TİC Holding Header
  • USD 32.369
  • EUR 35.045
  • Altın 2324.552
  • BIST 100 9129.19
Şehzade Orhan Osmanoğlu

Şehzade Orhan Osmanoğlu

Kadın deyip geçmeyin ayaklarının altında cennet var!

Değerli dostlarım ve okurlarım, Gün geçmiyor ki, sosyal medyada ya da gazete haberlerinde bir kadına şiddet eylemi ile karşılaşmayalım. Bizler geçmişimizde kadını baş tacı etmiş bir milletin torunlarıyız. Hem dinimiz hem millet özelliğimiz tarihler boyunca bunu gerektirmiş ve böyle de olmuştur.
Kadın deyip geçmeyin ayaklarının altında cennet var!
Osmanlı tarihi ve İslam tarihi bunun örnekleriyle doludur.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (asm) veda hutbesini hatırlayalım. Cahiliyye karanlığında, kadınların eşya gibi görüldükleri ve hiçbir haklarının olmadığı bir dönemde kadınların erkekler üzerinde hakları olduğunu haykırmış ve "Kadınlar sizlere emanettir, onlara iyi davranın" diyerek onların haklarını sıralamıştır.

Kadın hiçbir konuda erkekten ayrı tutulmadan büyütülmüş ve yetiştirilmiş ve eğitilmesi konusunda erkekle eşit tutulmuştur. Hz. Aişe (r.a) bir hadis hafızıydı. 2210 tane hadis ezberlemiş nakletmiştir. Zamanının müşkül mevzularını ona gelip sorarlardı ilim sahibiydi, keskin zekasıyla meşhurdu.

Yine sahebe hanımlardan Nesibe Hatun Uhud savaşında Peygamberimizin yanında kılıç sallamıştır. Savaşta yaralılara koşan Ümmü Süleym ve Hz. Aişe (r.a) da unutmamalıyız. Savaş sonrası erkeklere verilen kadar savaşa katılan hanımlara da ganimet verilmesi uygulaması İslam'ın kadına ne kadar değer verdiğinin önemli bir örneğidir.

Peki Osmanlıda durum neydi?
Osmanlı sadece kadına değil bütün canlılara kol kanat geren adeta bir merhamet imparatorluğu idi. Hangi medeniyet vardır ki ev imar ederken yapının bir kenarına kuşlara da aynısından birer "evcik" kondursun? Hangi imparatorluk vardır ki padişahı "aç hayvanlara yiyecek dağıtıla, dağlara tepelere çuvallarla buğday, et döküle kurtlar kuşlar aç gezmeye" diye ferman çıkarsın?

İşte bu imparatorlukta "Halime Hatun"; Osman Gazi'yi yetiştirip büyüten, ilk terbiyeyi veren. 600 yıllık çınarın ilk tohumlarına vesile olan değerli kadın. Ve yine Osman Bey'in hanımı "Malhun Hatun" ki hem yol arkadaşı hem desteği hem eşi Orhan Bey'in annesi.

Fatih Sultan Mehmed Han'ın annesi. Çağ açıp çağ kapatan bir imparator ve arkasında en büyük desteği annesidir.

Sekiz yıllık saltanatında Osmanlı topraklarını 2.5 katına çıkaran, yabancı tarihçilerin "Sekiz yıl daha saltanat sürse dünyayı fethedecekti" dedikleri Sultan Yavuz Selim Han'ın annesi "Gülbahar Ayşe Hatun" sayısız vakıf eserleri hizmetleri ile iz bırakmış hanımlardandır.

Maalesef bugün birçok İslam ülkesinde görmekteyiz ki kadının adı bile yok, eve hapsedilmiş, hiç bir faaliyeti yok, hakkı yok. Ve bu ülkeler şeriat ile yönetildiklerini iddia ediyorlar. Şeriat Allah'ın koyduğu kanunlardır, bu kanunlarda kadın emanettir, kadına zulüm yoktur.

Ülkemizde ise durum yasalarla kontrol edilmeye çalışılıyor ancak son on yılda gördüğümüz, duyduğumuz haberlerde kadına uygulanan bu şiddet yüreğimizi acıtmaktadır.

Hadi eskiden "Okumamış kesim, eğitim almamış kesim kadının kıymetini de bilmez" deniyordu. Şimdi her şehirde neredeyse 2-3 üniversite var. Bakıyorsun gayet iyi eğitimli, hatta güzel işi imkanları var kadına şiddet uyguluyor. Bazen bakıyorsun medyada örnek şahsiyet, her kes tanıyor, şiddetle gündeme geliyor. Demek ki bunun diplomayla ilgisi yok, bu tamamen ahlakla ilgili bir durum. Ve İslam ahlakından uzak kalmanın sonuçları.

Biz İslam'a göre kadını anlayıp sünneti bilseydik değil el kaldırmak onları emanet bilip baş tacı yapardık. Kadına şiddet hem Peygamber Efendimiz'in vasiyetine hem de emanete ihanettir.

Allah bizi emanete hakkıyla sahip çıkanlardan eylesin.

Son olarak yine bir Hadisle kapatmak istiyorum "Cennet annelerin ayakları altındadır."

Allah'a emanet olunuz!

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Tavsiyeci Yorumcu
    Düzeltmeyi yanlış yerde yapmışsınız. "Sultan Yavuz Selim Han'ın annesi Gülbahar Ayşe Hatun sayısız vakıf eserleri hizmetleri ile iz bırakmış hanımlardandır" diye yazdığınız cümle yanlış. Gülbahar Ayşe Hatun erken yaşta vefat ettiği için vakıf ve eser yaptıramamıştır. Siz kadının ismini yeniden Hürrem Sultan'a çevirin. Sultan'ın ismini de Yavuz Sultan Selim Han yerine II. Selim olarak değiştirin. Böylelikle hata giderilir. Çünkü Hürrem Sultan'ın eserleri vardır. Ayrıca Orhan Bey nedir? Orhan Gazi olmalı o! Orhan Gazi'den önce de virgül koyun ki "eşi Orhan Gazi" olarak algılanmasın.
  • Avşar oğlu
    Bu kadar hatayı bi Osmanoğlu nasıl yapar ve yazar hayret.
  • Adem'in biri
    1-Hayme Ana Osman Bey'in anası değil babaannesi. 2-Halime Hatun Osman Bey'in hanımı değil annesi 3-Orhan Bey'in annesi Malhun Hatun 4-Hurrem Sultan II. Selim'in annesi Yavuz Sultan Selim'in değil Sonra tarih bilmiyoruz diye bize kızıyorsun. Önce kendi tarihini öğren. Dil sürçmesi olabilir ama böyle olmaz.
  • Nuri Yılmaz
    Lise seviyesi tarih bilginiz bile yok , gelmişsiniz tarih dizilerine danışmanlık yapıyorsunuz ya kullandığınız şehzade kelimesini kaldırın yada hakkını verin çok ayıp...
  • Uzman Yorumcu
    Bazı yorumcu arkadaşlara şunu belirtmek istiyorum 36 padişahımız ve birçok eşleri ve çocukları var hepimiz sürçi lisan yapabiliriz.Kadına şiddet meselesine gelince toplumdaki ekonomik sorunlar ve medya bunun baş sorumlusudur. Cezaların hafifliğininde katkısı var
  • mehmet yazar
    yavuz sultan selim'in annesi olan hürrem sultan???? :D
  • Ayşenur çalkaya
    Osman gazinin eşinin adı malhun hatundur. Yavuzun annesi hurrem değil Gülbahar hatundur
  • Dadal
    Ülkemizde Cumhuriyet döneminde kadınlar 1930'da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme hakları tanınmıştır. Birçok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleştirilmiştir. Fransa ve İtalya'da kadınlara 1946'da, İsviçre'de ise 1971'de seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır.