Zindashti’nin kızının ve şoförünün öldürülmesi davasında tutuklu sanığa tahliye

Büyükçekmece’de trafik ışıklarında durdukları esnada Devrim Öztunç ve Arzu Sharifi Zindashti’nin ateş edilerek öldürülmesine ilişkin davanın görülmesine devam edildi. Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuklu sanık Orhan Ünğan ile tutuksuz sanıklar ve taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı Ercan Gövler sanık İlhan Ünğan’ın yargılama sırasında ölümü nedeniyle hakkında açılan kamu davalarının düşürülmesini, tutuklu sanık Orhan Ünğan’ın ise iki kişiyi ‘öldürmeye azmettirme’ suçundan ikişer kez müebbet hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Sanıklar Bekir Karçiğa, Ali Golzari, Savaş Sarmusak ve Nizamettin Yeke’nin iki kişinin öldürülmesine yardım etme suçundan 30’ar yıla kadar cezalandırılmaları talep edilen mütalaada, 3 sanığın ise beraatini istendi.

“Ben adalet istiyorum merhamet değil”
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Orhan Ünğan savcının kendisi hakkında cezalandırma talebi olduğunu söyleyerek “Ben azmettirmekten yargılanıyorum. Bir açıklama yapılmadan benim cezalandırılmam nasıl istenir. Biz hukuku adaleti burada arayamayacaksak sokaklarda nasıl arayacağız. Benim ömrüm sokaklarda geçti. Gerçekler bir gün ortaya çıkar. Gizli tanığın ifadesi yüzünden 4 yıldır tutukluyum. Benim kardeşim öldü. Türk hukuk tarihine bu dava kara leke olarak geçecektir. Benim kardeşimin ölümüne sebep oldular. Beni cezaevinde tutarak canımı elimden aldılar. Ben adalet istiyorum merhamet değil” şeklinde savunmada bulundu.
Orhan Ünğan’ın avukatı ise savcının mütalaasına katılmanın mümkün olmadığını söyleyerek, “Bu dava hukuki zeminden çıkmıştır. Bu davanın beraat ile sonuçlanacağına inanıyorum” dedi.

Davanın tek tutuklu sanığına tahliye kararı
Mahkeme sanığın savunmaların ardından ara kararını açıkladı. Mahkeme sanık Orhan Ünğan’ın tutuklulukta geçtiği süre ve delillere etki etmesi mümkün olmadığından adli kontrol şartı ile tahliyesine karar vererek, müşteki avukatlarının duruşmada sunulan belgelere karşı beyanda bulunması için süre verilmesine hükmetti. Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede Belçika’ya sefer yapan bir gemideki 2,1 ton eroinin yakalandığı, gemide bulunan Orhan Ünğan’ın adamları olan Metin Sevimli ve Serhan Başkale’nin Yunan makamlarınca tutuklandığı aktarılmıştı. Olayın ardından uyuşturucu organizasyonu yapan İranlı Shahid Ahmed’in İstanbul’a gelerek Naji Sharifi Zindashti ile görüştüğü, ele geçirilen eroinin 1 tonunun hala Yunanistan’da bir depoda saklı olduğunu ve yasa dışı yollardan İran’a gönderilmesini istediğini söylediği açıklanmıştı. İddianamede eroinin taşınması olayında Zindashti’nin kendilerine yardımcı olamayacağını söylediği, bu olaydan yaklaşık 10 gün sonra Yunanistan’da depoda saklanan uyuşturucunun polislerce yakalandığı da anlatılmıştı. Uyuşturucunun gerçek sahipleri olduğu iddia edilen Orhan Ünğan, Çetin Koç ve İlhan Ünğan’ın uyuşturucunun yakalanmasından Naji Sharifi Zindashti’yi sorumlu tuttuklarının anlatıldığı iddianamede, aralarında husumet oluştuğu belirtilmişti.
Sanıklar Orhan Ünğan ve İlhan Ünğan’ın, Hacı Osman Sezen ve Turgay Akar’a, Zindashti’nin ortadan kaldırılması talimatı verdikleri anlatılan iddianamede, sanık Hacı Osman Sezen’in olaydan sonra çevresine asıl hedefin İranlı Naji Sharifi Zindashti olduğunu ancak kızı ve araç sürücüsünün öldürüldüğünü, Orhan Ünğan’ın olayı duyduktan sonra kendisine "Bir temizliği halledemediniz’’ diye mesaj gönderdiği de aktarılmıştı.
Yaşananların ardından sanıklar Yavuz Yavuztürk, Nizamettin Yeke, Bekir Karçiğa, Savaş Sarmusak, Aslan Turan, Sabri Turan, Hasret İlter Üzüm ve Ali Golzari hakkında ikişer kez ‘tasarlayarak öldürme suçuna yardım etme’ suçundan 40 yıla kadar, Ünğan kardeşler hakkında ise ikişer kez ‘tasarlayarak öldürme suçuna azmettirme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyordu.