Seçim hükümeti, erken seçim ve partiler..

Merhaba Sevgili Okurlarımız, Partiler koalisyon noktasında maalesef bir noktaya gelemedi ve erken seçim ufukta görüldü bende sizlere Bir Portre'de son durumu analiz edeceğim.
Muhalefet hiç değişmediğini yine gösterdi. CHP ve MHP’de değişen hiçbir şey yok. Sorumluluktan kaçan, mazeretlere sığınan ve adeta iktidar olmaktan korkan tavrını yine gösterdi.
 
7 Haziran seçim sonuçları unuttuğumuz  koalisyon günlerini yeniden gündemimize getirdi. Bu bağlamda hükümet kurma görevini alan Davutoğlu tüm iyi niyetine rağmen sonuca ulaşamadı. Zaten ulaşması da mümkün değildi. Çünkü bizdeki muhalefet “olmazların ve olmazlıkların”  “müesseseleşmiş” hali olduğu için olumlu bir sonuç zaten sürpriz olacaktı. Ha belki şaşırırız bu defa demiştik, belki bu defa ülkenin menfaatlerini, kişisel ve parti çıkarlarının önünde tutacaklar demiştik, belki paralel ve PKK terörü ve coğrafyamızdaki süren ateş çemberi nedeniyle “olur”u bulmaya çalışırlar demiştik ama nafile…

Sonuç yine değişmedi, yine “kayıkçı kavgası”, yine ben-sen perspektifi, yine dramatik olumsuz koalisyon kurma çabaları…

Sayın Cumhurbaşkanı ve 2002 öncesi siyasetini  bilen ve yaşayanlar  haklı çıktılar. Evet bizde koalisyon  kültürü yok ve bu ülkede bırakın koalisyon hükümetlerini, koalisyon kurma denemeleri bile zarar verici süreçleri barındırıyor.

On üç yıldır iktidar olmanın sorumluluğunu  taşıyan ve seçim sonuçlarına uygun olarak koalisyon çalışmalarına başlayan Ak Parti ve Davutoğlu’nun haricindekiler yine tribüne oynamayı tercih ettiler. Hamaset dillerden eksik olmadı, herkes ahkam kesti ama hepsi laf ü güzaf…

Kimisi ülke menfaatleri için “elimizi değil gövdemizi taşın altına koyarız” dedi, kimisi ise, “ülke menfaatleri için partimizi, kendimizi yok saymaya hazırız” dedi. Ama sonuç ortada; sıfır elde var sıfır…

Davutoğlu  gerek diplomatik gerekse de akademik birikimi ve devlet deneyimiyle kanımca o da bizler gibi “belki olacak bu defa” ümidiyle koalisyon çabasına girişti. Ama aslında değişen bir şey yokmuş ve olmadığını yaşayarak öğrendik. Çünkü gelen şehit cenazeleri bile, kişisel hırsın, kin, garez ve kıskançlıkların önüne geçemedi.

Peki şimdi ne olacak…

Tabi ki ülke hükümetsiz kalmayacak  ve de  bir şekilde seçime gidecek…

Bu seçim kararını Davutoğlu’nun söyleyip önerdiği gibi parlamento almış olsa idi ve seçim hükümetini meclis oluştursa idi; HDP’nin hükümete girme ihtimali hiç olmayacaktı. Ama maalesef  böyle olmadı. TBMM ve  dört parti ne bir hükümet kurabildi ne de bir erken seçim kararı alabildi. Daha açık deyişle,  muhalefetin bu sorumsuz ve aymazlığı meclisi aciz, çaresiz ve  çözümsüzlük merkezi olarak gösterdi.

Koalisyon süreci öncesi ve sonrası kendisiyle de görüştüğüm ve ülke menfaatleri söz konusu olunca hiçbir fedakarlıktan kaçmayacağına inandığım Sayın Bahçeli’nin tavrı bende derin bir şaşkınlık uyandırdı. Seçimin hemen akabinde erken seçim vurgusu yapan sözler söyleyen, kamuoyuna  ve yaptığım görüşmelerde bana da “aslolan devlettir, devletin menfaatleridir ve bunun için en kritik anlarda en doğru kararı vermekten imtina etmeyiz” diyen Bahçeli’nin, Davutoğlu’na hızlıca olmazları anlatıp, her türlü çözüm alternatiflerine kapalı olduğunu göstermesi derin bir sükut u hayal yarattı bende. Açıkçası ben CHP’nin tavrına hiç şaşırmadım. Ama MHP ve Sayın Bahçeli beni çok şaşırttı ve üzdü.

