TİC Holding Header
  • USD 32.374
  • EUR 35.018
  • Altın 2324.261
  • BIST 100 9129.19
  • Asayiş

'O teröristler silah arkadaşlarımız çıktı'

Fetö'nün darbe girişimi sırasında Zırhlı Birlikler Okulundaki eylemlere ilişkin davada sanık eski yarbay Erdal Yetim, 'Maalesef bizler o gece teröristlerin dışarıda olduğunu düşünürken o teröristler silah arkadaşlarımız çıktı.' dedi.
'O teröristler silah arkadaşlarımız çıktı'
AA - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (Fetö) darbe girişimi sırasında Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52 sanıklı davanın görülmesine devam edildi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları hazır bulundu.

Duruşmada, tanklara karşı koymaya çalışan Emin Güner'in şehit edilmesine ilişkin "kasten adam öldürmek" ile 7 vatandaşa karşı "öldürmeye teşebbüs" suçlarından ayrıca dava açılan ve bu davanın da sanıkları arasında bulundukları için dosyası birleştirilen 16 kişinin savunmasının alınmasına devam edildi.

Eski Eğitim Destek ve Tatbikat Tabur Komutanı ve o geceki tümen nöbetçi amiri yarbay Erdal Yetim savunma yaptı.

Darbecilerin kendisini baypas ettiğini savunan Yetim, eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker ve onunla gelen kurmay albay Faruk Yaman'ın Genelkurmay'a terör saldırısı olduğunu belirterek 2 tank hazırlanması emrini verdiğini söyledi.

Emri verdikleri esnada, personeli bulunmadığı ve hazırlığının olmadığını söylediğinin tanık beyanlarıyla da ifade edildiğini öne süren Yetim, buna rağmen kurmay yarbay Fatih Çubukçu'nun, kendi personeline talimat vererek onları çağırttığını bilmediğini söyledi.

Yetim, sanık üsteğmen Koray Korkmaz'ın da savunmasında, yarbay Fatih Çubukçu'nun terör saldırısı olan Jandarma Genel Komutanlığına gitmek üzere tümen komutanın emriyle tank garajına gitmesini, 2 tank hazırlamasını söylediğini aktardığını belirterek, kendisine ise Genelkurmay'a saldırı olduğunun bildirildiğini ifade etti.

"Koray Korkmaz, Fatih Çubukçu'dan aldığı emir üzerine, benim emrim olmaksızın 2. Tank Bölüğü personelini birliğe çağırmıştır." diyen Erdal Yetim, HTS kayıtlarına göre uzman çavuş Burak Çakır'ın saat 23.23'te arandığını öne sürdü.

Yetim, üsteğmen Korkmaz'ın, Çubukçu'nun emriyle tankları garajdan çıkartarak cephanelikten mühimmat yüklettiğini de dile getirerek, Korkmaz'ın darbeci olabileceğinin aklının ucundan geçmediğini, onun Fatih Çubukçu tarafından kandırıldığını düşündüğünü bildirdi.

"Tankları sadece F16 durdurabilirdi"

İki tankta da darbeci kimse olmadığını savunan Yetim, Leopard tankların atış gücü ve isabeti en iyi tanklardan olduğunu ifade etti.

Yetim, "Bu tankları durdurabilecek tek şey F16'dır." diye konuştu.

Sanık Yetim'in bu beyanı üzerine salondaki izleyiciler yüksek sesle tankları durdurabilecek şeyin "iman gücü" ve "millet iradesi" olduğunu söyledi.

Vatandaşların tepkisi üzerine Yetim, saygı duyduğunu dile getirerek, bu beyanı sadece teknik açıdan ifade ettiğini belirtti.

Yetim, daha sonra da "Bu iki tankın önüne 300 kişi değil 3 bin kişi geçsin, üstenden geçer gider. Otobüsü altına alır ezer. Tankların içinde bir darbeci yok başkanım. Olsaydı kimse o tankları döndüremezdi." ifadelerini kullandı.

Mühimmat depolarının sorumluluğu da ondaymış

Cephanelikteki depoların kapıları kırılırken tümen karargahında bulunduğunu anlatan Yetim, mühimmatları çıkarmak için kapıların kırılmasına gerek olmadığını, çünkü anahtarların sorumluluğunun kendisinde olduğunu bildirdi. Yetim, "Niye bana sormuyorlar? Çünkü benim darbeci olmadığımı biliyorlar." dedi.

Tümen komutanlığını gasbeden ve savunmalarında "Kandırıldım." diyen tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in, tankların çıkışından haberi olmadığının da doğru olmadığını iddia eden Yetim, Kırker'in bu tanklara mühimmat yüklenirken cephaneliğe geldiğinin kamera kayıtlarında da olduğunu ileri sürdü.

Yetim, daha sonra binbaşı Özkan Gürkol'un da Kırker'in yanına geldiğini ifade ederek, "Tankların arkasından bir su dökmedikleri kalmış." şeklinde konuştu.

Tankların çıkış yaptığı bilgisini Kırker'in o gece tümen kurmay başkanlığına gelen albay Faruk Yaman'a ilettiğini, onun da Akıncı Üssü'ndeki darbeci kurmay albay Bilal Akyüz'ü arayıp söylediğini savunan Yetim, "O gece tümende nöbetçi olmasaydım bunlar beni mesaiye dahi çağırmayacaktı." ifadesini kullandı.

Tanklar çıkarken bilgisi olduğunu ancak çıkması hususunda kendisinin bir emir vermediğini savunan Yetim, Emin Güner'in şehit edilmesi, adam öldürmeye teşebbüs ve bir siyasi partinin işgali suçlarını işlemediğini söyledi.

Yetim, eğer bu 2 tankın hazırlanmasını kendisi emretmiş olsaydı taburundaki 59 tankın da kışla dışına çıkabileceğini iddia etti.

Vatana ve millete ihanet etmediğini savunan Yetim, "Hain, darbeci Fetö'cülerle iş birliği yapmadım. Ben ne darbeciyim ne de Fetö'cüyüm. Maalesef bizler o gece teröristlerin dışarıda olduğunu düşünürken o teröristler silah arkadaşlarımız çıktı." dedi.

Suçlamaları kabul etmeyen Yetim, beraat talebinde bulundu.Fetullahçı Terör Örgütü'nün (Fetö) darbe girişimi sırasında Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52 sanıklı davanın görülmesine devam edildi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları hazır bulundu.

Duruşmada, tanklara karşı koymaya çalışan Emin Güner'in şehit edilmesine ilişkin "kasten adam öldürmek" ile 7 vatandaşa karşı "öldürmeye teşebbüs" suçlarından ayrıca dava açılan ve bu davanın da sanıkları arasında bulundukları için dosyası birleştirilen 16 kişinin savunmasının alınmasına devam edildi.

Eski Eğitim Destek ve Tatbikat Tabur Komutanı ve o geceki tümen nöbetçi amiri yarbay Erdal Yetim savunma yaptı.

Darbecilerin kendisini baypas ettiğini savunan Yetim, eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker ve onunla gelen kurmay albay Faruk Yaman'ın Genelkurmay'a terör saldırısı olduğunu belirterek 2 tank hazırlanması emrini verdiğini söyledi.

Emri verdikleri esnada, personeli bulunmadığı ve hazırlığının olmadığını söylediğinin tanık beyanlarıyla da ifade edildiğini öne süren Yetim, buna rağmen kurmay yarbay Fatih Çubukçu'nun, kendi personeline talimat vererek onları çağırttığını bilmediğini söyledi.

Yetim, sanık üsteğmen Koray Korkmaz'ın da savunmasında, yarbay Fatih Çubukçu'nun terör saldırısı olan Jandarma Genel Komutanlığına gitmek üzere tümen komutanın emriyle tank garajına gitmesini, 2 tank hazırlamasını söylediğini aktardığını belirterek, kendisine ise Genelkurmay'a saldırı olduğunun bildirildiğini ifade etti.

"Koray Korkmaz, Fatih Çubukçu'dan aldığı emir üzerine, benim emrim olmaksızın 2. Tank Bölüğü personelini birliğe çağırmıştır." diyen Erdal Yetim, HTS kayıtlarına göre uzman çavuş Burak Çakır'ın saat 23.23'te arandığını öne sürdü.

Yetim, üsteğmen Korkmaz'ın, Çubukçu'nun emriyle tankları garajdan çıkartarak cephanelikten mühimmat yüklettiğini de dile getirerek, Korkmaz'ın darbeci olabileceğinin aklının ucundan geçmediğini, onun Fatih Çubukçu tarafından kandırıldığını düşündüğünü bildirdi.

"Tankları F16 durdurabilirdi"

İki tankta da darbeci kimse olmadığını savunan Yetim, Leopard tankların atış gücü ve isabeti en iyi tanklardan olduğunu ifade etti.
Yetim, "Bu tankları durdurabilecek tek şey F16'dır." diye konuştu.

Sanık Yetim'in bu beyanı üzerine salondaki izleyiciler yüksek sesle tankları durdurabilecek şeyin "iman gücü" ve "millet iradesi" olduğunu söyledi.

Vatandaşların tepkisi üzerine Yetim, saygı duyduğunu dile getirerek, bu beyanı sadece teknik açıdan ifade ettiğini belirtti.

Yetim, daha sonra da "Bu iki tankın önüne 300 kişi değil 3 bin kişi geçsin, üstenden geçer gider. Otobüsü altına alır ezer. Tankların içinde bir darbeci yok başkanım. Olsaydı kimse o tankları döndüremezdi." ifadelerini kullandı.

Mühimmat depolarının sorumluluğu da ondaymış

Cephanelikteki depoların kapıları kırılırken tümen karargahında bulunduğunu anlatan Yetim, mühimmatları çıkarmak için kapıların kırılmasına gerek olmadığını, çünkü anahtarların sorumluluğunun kendisinde olduğunu bildirdi. Yetim, "Niye bana sormuyorlar? Çünkü benim darbeci olmadığımı biliyorlar." dedi.

Tümen komutanlığını gasbeden ve savunmalarında "Kandırıldım." diyen tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in, tankların çıkışından haberi olmadığının da doğru olmadığını iddia eden Yetim, Kırker'in bu tanklara mühimmat yüklenirken cephaneliğe geldiğinin kamera kayıtlarında da olduğunu ileri sürdü.

Yetim, daha sonra binbaşı Özkan Gürkol'un da Kırker'in yanına geldiğini ifade ederek, "Tankların arkasından bir su dökmedikleri kalmış." şeklinde konuştu.

Tankların çıkış yaptığı bilgisini Kırker'in o gece tümen kurmay başkanlığına gelen albay Faruk Yaman'a ilettiğini, onun da Akıncı Üssü'ndeki darbeci kurmay albay Bilal Akyüz'ü arayıp söylediğini savunan Yetim, "O gece tümende nöbetçi olmasaydım bunlar beni mesaiye dahi çağırmayacaktı." ifadesini kullandı.

Tanklar çıkarken bilgisi olduğunu ancak çıkması hususunda kendisinin bir emir vermediğini savunan Yetim, Emin Güner'in şehit edilmesi, adam öldürmeye teşebbüs ve bir siyasi partinin işgali suçlarını işlemediğini söyledi.

Yetim, eğer bu 2 tankın hazırlanmasını kendisi emretmiş olsaydı taburundaki 59 tankın da kışla dışına çıkabileceğini iddia etti.

Vatana ve millete ihanet etmediğini savunan Yetim, "Hain, darbeci Fetö'cülerle iş birliği yapmadım. Ben ne darbeciyim ne de Fetö'cüyüm. Maalesef bizler o gece teröristlerin dışarıda olduğunu düşünürken o teröristler silah arkadaşlarımız çıktı." dedi.

Suçlamaları kabul etmeyen Yetim, beraat talebinde bulundu.
Yorum Yazın