TİC Holding Header
  • USD 32.601
  • EUR 34.855
  • Altın 2494.07
  • BIST 100 9479.78
Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

Causa Germania! Almanya meselesi

Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, malum ABD'den sonra, Alman Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier'in resmi konuğu olarak, Berlin'e ve Kölne gidecek!
Causa Germania! Almanya meselesi
Hedefte, epeydir bozuk olan Türk/Alman İlişkilerini düzeltmek de var elbette. Fakat Almanya'nın içinde, bu İlişkilerin bozuk olmasını her ne pahasına olur ise olsun bir kesim var. Bunların başlarında ise ne hikmetse, Türk (???) asıllı Siyasiler, Federal Milletvekilleri gelmekte. 

Ne idiği belirsiz Cem Özdemir, PKK sevicisi olan Sevim Dağdelen gibi mesela!

Tabii sosyal medyadan iyi tanıdığımız YPG Teröristi Tobias Huch (FDP) ve elbette aşırı sağcı, ırkçı, Neonazi AfD Partisi!

İşin bir diğer tarafında ise Alman, Ana akım medyası yer almakta. Hemen her büyük yayın organı, Türkiye'yi, baş düşman bellemiş durumunda. 

Genellikle zeka seviyesi düşük, işsiz, güçsüz, asosyal Almanların her yazılan yalana, balıklama atladıkları bir dönem!

Daha dün, Alman Ekonomi Bakanı Altmeyer, “Türkiye hiçbir zaman para yardımı talebinde bulunmadı, bunu dilinden düşürmeyen siyasileri ve halkı anlayamıyorum” diye demeç verdi!

Gerçekten de Dolar krizinin başlaması ile birlikte, üstte zikrettiklerim guruplar, sanki Türk hükümeti, Almanya'dan para yardımı talebinde bulunmuş gibi bir hava estirmekte ve tabii bunu şiddetle reddetmekteler!

İyi de kendiniz çalıp, kendiniz oynuyorsunuz!

Zaten bu bir Alman huyudur. İlle de kendilerini bir yere maydanoz etmek isterler.

Alman halkı ise, bu girişimlerin asıl niyetini anlamakta zorluk çekiyor belli ki.

Asıl amaç ise, yurtiçinde var olan reel problemleri kamufle etmek!

Ve bu sorunlar bayağı kalabalık:

Yaşlılık fakirliği. Çünkü ödenen emekli maaşları, geçinmeye imkan vermiyor. Yüzbinlerle yaşlı, depozitolu şişeleri, çöplerden toplayarak ek gelir sağlama derdinde!

Anaokul eksikliği!

Sürekli düşen eğitim kalitesi!

Alman otomobil sektörünün uluslararası skandalları!

Dizel motorlu araçların sorunları!

Vergi adaletsizliği!

Çocuk fakirliği. Almanya'da milyonlarca çocuk, günde bir kere olsun sıcak bir yemek bulamıyor!

Giderek artan sağcılık akımı. Aşırı sağ ve ırkçı zihniyet, ikinci cihan harbinden bu yana ilk kez rönesans yaşıyor!

Mülteci krizi!

AB sorunları.

İsmini dahi hakketmeyen bir koalisyon hükümeti!

Bunlar, çok ciddi sorunların sadece birkaçı.

Özellikle koalisyon hükümeti, zor bela kurulduğu günden beri, Topal ördeğe bile Rahmet okutacak bir tarzda ilerliyor. Daha doğrusu ilerleyemiyor.

Birbiri ile kavga etmekten, siyaset üretmekten aciz bir duruma gelmiş halde. Ve kavga edenler, tahmin edileceği gibi tabandan tavana zıt SPD (Sosyal Demokrat), ile muhafazakar CDU değil. Daha çok CDU ile Bavarya kardeş Partisi CSU, özellikle de Genel Başkanları Şansöyle Merkel ile, İçişleri Bakanı Horst Seehofer!

Seehofer, aslında zihniyet olarak aşırı sağcı ve ırkçı AfD'ye çok daha yakın. Bundan dolayı da Merkel'in, zaten de pek insani olmayan mülteci politikasına bile tahammülü olmayan ve bunu da, her ortamda dile getirip, fiiliyata döken bir zat.

İşbaşına geldiği günden beri türlü skandallara imza atan Seehofer, Merkel ile kavgasından ötürü, koalisyonu bozmaya kadar da gitti!

Son olarak da Alman İç İstihbarat Başkanı Maassen üzerinden başlayan kavga, bugün bir nihayete kavuştu!

Nazi olduğundan şüphe duyulmayan Maassen, birkaç hafta evvel, Saksonya eyaletinde yaşanan Nazi ayaklanmasını, mülteci sürek avlarını inkar etmiş ve büyük bir infial uyandırmıştı.

Bünün üzerine ilk olarak görevden alınıp, İçişleri Bakanlığına Müsteşarlığa getirilmesi kararlaştırılsa da halktan gelen çok yoğun tepki, Seehofere sonunda geri adım attırarak, Maassen'i kendine özel danışman yaptırttı. 

İsmi var, kendi yok olan bir makam icat edildi, alelacele!

Ve Sayın Erdoğan için verilen resmî devlet resepsiyonu!

Sevim Dağdelen, PKK Sevici Yeşiller ve Komunist Sol Parti, tıpkı aşırı sağcı AfD gibi, bu yemeğe katılmama kararları almışlar!

E biz de pek üzüldük doğrusu. 

Özellikle Sevim Dağdelen gibi isimler, zaten listede değildi. Yani havadan bir karar olmuş bu. 

FDP ve Yeşiller ise darbeci, Diktatör ve idam uygulayan Abdelfattah el Sissi ile bir araya gelip yemek yemekten rahatsızlık duymamışlardı.

Ancak demokratik seçilmiş, 16 seçim kazanmış bir Siyasi lider olan, 4 Milyon mülteciye kucak açan bir adam olan, dünyadaki tüm mazlumlara el uzatan Recep Tayyip Erdoğan ile yemek yiyemezlermiş!

Doğrusu bu çarpık akılı anlamak pek de mümkün değil!

Artık nasıl bir demokrasi anlayışı ise…

DİTİP Köln Merkez Camii ziyareti!

Sayın Başkanın proğramda bu ziyaret de var. Ve ne hikmetse, Alman Medyası ve bunlara kulak asan gerizekalılar, bu ziyareti havada parçalıyor adeta!

Nasıl olur da burayı ziyaret edebilir? Kim buna izin verdi???

Yahu Müslüman bir devletin Başkanı, kendi vatandaşlarının bizzat yaptırdığı bir Camiiyi ziyaret edecek? Bundan daha doğal ne olabilir ki?

Bu kadar basit bir şey bile, bunları çıldırtmaya yetiyor işte!


Ziyaretten beklentiler..

Peki İlişkilerin düzeltilmesi dışında, bu ziyaretten neler bekleniyor?

Aslında bu ziyaret, son seçimlerden evvel kararlaştırılan bir resmî ziyeret.

Türkiye ile Almanya arasında geleneksel iyi ticari bağlar mevcut. 

Ülkemizde yatırım yapmış, yapan ve yapacak olan, faaliyet gösteren çok sayıda Alman şirketleri mevcut.

Otomotiv sektörünün devleri Mercedes, BMW, Audi, VW. 

Diğer yandan Siemens, Krupp, Bosch, Schenker, DHL!

İnşaat ve taşımacılık devleti. Türkiye Alman şirketleri için, dev bir pazar. Cirolar ise yatırımların çok üstünde.

Türk şirketlerinin de Almanya'da faaliyet gösteren önemli bir bölümü var. Misalen Alman tekstil devleri Boss, Esprit, Puma, Adidas gibi şirketlerin hemen tüm ürünleri Türkiye'de üretilmekte.

Yaş ve kuru gıda ihracatımızın Almanya rakamları da öyle az buz değil. Yani karşılıklı menfaatli epey ekonomik münasebetlerimiz mevcut!

Bunların daha sağlam temellere oturtulup, ülkemize yatırım yapmayı planlayan Alman şirketlerinin önünü tıkayan Alman bürokrasinin normale dönmesi gerekir!

Son olarak İdlip'de sulhu koruyabilerek, muhtemel yeni bir göç krizini önleyen bir Erdoğan gidecek Berlin'e. Bu önlenen göçten de en çok korkan şüphesiz Almanya idi!

Yani aslında iyi bir el ile gidiyor sayın Başkan!

Bundan mütevellit de kaçak FETÖ'cüler ile PKK ya destek de mutlaka konuşulacaktır diye düşünüyorum!

Orantı belli, 16 seçimi kazanmış bir siyasi liderin karşısında, güç bela kurulmuş bir koalisyon mensupları var!

İnşaAllah hayırlı sonuçlar çıkacaktır!

Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri