Gazetede hem de ulusal bir gazetede köşe yazarı olabilmek için bazı yolları ya aşmış olmak gerekir, ya da bir şekilde aşmış olmak gerekir. Bu yolları aşarken de insan şunu öğrenir; herhangi bir konuda yazacaksan o konu hakkında bilgi toplaman şarttır. İşin kolayına kaçıp gördüğü olayı, içinden geldiği gibi yorumlamak tarzı yazıyorsan -kaldı ki birçok gazete köşe yazarı bunu yapar- bir gün gazeteci olmayan ama o konu hakkında sizden bilgisi daha fazla olan herkes tarafından eleştirilmenize ve hatta rezil olduğunuz söylentilerine sebebiyet verir.

Ama bazı gazeteciler bu şekilde de başarıya erebilirler. Çünkü herhangi bir şirkete kötü eleştiri getirerek ve de tepki alarak hatta bazen mahkemelik olarak gündeme gelirler, tanınırlar. Daha önce isimleri pek bir yerlerde anılmazken, yazılarının mükemmel anlatım matematiği ile anılmazken, birden ünlerine ün katılmış olur. İsimleri örneğin, airporthaber.com da yayınlanır. Reklamın iyisi kötüsü olmaz derler ya, belki de bu söze en uygun örnek olur…

İran’lı yolcu haklıymış!

Geçenlerde Onur Air’e ait bir uçakta uçak kalkmadan 3 saat içinde beklediği için, yolcu çıldırır ve uçağın camını kırar. Radikal köşe yazarı Cüneyt Özdemir (Ohhh sefası olsun bir reklam da ben yaptım) der ki köşe yazısında; rötar yapmaktan ceza yememek için, yolcular alındıktan sonra rötar süresi uçağın içinde bekletiliyormuş ve üstelik bu “Dünyanın başka bir ülkesinde görmeyeceğimiz cin fikirli bir uygulama” imiş!
Şimdi, öncelikle kendisinin bu yazıyı yazmadan önce araştırması gereken konu acaba dünyanın başka ülkesinde de kar yağdığı, hava kötü olduğu durumda bu tür beklemeler oluyor mu? Ben haksızlık mı yapıyorum ülkeme? Uçaklar yolcuları neden önce alıyor, yoksa sıraya mı giriyorlar acaba? Uçuş kuralları diye bir şey var mı acaba yoksa pilot kafasına göre uçabilir mi? Bunda Onur Air Şirketi’nin neden tek başına suçu olsun? Acaba bu tarz beklemeler ve bekletmeler her şirkette olabilir mi ve üstelik hava yolu şirketleri ve ekiplerinin bundan keyif almaları mümkün mü? Diyelim ki tüm bunları araştırmadan bir yazı yazdın Cüneyt Bey ve sence havayolu şirketi yanlış… Peki, hiç düşünmez misin? Agresif tavırlı insanları haklı göstermek, o kadar çalışanın ve o kadar yolcunun sinirini bozan o yolcuyu onaylamak gazetecilik etiğine göre doğru mu?
Bir de şu var şimdi Cüneyt Özdemir ve hayranları belki benim bu yazıyı yazmamla ve kendisini olumsuz eleştirmemle benim de kendi reklamımı yaptığımı iddia edecekler. Evet, ben de haksızlık gördüğüm ve sorumluluk hissettiğim bu konuda dayanamayıp yazarak ve Cüneyt Bey’i eleştirerek kendi reklamımı yapmış olacağım ama benimki çok etkili olmayacak çünkü bir Cüneyt Özdemir’i eleştirmek asla bir Onur Air’i eleştirme etkisi yaratmayacak…