TİC Holding Header
  • USD 32.325
  • EUR 35.085
  • Altın 2297.968
  • BIST 100 8880.09
  • Siyaset

Hayvanları öldürenlere hapis cezası

Tanrıkulu, 'Türkiye’de son dönemlerde neredeyse her gün yaşanan hayvana eziyet, şiddet, tecavüz ve benzer olayları artık toplumda infial yaratacak seviyeye ulaşmıştır. Bu eylemlerin, faillerinin, sadece idari para cezası alarak bırakılması, toplumda güven duygusunu zedelemektedir. Toplumun büyük kesiminin ihtiyaç duyduğu yasa değişikliğinin yapılması kaçınılmaz hal almıştır.' dedi.
Hayvanları öldürenlere hapis cezası
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun TBMM Başkanlığına sunduğu Kanun Teklifi Değişikliği şöyle:

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

26.09.2004 Tarih ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

Gereğini saygılarımla arz ederim.

Av. Dr. M. Sezgin TANRIKULU

İstanbul Milletvekili

GENEL GEREKÇE

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda cürümlerin, 5326 sayılı Kabahatler Kanununda da kabahatlerin düzenlendiği bilinmektedir. Yapılan yasal düzenlemelerle kabahatlerde hapis cezası kaldırılmış ve idari para cezası uygulanmaktadır. İdari para cezası adli sicile işlememektedir. Oysaki Hayvan Hakları Evrensel Beyannamesinin 1. maddesinde, zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suç sayılmakta; 6. maddesinde ise, insanların yanına aldıkları bütün hayvanların doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahip olduğu ifade edilmiştir. Yine 12. madde de çok sayıda hayvanın öldürülmesi soykırım suçu olarak ifade edilmiştir.

5199 sayılı Hayvan Hakları Kanununun 4. maddesinde bütün hayvanların yaşama hakkına sahip olduğu belirtilmiş ve 8.maddesinde hayvan türlerine karşı soykırım yasağı konulmuştur. Ancak bu yükümlülüklere uymamak 5199 sayılı Kanunda kabahat kapsamında değerlendirilmiş, pek de caydırıcı nitelikte olmayan idari para cezaları ile yaptırıma bağlanmıştır. Hayvanları Koruma Kanunu bakımından konuyu ele alındığında, bu kanundaki düzenlemeler suç olarak değil, kabahat şeklinde düzenlenmiştir. Diğer bir ifade ile suç oluşturmadıkları için denetimi ve cezalandırılması, Kanunun, 17. maddesinde belirtildiği üzere Bakanlığa aittir. Bu yetki Bakanlıkça mahallin en büyük mülki amirine yetki devri suretiyle verilir. Öncelikle, Türkiye Cumhuriyet Devleti, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ile hayvanların yaşam haklarını güvence altına almıştır. Hayvan Hakları Bildirgesi gereği hayvan hak sahibi olan bir varlıktır. Yani hayvanlar bir eşya ya da mal değil, bir canlıdır. 2 Ekim 1997’de üye devletlerce imzalanarak Mayıs 1999’da yürürlüğe giren Amsterdam Antlaşması ile hayvanların duygulu varlıklar olduğu benimsenmiştir. Sevgi, merhamet, sahiplenme gibi birçok duyguyu yaşarlar ve hissederler. Hayvanları eşya olarak gören, alınıp – satılan ya da istediği zaman istediği yere atabileceğini düşünen zihniyetin değişmesi ve hayvanların da yaşama hakkı olduğunun kabul edilip, hayvanların yaşamını sürdürmesi için gerekenlerin yapılması en önemli görevlerden biridir. Türkiye Cumhuriyet Devleti bildirgeyi imzaladığından, bu bildirge tüm vatandaşlarımız için bağlayıcıdır. Yaşam hakkı, tüm hakların üzerinde korunması gereken bir haktır.

Türkiye’de son dönemlerde neredeyse her gün yaşanan hayvana eziyet, şiddet, tecavüz ve benzer olayları artık toplumda infial yaratacak seviyeye ulaşmıştır. Bu eylemlerin, faillerinin, sadece idari para cezası alarak bırakılması, toplumda güven duygusunu zedelemektedir. Toplumun büyük kesiminin ihtiyaç duyduğu yasa değişikliğinin yapılması kaçınılmaz hal almış olduğundan, bu Kanun Teklifi hazırlanmıştır.
Yorum Yazın