FETÖ’nün yurt dışı yöneticisinin yargılanmasına devam edildi

İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutulu sanık Sedat Hasan Karacaoğlu ve avukatı katıldı. Duruşmada savunma yapan sanık Karacaoğlu, uzun yıllar yurt dışında çalıştığını ve birçok siteye giriş yaptığını fakat bu sitelere girmenin suç olduğunu bilmediğini ifade etti. Sanığın savunmasının ardından söz alan avukatı, müvekkilinin telefonunun usule aykırı bir şekilde incelendiğini belirterek raporu kabul etmediğini söyledi. Avukatı sanık Karacaoğlu’nun tahliyesini talep etti.

Yurt dışında yaklaşık 400 okul
Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı, “FETÖ’nün silahlı terör örgütünün ana yapısını ‘eğitim sektörü’ oluşturmaktadır. Bunlar, özel okullar, yurtlar, dershaneler ve üniversitelerden oluşmaktadır. Öğrenci evleri de örgütün eğitim alanındaki faaliyet yerlerinden bir diğeridir. Örgütün önemli bir ayağını öğrenciler oluşturmaktadır. 1990’lı yıllardan itibaren yurt dışına açılan örgütün aralarında üniversitelerinde olduğu ‘Ser Rehber’ tarafından denetlenen yaklaşık olarak 400 adet okulunun olduğu değerlendirilmektedir” dedi.

Moldova’dan sınır dışı edildi
Sanık Sedat Hasan Karacaoğlu’nun örgütteki konumuna ilişkin cumhuriyet savcısı mütalaasında, “Sanık Sedat Hasan Karacaoğlu’nun hakkında izahı yapılan FETÖ silahlı terör örgütü yöneticiliği yapma suçundan ve Uluslararası Casusluk yapma suçundan hakkında soruşturma yürütülerek kamu davası açıldığı, sanığın FETÖ silahlı terör örgütünün yurtdışında görünürde eğitim-öğretim alanlarında faaliyette bulunan Orizont Eğitim Kurumlarının Genel Müdür Yardımcısı seviyesinde yönetici konumunda örgütsel faaliyet yürüttüğü sırada Moldova devletince illegal Uluslararası Casusluk ve terör örgütü yöneticiliğinden dolayı deport edilerek Moldova ülkesinden çıkarılması ile Türk güvenlik güçlerine teslim edildiği akabinde sanığın gözaltına alınarak tutuklandığı”na ilişkin ifadelere yer verdi.

15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis cezası talep etti
Mütalaada, “Örgüt yönetmek ise örgütün amaçları doğrultusunda örgütü idare etmeyi, emir ve direktif vermeyi, örgüt içinde inisiyatif ve karar verme gücüne sahip olmayı gerektirir. Örgütün varlığının, etkinliğinin ve gelişiminin sağlanması, hedeflerinin belirlenmesi, program ve stratejilerinin saptanmasının ifade eder. Bu bağlamda sanığın dosya kapsamında elde edilen delillere göre ve yukarıda izahı yaptığı üzere örgüt içerisinde yönetici konumunda bulunduğuna dair kesin ve inandırıcı delillere ulaşıldığı sabittir. Bu kapsamda sanığın üzerine atılı ‘Silahlı terör örgütü yöneticiliği yapma’ suçunu işlediği anlaşılmakta, bu suç açısından sanığın, 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep olunur” ifadeleri yer aldı.

Tutukluluk halinin devamını talep etti
Sanığa ‘Uluslararası Casusluk’ suçundan dava açıldığı belirtilen mütalaada, “Sanığın ülkemiz aleyhine bilgi sızdırdığına, casusluk yaptığına ilişkin dosya kapsamına yansıyan somut bir delilin tarafsız tanık anlatımının bulunmadığı, bu yöndeki iddianın soyut iddia kapsamında kaldığı, somut bir delille tarafsız bir tanık anlatımıyla desteklenmediği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı söz konusu suçu işleyip işlemediği noktasında şüphe hasıl olduğu, göz önüne alınarak sanığın üzerine atılı söz konusu suçtan CMK’nın ‘Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması’ maddesi gereğince beraatine karar verilmesini talep ederiz” denilerek sanığın tutukluluk halinin devamı talep edildi.
Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki mütalaasını açıklamasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın üzerine atılı suçların vasıf ve mahiyetini göz önünde bulundurarak tutukluluk halinin devamına karar verdi ve duruşmayı erteledi.