TİC Holding Header
  • USD 32.561
  • EUR 34.881
  • Altın 2425.79
  • BIST 100 9716.56

Medeniyetler çatışması ve küresel istikrarsızlaştırma (2)

İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşturulan küresel sistem, İttifak model temelli soğuk savaş dönemine girmiştir.
Medeniyetler çatışması ve küresel istikrarsızlaştırma (2)
2. Dünya Savaşı sonrası soğuk savaş dönemi ve ittifak modeli

Bu yeni dönemde ülkeler, coğrafyaları işgal ve ilhak etmek yerine; ülkeleri kendi ittifak sistemleri içinde tutarak, kontrol altına alma şeklinde yeni bir vesayet ve kontrol sistemi benimsemişti. 

İttifak sistemi işgal-ilhak, manda gibi bağımlı devlet uygulamalarından daha yumuşak ancak daha az riskli bir yöntemdir. Çünkü ittifak sistemine dahil olan zayıf ülkeler, müttefiklerini kendi özgür iradeleri ile seçtiklerini sanar; taki menfaatleri dominant olan ülkelerle bir menfaat çatışması yaşayıncaya kadar.

Bu dönemin adı iki bloklu soğuk savaş dönemi idi. Ve bu dönem kendi kurumlarını kurdu. Bir tarafta “Batı ittifakı"nın “NATO” düzeni, diğer tarafta "Doğu Bloku"nun "Varşova Paktı" düzeni.

1945’li yıllardan 1991’de SSCB’nin yıkılışına kadar yaklaşık 50 yıl boyunca sorunsuz devam eden bu tiyatro ya da gölge oyunu, SSCB’nin yıkılması ile son buldu.

Yeni dönem için pek çok teori ortaya atıldı. Bazen “Tarihin Sonu” denildi, bazen Medeniyetler Savaşı, bazen de başka bir şey. Önce Balkanlar’da sonra da Ortadoğu, Afrika, Pakistan, Afganistan, Orta Asya’da bugüne kadar devam eden savaşlar, iç karışıklıklar çıktı. İlk bakışta bu savaş ve iç karışıklıkların hiçbiri ya da büyük çoğunluğunun birbiri ile alakası olmadığını sanmaktaydık. 

Bosna’da binlerce Müslüman kanı dökülürken son çırpınışlarını yaşayan NATO (Batı ittifakı) son bir kez kurtarıcı olarak ortaya çıkmaya çalıştı. Ancak ok yaydan çıkmıştı. İki bloklu dünyaya göre oluşturulan, konumlanan sistemin varlık amacı ortadan kalkmıştı. Batı Blokunun kriz yaşadığı bu dönemde her iki dünya savaşının en büyük mağlubu olan Almanya, Avrupa Birliği’ni hem genişletip hem de etkinleştirerek bu boşluktan Avrupa Birliği çatısı altında kendine bir etkinlik alanı oluşturmaya çalıştı. 

Ancak, Avrupa Birliği’nin kuruluş formülü çok açık bir şekilde ortaya konmuştu. ‘"İngiltere içerde, Rusya dışarıda, Almanya altta.’" Hal böyle iken, Almanya’nın bu atılımına, girişimine izin de verilemezdi.

Soğuk savaş sonrası Balkanlarda çıkan olaylarda yaşananlar, Almanya’nın bir kez daha kendine durumdan vazife çıkarma çabası, "eski halin muhal olduğu, yeni halin elzem olduğunu" ortaya koymuştu.

Dünyanın yeni bir sisteme ihtiyacı vardı ve bu yeni sistemin kurulması için de yeni bir yıkım-bozum yaşanmalı idi. 

Her şey birbiri ile bağlantılı; savaş, terörizm, polis devleti, küresel ekonomik kriz, mali kaçakçılık, panama leaks, wikiLeaks gibi küresel yolsuzlukların açığa çıkması, El Kaide,  IŞİT, yayılan ırkçılık, iklim değişiklikleri, renkli devrimler, George Soros, Arap Baharı, kitle imha silahlarının yaygınlaşması, nükleer savaş tehdidi, Kırım, Ukrayna, Brezilya başta olmak üzere Latin Amerika’daki olaylar, Trump’ın yükselişi, Çin-Rusya ittifakı bize gösterilmeye çalışılanın aksine her şey birbiri ile bağlantılı…

Bu öylesine bir yıkım-bozum olmalıydı ki, tüm dünya artık dünyanın yaşanabilir bir yer olmaktan çıktığını düşünmeli ve "Bir kurtarıcı" bekler hale gelmeli idi. 

Bir kez daha katiller, failler kurtarıcı rolüne soyundu. İngiliz-Yahudi-Amerikan hegemonyası için yeni bir küresel sistem kurmak amacıyla düğmeye basma zamanı gelmişti. Bugün için, bu hegemonik ittifak tarafından yeniden, yeni bir yıkım-bozum ile yeni bir yapım-kurum amaçlı, küresel istikrarsızlaştırma projesi için düğmeye basılmış durumdadır.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri