• Asayiş

“İzmir KOM şubedeki amir ve polislerin yüzde 80’i FETÖ’cüydü”

İzmir’deki ‘askeri casusluk’ soruşturması kapsamında Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddiasına ilişkin davada savunma yapan Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesinde görevli eski polis, “Görev yaptığım KOM Şubedeki amir ve polislerin yüzde 80’i FETÖ’cüydü. Örgütün çok güçlü olduğu dönemde bu yapıdan ayrıldım. Örgüte dair bildiklerimi tek tek anlattım. Bana ‘hain’ dediler, beni tehdit ettiler” dedi.
İHA - İzmir’deki “askeri casusluk” soruşturması kapsamında Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddiasına ilişkin, aralarında tutuksuz sanık eski İzmir İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay’ın da yer aldığı 13’ü tutuklu toplam 90 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Esas hakkındaki savunmasını yapan tutuksuz sanık eski merkez valisi Ahmet Pek, hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu belirterek, örgütün kriptolu haberleşme programı ByLock’u kullandığına ilişkin yapılan tespite katılmadığını söyledi. İstihbarat kanalıyla ortaya çıkartılan ByLock’un hukuki delil olarak gösterilemeyeceğini ifade eden Pek, bu programı kullanmadığını savundu.
Kapatılan Bank Asya’daki hesabına ilişkin de savunma yapan Pek, faizsiz bankacılığı tercih ettiği için Bank Asya’yı tercih ettiğini, 17-25 Aralık 2013 sürecinin ardından ise örgüt talimatıyla bu bankaya para yatırmadığını savundu.
40 yıllık meslek hayatı boyunca devlet hiyerarşisinde emir ve talimatla çalıştığını ifade eden Pek, “FETÖ’den hiçbir zaman emir ve talimat almadım. Herhangi bir örgüt mensubuna talimat vermedim. Bu örgüte hiçbir yardımda bulunmadım. Beraatimi istiyorum” dedi.

“Bana ‘hain’ dediler”
Tutuksuz sanık eski polis memuru H.Y. ise 2005’ten 2013 yılına kadar “cemaat” denilen yapının içerisinde yer aldığını ancak hükümet ile bunların arasındaki dershane tartışmaların ardından FETÖ’nün bakış açısının değiştiğini ve örgütün çığırından çıkmasından sonra yapıdan ayrıldığını anlatarak, “Görev yaptığım Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şubesindeki amir ve polislerin yüzde 80’i FETÖ’cüydü. Örgütün çok güçlü olduğu dönemde bu yapıdan ayrıldım. Örgüte dair bildiklerimi tek tek anlattım. Bana ‘hain’ dediler, beni tehdit ettiler. Hatta 15 Temmuz 2016’dan önce örgütün bir yayın sitesinde adım açık bir şekilde yazılarak, bana tehditler savurdular. Darbe girişimi yaşandıktan sonra örgütün yüzü ortaya çıktı, haklı olduğum da kanıtlandı” ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyeti, duruşmayı 29 Nisan Pazartesi’ye erteledi.

İddianame
“Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma” iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010’da gelen ihbar e-postası üzerine başlatılan soruşturmada, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlandı.
İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yapılan yargılama sonucunda Şubat 2016’da tüm sanıkların beraatine hükmederken, sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada 25 şüpheli tutuklandı, 5 zanlı daha sonra tahliye edildi. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Dava dosyadaki sanık sayısı, dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya’ya kurulduğu iddia edilen kumpas davasının da birleştirilmesiyle önce 83’e, birleşen başka dosya nedeniyle de 91’e yükseldi. Örgüt elebaşı Fethullah Gülen’in dosyasının ayrılmasıyla sanık sayısı 90 oldu.
Yorum Yazın