23 Ağustos tarihinden itibaren Sayın Cumhurbaşkanı marifetiyle Anayasa’nın 116. Maddesi devreye girecek ve erken seçim süreci başlayacak. Takriben doksan gün sonra ise seçim olacak. Teamüllere göre muhtemeldir ki; Davutoğlu yeniden seçim hükümeti kurmak için görevlendirilecek ve parlamentodaki partiler sandalyesi oranında hükümette yer alacak.  MHP bu seçim hükümetine üye vermeyeceğini söylese de, HDP’nin üye verme  hak ve ihtimali bile açıkçası tüylerimi ürpertiyor. İşte tam da burada; eğer HDP hükümette  bakanlarla temsil edilirse bu MHP’nin “günah galerisine” en büyük günah, vebal ve milli ayıp olarak yazılacaktır. ( Bu arada hissiyatımla söylüyorum ki; Sayın Cumhurbaşkanı yasalar ve kendi yetkisi çerçevesinde, detaylı ve ince  çalışmalar yaparak, umuyorum ve inşallah HDP’nin hükümette temsiline imkan vermez ve vermeyecektir)

Şimdi  geldiğimiz noktada siyasi partiler açısından bir tespit  yapmak istiyorum;
CHP ile Ak Parti arasında uzun bir istikşafi (yoklama ve karşılıklı keşif ve tespit) görüşmeler yapıldı. Her iki parti de kendi açısından  her konuyu en ince detaylara kadar görüştü, tartıştı. Sonunda iki ayrı damardan gelen iki ayrı akım boyutundaki bu iki partinin bir noktada koalisyon için mutabık kalamaması şaşırtıcı olmadı. Kaldı ki CHP dört yıllık bir koalisyon ortaklığı istemesiyle de aslında “biz bu işte yokuz” şeklindeki arka plan zihniyetini cilalayıp imajlamaya çalıştı ve muhtemel erken seçimde halka  “masadan kalkan ben değildim” mesajının PR çalışmasını yaptı.

Çünkü iktidar olmak kendi içinde de müzmin bir muhalefet barındıran ana muhalefet partisi CHP için iç sorunlarının bir nevi ertelenmesi olacaktı ama olmadı. Bundan sonra CHP’de kazan kaynamaya başlayacak ve yeni seçimde halka yeni bir şeyler söyleme imkanları olmayacaktır. Yine % 25’ler civarındaki oylarıyla ana muhalefet partisi olma “rutinliğine” devam etmeye şimdiden razı görünmektedirler.

HDP ise tam bir hayal kırıklığı oldu. Haaa benim ve ben gibi düşünenler için olmadı. Çünkü biz HDP’nin hücrelerindeki amaç ve alçaklığı hep görüyor biliyorduk. Seçim öncesi HDP ve eş başkanını parlatmaya çalışanlar, saz çaldıranlar, cicileştirenler açısından bu parti ve yöneticileri için bir hüsran oldu. Seçim öncesi  çıkıp “herif” gibi; “bize oy verin, barajı geçelim, çözüm sürecini sürdürüp ülkeye huzur getirelim” gibi boş laflarıyla oy alan Demirtaş, seçim sonrası çark etti ve ülkenin kan  gölüne dönmesinin en büyük müsebbibi oldu. Seçim sonucunun sarhoşu haliyle küstahlığını aşikare hale getirdi. Seçim sürecinde gizlediği, alçaklığı, vahşeti ve ihanet kokan niyetini, aldığı oyların da etkisiyle artık aleni gösterip izhar etmeye başladı. Bu bağlamda; yapılacak erken seçimde halkın daha basiretle ve aklıselimle davranacağını düşünüyorum ve bu PKK güdümlü ve onun bir nevi siyasi kanadı hüviyetindeki  HDP’ye  verdikleri oyu geri alacaklarına inanıyorum.

MHP’ye gelince; benim için tam bir hayal kırıklığı oldu…

MHP hiç beklemediğim şekilde, kendine, misyonuna, ideolojisine ve iddia ettiği “milliliğine” uygun bir  hareket  ve tavır içinde olmadı. Seçim akşamıyla başlayan söylemlerine mugayir ve çelişik bir tavır sergiledi. Ülkenin içinden geçtiği kritik süreci  sadece sözde dikkate aldığını gösterdi. Söylemden ibaret olmayan bir ideal ve iddia içinde olduğunu iş icraata gelince gösteremedi. Ama MHP ve Sayın Bahçeli bilmelidir ki; “millilik” söylemde değil eylemde belli olur ve eylem boyutuyla da bana göre an itibariyle sınıfta kalmıştır. Ülkede HDP’nin hükümete girebilirliğinin yolunu maalesef ki, -bunu söylerken de inanın içim acıyor- MHP açmıştır. Ama halk unutmayacaktır ve yarın seçim meydanlarında bunun hesabını da soracaktır. Haaa! MHP ve Sayın Bahçeli yarın meydanlarda  Ak Parti ve Sayın Erdoğan için, “ bunlar HDP’yi de hükümete aldılar, teröristleri bakan yaptılar” diyeceklerdir, bunu şimdiden işitir, görür gibiyim.
Ama yemezler ey MHP, yediremezsin, yutturamazsın bunu…

Çünkü bunun yolunu sen açtın. Adama demezler mi, sen sürekli laf laf laf söyledin durdun, matematikle, edebiyatla, sosyolojiyle sürekli kendine has saçma sapan  teoremlerinle hükümet kurmaya çalıştın. O partiye, bu partiye görev verdin , ödev verdin ama kendini görevden mahfuz tuttun.

Sen ne idin ey Bahçeli, sen neciydin demeyecek mi bu halk.

Sen 7 Haziran seçimlerinde bizden iktidar olmamak için mi oy istedin, ben muhalefette kalacağım ve hiçbir surette hükümette yer almayacağım mı diyerek oy istedin diye sormazlar mı adama ?

HDP’nin  yasalardan doğan bir durum nedeniyle, hükümete girme  riski ve ihtimali ortaya çıkınca sen ne yaptın, gövden senin olsun sen hangi taşın altına elini soktun, sen “bostan korkuluğu” mu idin demezler mi ?

Ey MHP ve Sayın Bahçeli; sen Ahmet Necdet Sezer gibi anti-milliyetçi, anti demokrat ve anti muhafazakar bir Cumhurbaşkanı’yla çalıştın. Sürekli kişisel ideolojisi doğrultusunda kararlar veren ve bundan imtina etmeyen Sezer’le ilgili bir defa olsun “anayasal sınırlarında hareket et” dedin mi de; bugün kalkmış “dört maddelik kırmızı şart” koşuyor ve bunun bir tanesiyle de Sayın Erdoğan’a akla, izana, insafa ve vicdana gelmez  hakaretamiz laflar ediyorsun.

Evet bu halk, bu defa size bunun hesabını soracaktır. 2002 de barajın altında kalmanızın  nedenlerini size bu halk yeniden hatırlatacaktır.  Her ne surette olursa olsun gideceğimiz erken seçimde emin olun ki bu ülkenin milli ve milliyetçi seçmenleri size bugünkü tavrınızın bedelini çok ağır ödetecektir.

Ak Parti bu koalisyon kurma sürecinde  sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini hepimize gösterdi. Seçim sonuçlarını kabul ve idrak ederek hükümet çabalarına girişti. Fakat maalesef “sorumsuz  muhalefet varlığı” nedeniyle muvaffak olamadı. Gidilecek erken seçimde halkın, Ak Parti’nin olumlu çabalarını ve koalisyon aritmetiğinin ülkedeki oluşturacağı sıkıntıyı görmüş şekilde yeniden bir değerlendirme çerçevesinde oy vereceğine inanıyorum. Bu bağlamda; Ak Parti, aday listelerinde ciddi analizler yapıp revizyona giderek, 7 Haziran sonuçlarını iyi ve doğru okuyarak,  çok ciddi ve reel “nefis muhasebesi” ve kritizasyon yaparak halkın önüne çıktığı takdirde, büyük ihtimalle bu halkın Ak Parti’ye  tek başına iktidarı vereceğine inanıyorum. Çünkü;  geçmiş koalisyon kurma süreçleri ve hükümetleri ile bugünkü olumsuz sonuçlanan  koalisyon kurma  süreci “en kötü tek başına iktidarın, koalisyon  gerektiren bir seçim sonucundan” daha iyi olduğunu hepimize, herkese göstermiş oldu.

Halkımızın 7 Haziran sonrası ortaya çıkan tabloyu ve süreçleri gerçekçi ve akılcı değerlendirerek gidilecek seçimde daha aklıselim ve ülke menfaatleri  gereğince oy vereceğine inanıyorum. Ama yine tekrarlıyorum ki; Ak Parti değerlendirme, kritik etme, yeniden gözden geçirme, “nerde hata ettik, hangi konuda yanlış yaptık veya neyi ihmal ettik” şeklindeki istişare ve politik restorasyonu realize edecek muhakeme ve muahezeyi  kendi bünyesinde mutlak anlamda gerçekleştirmelidir.

Erken seçim şimdiden hayırlı olsun ve ülkemiz, milletimiz için hayırlar getirsin.

Sağlıcakla kalın sevgili okurlarım.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri