Yoları bilen adam Cenk Sarıkaya ile İstanbul trafiği, siyaset ve Aşkın Tuna ile olan projesine dair herşeyi konuştuk.

Cenk Sarıkaya ile keyifli sohbetimiz

Röportaj: Semiha kozlucalı


Yine İstanbul trafiği ve ben yine yollardayım. Bu sefer yolları bilen adam olarak tanınan Cenk Sarıkaya ile konuşup merak ettiklerimi sormaya gittim. 3. köprü gerekli mi? Radyoda trafik anlatmak nasıl bir duygu? Gönüllü muhabirler gerçekten var mı? gibi sorularımın cevabını aldım ve Aşkın Tuna ile bu hafta başlayacak olan keyifli projesini öğrendim.

Daha fazlası keyifli sohbetimizde...
Cenk Sarıkaya kimdir? Radyoculuk hayatına nasıl başladı?
1996 yılında bu güzel mesleğe başladım. İşini çok seven, sevmekten ziyade işine saygı duyan bir adamım. Keyifle yaptığım bir iş. Bu işten hem para kazanıyorum hem de keyif alıyorum, hem çok yorulmuyorum hepside birarada olunca sevdiğim bir işin içindeyim. Bunun dışında Cenk Sarıkaya yaşlanmış, evli bir çocuğu olan boş zamanlarını çocuğuyla geçiren otomobil sporlarına meraklı, siyasete meraklı, sinemayı çok seven sosyal olan bir adamdır.

Çok sevdiğiniz işinize küstüğünüz için 5 sene ara vermişsiniz, neden?
Bu işi saygısıyla ve sevgisiyle yapmayanlardan dolayı küstüm. O gün işi ve medya sektörünü bıraktım. 5 sene içerisinde ilgi alanım olan siyasetin içinde aktif rol aldım. Yaklaşık 5 sene boyunca İstanbulda bir belediye başkanlığı danışmanlığı yaptım. Basınla içiçe oldum fakat aktif basında görev almak istemedim.

Neden?
Çünkü o dönemlerde sizin yaptığınız muhabirlik işi, benim radyoculuk işim çok basite alınıp, herkesin rahatlıkla yapabileceği bir iş gibi lanse edilmeye başlandı ve verdiğim emeklerin boşa gittiğini düşündüğüm an bu işi bıraktım.

Radyoculuğun günümüzdeki durumu ve bu mesleğin geleceğiyle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Radyoculuğun çıkış noktasına baktığımız zaman 90'lı yıllarda bir müzik kutusuydu ve hala öyle adlandırılır. Daha gizemliydi ve insanlar müzik dinlemek için radyo dinlerdi, insanlar radyocuların sesinin tınısına hayran olduğu için dinlerdi.

Günümüz teknoloji günü, artık müzik dinlemek için radyo dinlenmiyor.Bana göre radyolar artık müzik kutusu olmaktan çıktı ve haber verme mecrası haline geldi. Güncel haber, spor haberi, şehir haberi yada benim şuan görev yaptığım radyo gibi trafik haberleri veriyorsanız gündemdesiniz. Hala bir çok noktada müzik radyoları devam ediyor, sadece müzik yayını yapmaya çalışan radyolar var. Ben 16 yıldır bu işi yapan birisi olarak bu duruma katılmıyorum çünkü müzik dinlemek isteyen biri teknolojiden rahatlıkla faydalanabiliyor. Sizin direttiğiniz bir müzik dinlemek zorunda değil. Önümüzdeki 5 yada 10 yıl içerisinde teknolojinin ilerlemesine bağlı olarak, bence radyolarda müzik işi bitecek ve daha öncede söylediğim gibi insanların işine yarayan, hayatlarını yönlendiren radyolar ayakta kalacak gibi geliyor.


Neden Radyo Trafik?

Radyoculuğa bir şov programı yaparak başlamıştım ama artık radyolarda şov programları bitti.

Saran Holding radyolarından biri olan Radyo Trafik açıldığı gün burada başladım.

Trafiğin sıkıntılarını mikrofon başında anlatmak nasıl bir duygu ?
Birebir yaşıyorum. Yani bir bölgedeki yoğunluğu anlatırken, dinleyicilerimiz o yerderki yoğunluğu bize anlatırken, ben birebir yaşıyorum. Çünkü belki iyi belki kötü ama İstanbulun tüm sokaklarını ezbere biliyorum ve bunu anlatırken insanlarda ordaymışım hissi doğuyor. Birde yoğunluk var ise oradakiş yoğunluk nekadar sürede açılır bunu bildiğim için yayınlarımda yol durumunu anlatırken yaşıyorum.

Gönüllü muhabirlerinizden bahsedebilirmisiniz?
İstanbulda yaklaşık yirmibeşbin tane gönüllü muhabirimiz var. Bunların adları, soyadları, meslekleri, yaşları, arabaları, kullandıkları güzergahlar dahil olmak üzere tüm bilgileri bizde mevcut. Ortalama 2 saatlik bir yayında 200, 250 kişi ile konuşuyoruz.

Trafiği en iyi bilenlerden birisiniz. İstanbul’a 3. Köprü gerekli miydi?
Evet gerekli, hatta 4. ve 5. köprüde gerekli. İstanbulda trafiğin rahatlaması için ne gerekli derseniz, garip ama İstanbul 3 tarafı denizlerle kaplı olmasına rağmen denizi hiç kullanmıyoruz. Sadece 1 yerimiz var Sirkeci / Harem başka yok. İstanbulda bugün Beylikdüzü çok gelişen bir yer, Anadolu yakasında Tuzla, Pendik gelişen bir yer. Aynı zamanda çok fazla göç alan, ikamet alan yerler ve her geçen günde nüfus artıyor. Bu noktalarda insanların seyahat etmesi için, Avcılardan ve Beylikdüzünden birisi çıkıyorsa, deniz ulaşımını kullanacak olsa bile Sirkeciye kadar o yoğunluğu yaşamak zorunda. Avcılardan bir deniz otobüsü, deniz feribotu, arabalı vapur ordan kalksın kadıköye gitsin, hiçbir engel yok ama bana sorarsanız çok gerekli ve köprüden ziyade bunlar lazım.

Cenk Bey 16 yıllık iş hayatınızda sizi çok etkileyen progamınız oldu mu?
Radyoculuğun ilk zamanlarında çok yaşadık benimle aynı dönemde başlayan tüm radyocular aynı şeyi söyleyeceklerdir. Biz bir müzik kutusuyduk, yüzümüz gözükmezdi. İnsanlar bizi bazen Leonardo DiCaprio bazen bir başkasına benzetip hayallerinde aşık olurlardı ve çok fazla hediye gelirdi. 1999 yılında mektup ile evlenme teklifi almıştım ve cevap yazmadığım için radyoya tehdit telefonları gelmeye başlamıştı. O yıllarda bunun gibi çok şey yaşadım.

Radyo Trafik'te unutamadığınız yayınlarınız oldu mu?
Unutamadığım çok yayınım oldu. Bir tanesi mutlu bir olaydı, bir dinleyicimiz eşini doğuma yetiştirmek için yardım istedi. Hem biz hemde trafikteki bütün insanlar sürücüye yardım edip doğuma yetişmesini sağladık.

Dinleyici doğumdan sonra bizi arayıp, doğum gerçekleştiğini söyleyip teşekkür etmişti.

Üzücü tarafı ise geçen sene Tem'de yaşanan bir kaza ve beraberinde malesef emniyet şeridini o kadar çok ihlal ediyoruz ki bu sebepten dolayı olay yerinde ölen 5 vatandaşımız. Eğer emniyet şeridi ihlal edilememiş olsaydı 5 kişi belkide yaşayacaktı.

İlk günle bugünü kıyaslarsanız eğer sizde neler değişti?
İstanbul'a hakimdim şimdi daha hakimim, trafik sorununu biliyordum şimdi daha iyi anlıyorum ve artık trafiğe nasıl çözüm bulabilirim adına projeler geliştiriyorum.

Çünkü hergün yeni biryerden yeni bir sorun ve yeni bir şikayet bilgi aldıkça kafamda istanbula dair neler yapılabilir tarzında projeler doğmuyor değil. İleride belediye başkanı olursam yaparım.

Radyoda mikrofon başına geçen bir kimsenin radyo programcılığı unvanını alması için sizce hangi özellikleri taşıması gerekli?
Herkes radyocu oluyor ama olamaz. Radyoculuk okuyarak yapılan bir meslek değil. radyoculuğu ne ben birisine öğretebilirim nede 4 yıl değilde 14 yıl okuyarak öğrenebilir. Bu tamamen kişinin kendisine özgü bir yetenektir. Eğer bu yetenek var ise ve bir şekilde radyo'da gösterme şansı yakaladıysa, yol gösteren arkadaş çevresi var ise iyi bir radyocu olabilir. Yoksa çok iyi konuşuyorsun çok iyi sesin var sen radyocu ol diye birşey yok. Hazır cevap olmalı, zeki olmalı, araştırmacı olmalı, insanları iyi tanımalı, yaşadığı şehri analiz etmeli, kültür sanata yakın olmalı, nerede ne oluyor bilmeli. Radyocu dediğiniz az sonra Gülben Ergen çalacak diyen kişi, bence radyocu değildir.

Türkiye’de radyoculuk sektörüne hizmet etmiş isimlerden başrolde hangi isimler geliyor aklınıza?
Radyoculuğa başladığım zamanlar, çok sevdiğim saygı duyduğum aynı zamanda dinlemekten keyif aldığım bir takım arkadaşlarım var tabiki. Ozamanlar gıpta ve hayranlıkla takip ederdim, şimdi çok iyi dostlarım. Afrikalı Ali, Hop Dedik Ayhan, Erkan Koç, Gönül Dostu Şener, Okan Bayülgen'le 'Radyo Trafik'te beraber çalıştık, Bay J, Cem Ceminay bana göre bu işin duayenleri. Eğer kaçırdıklarım var ise özür dilerim onlardan. Tabiki radyoculuk değince akla gelen ilk isim Gezegen Mehmet.

Bayanlardan aklınıza gelen isim yok mu?
Saydığım bu isimler radyoda çok farklı işler yapmış isimler. Bayanlar bana göre radyoculukta tek düzen yapıyorlar. Farklılık katmıyorlar. Farklılık katan KBK diye tabir edilen Kırmızı Başlıklı Kız vardı.

Farklılıktan kastınız ne?
Şov yapan, konuk programı yapan ve yaptığı iş ses getiren yada projelere dahil olan ilginç bir program formatıyla yayında olan bayan radyocu ben bilmiyorum. Kızacaklar belki ama bilmiyorum.


Radyoculuk dışında projeleriniz var mı?

Şiiri seven, şarkıyı seven insanlar için Aşkın Tuna ile bir projemiz var. Artık şiir ve şarkıları herkesle beraber yapacağız. Bu hafta başlıyor ve her hafta bir ilçede olacağız. Aşkın Tuna kendi şiirlerini okuyacak, keyifli bir orkestra kurduk. Orkestramız bu şiirleri şarkıya çevirecek.

İnsanlarla içiçe olacağımız keyifli bir turne başlıyor. Önce istanbul, akabinde tüm Türkiye'yi tek tek gezeceğiz. Aşkın Tuna ile şiirler, şarkılar, dinleyicilerimizle beraber keyifli akşamlar bizleri bekliyor.

Bu projeniz nerelerde olacak?
Belediyelerin desteği ile İlçelerde bulunan Kültür Merkezlerinde olacak.

Katılım ücretli mi?
Hayır, insanlar gelecekler keyifle izleyecekler.

Konuşmamızın başlarında siyasetle ilgilendiğinizi söylemiştiniz ne zaman politikya atılıyorsunuz?
Hala siyasetin içindeyim. Aktif olarak bir parti içerisinde birşeyler yapmama gerek yok. İnsanlara bir şekilde hizmet ettiğime inanıyorum. Bunlar pek söylenecek şeyler değil ama trafikle ilgili yardımcı olmaya çalışıyorum, vatandaşlardan gelen projeye ön ayak olmaya çalışıyorum. Hem kendi ilçemde hem çevremde yardım talepleri geldiğinde elimden geldiği kadarıyla yardımcı olmaya çalışıyorum, insanlarla içiçe olup onlara hizmet etmeyi seviyorum. Bu da siyasetin bir parçası ve bende siyaseti seviyorum. Zamanı gelince eski bir radyocu yeni bir siyasetçi olarak karşınızda olabilirim.

Cenk Bey son olarak OGÜNhaber okuyucularına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Okuyucularınıza sevgimi gönderiyorum. Bizleri görüpte radyoculuğa heves eden yapmak isteyen yada yapan ama bir yerlerde takılıp kalan varsa bu işin en püf noktası azim ve yılmamak.

Çünkü ben 1996 yılında radyoculuğa başladığım ilk zamanlar sabah 06.00 / 08.00 arasında yayın yapıyordum. O zamanlar şimdiki gibi vericiler ve teknoloji olmadığı için sadece karşı bina çekiyordu. Sabah saatleri olduğu için kimse dinlemiyordu ama 2 yıl boyuınca aynı saatlerde gidip yayınlar yaptım, kimsenin beni dinlemediğini bildiğim halde. Uzun yıllar hiç para almadan çalıştım. Bu iş bir aşk ve ne olursa olsun mikrofonu açmayı insan istiyor.

Belki şu an Ferrari'ye binmiyoruz ama o zamanki şartlara göre iyi kazanıyoruz ve daha iyi durumlardayız. Bu yüzden bu işi yapmak isteyen kim var ise sohbetimizi okuyup peşini bırakmasın. Eğer iyi bir radyocu ona bu işi bırak yapma derse ve söyleyen radyocu da güvenilirse bu işi bıraksın, başka bir iş yapsın.

Cenk Sarıkaya'ya  Ogün Ailesi olarak bol enerjili ve keyifli sohbeti için teşekkür eder başarılarının devamını dileriz.
OGÜNhaber