 bin dolar seviyesine ulaştırmamız tarihi bir başarıdır. Refah seviyemizi 15 yılda 3 kat artmasında ve gelir dağılımının daha adaletli bir yapıya bürünmesinde kalkınma adımlarımızın katkısı büyüktür. 

2002 yılında 236 milyar dolar olan milli gelirimizi 2016 yılında 863 milyar dolara çıkardık. son 10 yılda 8.3 milyon ilave istihdam oluşturduk. Yüzde 11,3 olan bütçe açığını, 2017 yılında yüzde 1.5 seviyesine düşürdük.

2002 yılında yüzde 72'ye ulaşan kamu stokunun milli gelire oranını 2016 yılında yüzde 28'e kadar düşürdük. 2002 yılında ihracatımız 36 milyar dolardı, 2016 yılında 157 milyar doları aşmış vaziyette.

İşte bu ihracatımız ile buralara geldik geliyoruz.

Türkiye 2002 yılında 17 milyar liralık kamu yatırımı yapıyordu. Hükümetlerimiz döneminde bu rakamı 7 kat artırarak 2017 yılında 128 milyar liraya çıkardık.

Kalkınma için kaynakların çeşitlendirilmesi politikamızı muhalefet bir türlü anlamıyor. Oysa biz bütün yatırımları bu yöntemle gerçekleştirdik.

Modern ülke, çağdaş ülke laf üretmekle olmuyor. Ülkenin dört bir yanını yatırımlarla donatırsın çağı yakalayabilirsin. Ülkenin her yerini doğalgazla döşersin modern ülke böyle olur. Modern olmak bu ya! Yaşam tarzına bunu yansıtmaktır modern olmak... Bu yılın sonuna kadar tüm illerde doğalgaz ulaştırmayı planlıyoruz.

Gurur duymamız gereken bir başka konu da Savunma Samayiinde gerçekleştirdiğimiz hamleler. Savunma sanayimizdeki hamleler, 2002 yılında ülkemizde 66 savunma projesi yaklaşık yüzde 20 yerlilik oranı ile yürütülüyordu. 2017 yılında 600 projeyi yüzde 65'in üzerinde yerlilik haliyle sürdürür hale geldik. Şuan Afrin'de zırhlı taşıyıcılarımız var ya bunların hepsi bizim.Kötü komşular bizi en sonunda silahlı ve silahsız insansız hava aracı sahibi yaptılar. Bu olay sıradan bir olay değil, şuan kendimiz üretiyor olmasaydık bir tane insansız hava aracımız düşse ne olur diye düşünürdük. Ulan düşürürseniz düşürün be. 

Biz buraya geldik, daha iyiye taşıyacağız. Biz insansız tankları da üretir hale gelmemiz lazım ve bunu da yapacağız. O tür şeyleri düşünmeyeceğiz. Artık bu teknolojiyi yakalayan ülke konumuna geliyoruz. 

Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 11. Kalkınma Planı tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin savunma projesi kapsamında 2002 yılında yaklaşık 5. 5 milyar dolar bütçeye sahip iken 2017 yılında bu hacmin 41 milyar doların üzerine ulaştığını kaydetti. Son 15 yılda tarımda da önemli mesafeler katedildiği bilgisini veren Erdoğan, 2002’de yaklaşık 2 milyar TL olan tarımsal desteklerin 2017’de 13 milyar TL’ye yükseldiğini dile getirdi. Son 15 yılda eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimi ve kaliteyi de önemli ölçüde arttırdıklarını kaydeden Erdoğan, "15 yıl önce ülkemizde özel okullar dahil 380 bin derslik varken, 2017’de derslik sayısı 683 bine ulaştı. Şu anda bu salonun içinde ben inanıyorum ki yüzde 70’i herhalde 75 kişilik sınıflarda okumuştur. Ama şimdi sınıflarımızın ortalaması 23. Bakın nereden nereye geldik. 75 kişilik sınıfta bir eğitim-öğretim, 23 kişilik sınıfta bir eğitim-öğretim. Bir taraftan da nitelikli öğretmen sayımızı arttırmaya çalışıyoruz. Yüksek öğretimde ise 2002’de 1.1 milyon olan örgün öğrenci sayısı 2017’de 3.8 milyon olurken, üniversite sayısı da 75’den 185’e çıktı. Böylece yüksek öğretimdeki okullaşma oranı yüzde 19’dan yüzde 42,4’e ulaşmış oldu. Daha önce 182 bin olan yüksek öğretim yurtlarının yatak kapasitesi 630 bini buldu" diye konuştu.

Erdoğan, sağlık alanında da önemli mesafeler katedildiğini, 2002’de 19 bin olan toplam nitelikli yatak sayısının 2016 yılında 127 bine yükseltildiğini vurguladı. 15 yıl önce 378 bin olan sağlık personeli sayısını 914 bine çıkardıklarını belirten Erdoğan, "Şimdi şehir hastanelerini kuruyoruz. Sağlık alanında yeni bir devrimi hayata geçiriyoruz. Geçtiğimiz 15 yılda yoksulumuzu gözettik, gelir dağılımını iyileştirdik. Ülkemizde kişi başı günlük 2,15 doların altında yaşayan nüfus kalmadı. Kişi başı günlük 4,3 dolar gelir seviyesinin altında bir gelirle yaşayan nüfusumuz 2002 yılında yüzde 30 iken, bu rakamı yüzde 1’ler seviyesine kadar düşürdük. 2002’de 2 milyar TL sosyal yardım ve sosyal hizmet harcaması yapılırken, bu rakamı 38 milyar TL’ye çıkardık. Hiç bitmeyen ve bitmeyecek olan kalkınma yolculuğunda hedeflerimize ulaştıkça kendimize daha büyük hedefler koyarak ülkemizi dünya sıralamalarında inşallah çok daha üst sıralara çıkarmayı sürdüreceğiz" şeklinde konuştu.

"2033’Ü GÜNDEMİMİZE ALDIK"

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılında ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmek için 2023 vizyonumuzu geliştirmiştik. 2023’e beş kala artık daha uzun soluklu hedeflerimi benimseme, ortaya koyma aşamasındayız. 2053 ve 2071 vizyonlarını kendimize ufuk çizgisi olarak belirledik. Bu ufka doğru emin adımlarla yürürken, daha ziyade orta vadeli bir planlamayı ifade eden 2033’ü de gündemimize aldık. Dünyamız giderek daha hızlı bir değişim yaşıyor. Bu değişimin tetikleyicisi olan teknolojik ve ekonomik gelişmeler farklı coğrafyalarda siyasi dönüşümleri de bu arada hızlandırıyor. Bu gerçeği dikkate alarak hazırladığımız 2033 hedeflerimiz daha sonraki vizyonlarımıza ulaşma bakımından bir sıçrama noktası olacaktır."

GENÇ NÜFUSA DİKKAT ÇEKTİ

Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusunun olduğuna dikkat çeken Erdoğan, en az 3 çocuk tavsiyesini bu genç nüfus kapasitesini korumak için söylediğini belirtti. Bu genç nüfusun yaşlanmaması, ihtiyar hale gelmemesi gerektiğine vurgu yapan Erdoğan, "Biliyorsunuz ekonominin kaynağı insandır. Emek, para, sermaye bunları geç. İnsan varsa emek var, sermaye var, istihdam var. İnsan yoksa bunların hiçbiri yok. Kaynağı insandır. Onun içinde özellikle doğumlara bizim çok büyük önem vermemiz lazım. Dün bir Cumhurbaşkanı ile akşam yemeğinde beraberdik. Şu ifadeyi kullandı; ’Batı bitiyor’ dedi. ’Neden?’ dedim, ’Nüfusu bitiyor da onun için. Yaşlı bir nüfus, bundan sonra bunlar bir yere gidemez’ dedi. Kendisi de Batılı. Bu tespit, çok yerinde bir tespit. Onun için bizim bu nüfusumuzun kıymetini bilmemiz lazım. Nitelikli insan gücüne dönük eğitim, sanayi işbirliği programlarımızı daha da güçlendirerek, kadınların iş gücüne katılım oranını arttırarak hedeflerimize adım adım ulaşacağız. Son 15 yılda yaptığımız atılımlarla ülkemizi eğitim, sağlık ve gelir seviyelerini ölçen BM İnsani Gelişmişlik Endeksi’nde yüksek insani gelişmişlik seviyesine hamdolsun çıkardık. Bu noktada asla geri durmayacağız. Şimdi ülkemizi en yüksek insani gelişmişlik seviyesine ulaştırma gayretimizi devam ettireceğiz" şeklinde konuştu.

"HÜKÜMETİMİZ BUNUNLA İLGİLİ YASAL BİR DÜZENLEME YAPIYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insani gelişmişliğin "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışla hareket etmek olduğunu kaydederek şunları söyledi:
"Kadim medeniyetimizin değerlerinden o süzülüp gelen insani gelişmişlik yaklaşımımızı sadece maddi değil, manevi ölçülere göre de şekillendiriyoruz. İşte son günlerde yaşadığımız özellikle taciz olayları ne yazık ki bu sıkıntının şu anda ülkemizdeki çok açık alçakça, adice bir uygulamasıdır. Şimdi hükümetimiz bununla ilgili yasal bir düzenleme yapıyor ve bu yasal düzenlemeyle de buradaki caydırıcılık hükümlerini ileri bir noktaya taşımanın gayreti içindeyiz. Bunların affı olamaz, bunlar bağışlanamaz. Bunları asla görmemezlikten gelemeyiz. Bunlar için ne gerekiyorsa devlet planında bizim yapmamız gerekiyor."

"TÜRKİYE KARAYOLU TAŞIMACILIĞI SEKTÖRÜNÜN FİLO BÜYÜKLÜĞÜ BAKIMINDAN LİDER ÜLKE"

Bilginin önemi ve değerinin giderek artarken yenilikçilik ve farklılık oluşturmanın da önemli bir rekabet unsuru haline geldiğini belirten Erdoğan, "Bu süreçte bir taraftan dördüncü sanayi dalgası gibi yeni teknolojilere dayalı üretim yapısına geçerken, diğer taraftan da insanımızı zihni ve fiziki becerilerinden faydalanabileceğimiz yeni alanlarda istihdam etmeye de ihtiyacımız var. Eğitim-öğretim ve AR-GE’ye ayırdığımız kaynaklarımızı arttırarak imalat sanayimizde yüksek teknolojili üretimin payının yükseldiği bir dönüşümü yakalamamız şart. Böylece Türkiye bölgesel bir güç olmanın yanında küresel düzeyde bilgi üreten bir güç haline de gelecektir. Ekonomik ve teknolojik atılımlarımızı bu potansiyelimizi yeni yatırım fırsatlarına dönüştürecek şekilde gerçekleştirmekte de kararlıyız. Ülkemiz ancak bu şekilde enerji, ulaştırma, lojistik ve ticarette bölgesel bir cazibe merkezi haline getirebiliriz. Türkiye karayolu taşımacılığı sektörünün filo büyüklüğü bakımından AB ve çevre ülkeleri arasında lider ülke konumundadır" dedi.

"BİN 780 TERÖRİSTİ ETKİSİZ HALE GETİRDİK"

Erdoğan, teknolojik yatırımların etkilerinin sadece ekonomik alanda değil savunma sanayisi alanında da kendisini gösterdiğine dikkat çekerek, "Savunma sanayinin bir çok alanında artık milli teknolojilere sahibiz. Ülkemize yönelik pek çok iç ve dış tehdidi yerli ve milli üretim sayesinde başarıyla bertaraf ediyoruz. İşte Afrin. Afrin’de eğer biz birilerine muhtaç durumda olsaydık şu anda geldiğimiz konumda olmayacaktı. Ama hamdolsun kimseye muhtaç olmadan, kendi göbeğimizi kestik, yola çıktık ve bu sabah itibariyle bin 780 teröristi etkisiz hale getirdik. Tabii ki kendi silahı olunca, kendi tankı, kendi topu olunca askerinde cesareti o denli artıyor. İşte dün güneyden öyle bir çıkış yapmak istediler toplarımız hemen anında gereğini yaptı, silahlı insansız hava araçlarımız gereğini yaptı ve geri dönmek zorunda kaldılar. Mesele bu. Durmayacağız yola devam edeceğiz. Önümüzde inşallah savunma sanayi, ulaştırma ve enerji başta olmak üzere yerli ve milli ürünlerimizi tüm dünyaya daha fazla ihraç eder konuma da geleceğiz. Pek çok büyük şehrimiz üniversite, ticaret, turizm ve kültür alanlarında bölgesel ve küresel düzeyde cazibe merkezi olma yolunda ilerliyor. Bundan dolayı da mutluyuz. İstanbul’u doğu ve batı sermayesinin buluştuğu güçlü bir finans merkezi haline getiriyoruz. Hedefimiz gelecek nesillere iftihar edecekleri medeniyetimizin göstergesi ve kimliği olacak değerde şehirler bırakabilmektir" ifadelerini kullandı.

"YARDIMDA TÜRKİYE BİR NUMARA"

ABD’nin en çok yardım yapan ülkenin kendileri olduğunu söylediğini anımsatan Erdoğan, "Dedim ki ’Trump öyle değil.’ Yanımda da OECD raporu vardı. Raporu çıkardım önüne koydum. Siz normalde birincisiniz doğru. Ama bir de milli gelire oranla bak bakalım. Milli gelire oranla baktığın zaman Türkiye bir numara’ dedim. Aynı şekilde bugün çoğu Afrika, Balkanlar ve Türk Cumhuriyetlerinden gelen 16 bin 500 öğrenciye Türkiye burslarıyla kaliteli eğitim sunuyoruz. Önümüzdeki dönemde insani ve kalkınma yardımlarımızı arttırarak sürdürme kararındayız" açıklamalarında bulundu.

"İLERİ TEKNOLOJİLİ SEKTÖRLERDE ÜRETİM YAPAR HALE GELECEĞİZ"

Erdoğan, 11. Kalkınma Planı dönemini en iyi şekilde değerlendirmek zorunda olduklarını vurgulayarak, "Fiziki alt yapıdan teknolojiye, eğitimden sağlığa, emniyetten adalete ve demokrasimize kadar her alanda ülkemizi bir üst lige çıkarmaya kararlıyız. 11. Kalkınma döneminde yenilikçi, yerli ve milli üretime dayalı yüksek teknoloji üretir hale gelen güçlü bir ekonomik yapıyı oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu yapıyla savunma sanayi, ilaç ve yazılım alanları başta olmak üzere katma değeri yüksek pek çok sektörde söz sahibi olmayı hedefliyoruz. Biyoteknoloji, malzeme teknolojilerinde kapasitelerimizi arttırarak ileri teknolojili sektörlerde üretim yapar hale geleceğiz. Bunun başka bir çaresi yok. Bunun içinde matematik, fizik, kimya biyoloji gibi temel bilimlere daha fazla kaynak ayırarak nitelikli insan yetiştireceğiz" diye konuştu.

"GDO’LU ÜRÜNLER NOKTASINDAKİ HASSASİYETİMİZİ ARTTIRMAMIZ LAZIM"

Vatandaşların kaliteli bir hayat sürmesi için yeterli ve sağlıklı gıdaya ulaşabilmelerini temin edeceklerini söyleyen Erdoğan, şu uyarılarda bulundu:
"Gerek hocalarımızdan, gerekse de bu çalışmaları yürütenlerden bir şeyi ısrarla talep ediyorum. Doğala önem vermemizin şartını buradan duyurmak istiyorum. Kanser gibi rahatsızlıkların, tüm bunların temelinde doğalın olmadığına inanıyorum. Kimyasalın ağırlıkta olduğu üretimler sebebiyle ilaç sanayisinde darbeler yediğimize inanıyorum. Bu konunun üzerinde bence hocalarımızın durması lazım. Biz kimyasaldan doğala mı gideceğiz, doğaldan kimyasala mı gideceğiz bunlar üzerinde de bir çalışmanın yapılmasının gereğine inanıyorum. Bu kapsamda gıda kayıp ve israfının önlenmesine, tarımsal üretimde kendine yeterliliğe ve verimliliği arttırmaya odaklanacağız. Başbakanım, bakan arkadaşlarım burada. Bu GDO’lu ürünler noktasındaki hassasiyetimizi arttırmamız lazım. Devlet olarak birinci derecede bu bizim sorumluluğumuzda. Hükümet olarak bu konuda atacağımız adımların hassasiyetini özellikle ifade etmek istiyorum."

"CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİMİZİN GEREKTİRDİĞİ YAPILANMASINI KISA SÜREDE TAMAMLAYACAĞIZ"

Erdoğan, "Büyük medeniyetler, organizasyon kabiliyetleri dolayısıyla kurumsallaşmaları ileri olan medeniyetlerdir. Bu bakımdan karar alma hız ve kalitesini arttıracak olan cumhurbaşkanlığı sistemimizin gerektirdiği yapılanmasını inşallah kısa sürede tamamlayacağız. Daha rekabetçi ve dinamik bir yapıda işleyen yeni fırsat pencerelerinden yararlanarak katma değer üreten, işlem maliyetlerini azaltan, iyi uygulamalarla fark oluşturan bir kamu yönetimi sistemine geçeceğiz. Bütün bunları yaparken toplumsal bütünleşmenin daha iyi sağlanabilmesi için güven, dürüstlük, liyakat gibi temel değerlerimizi daha da güçlendireceğiz. Bu dönemde ekonomi politikalarımızın odağında yine üreten, ihraç eden ve yenilikler yaparak daha iyi hayat için imkan sağlayan güçlü bir özel sektör olacaktır" dedi.
Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri