TİC Holding Header
  • USD 32.407
  • EUR 35.53
  • Altın 2322.291
  • BIST 100 8880.09
  • Dünya

ABD'nin eski NATO temsilcisi yazdı: Türkiye birlikte yaşaması zor ama ayrı yaşanması imkansız bir müttefik

ABD'nin eski NATO Daimi Temsilcisi Ivo Daalder, Türkiye'nin son dönemdeki dış politikasını mercek altına alan bir makale yazdı. Daalder, Ankara'nın Erdoğan yönetiminde giderek 'zor' bir müttefik haline geldiğini belirtse de, Türkiye'nin İttifak'tan atılması yönündeki tezlere karşı çıktı.
ABD'nin eski NATO temsilcisi yazdı: Türkiye birlikte yaşaması zor ama ayrı yaşanması imkansız bir müttefik
AJANSLAR - Türkiye'nin dış politikası Batı dünyasında tartışma yaratmaya devam ediyor. Financial Times gazetesinin Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin Batılı başkentlerde endişe yarattığını yazmasının ardından, ABD'nin eski NATO Daimi Temsilcisi Ivo Daalder de Ankara'nın dış politikasını ele alan bir makale yazdı.

Daalder, "Türkiye: Beraber yaşamak zor, ayrı yaşamak neredeyse imkânsız” başlıklı makalede, Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yönetiminde 'zor bir müttefik' haline geldiğini ama NATO için büyük bir stratejik önemi bulunduğunu belirtti.

Politico sitesinde yayımlanan makalesinde Daalder, Erdoğan'ın geçtiğimiz ay "Batı'nın en açık düşmanlarından ikisi" olarak nitelediği Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile Tahran'da el ele poz verdiğini, bundan birkaç gün sonra ise tahıl koridoru anlaşması için BM Genel Sekreteri António Guterres ile aynı masada oturduğunu yazdı.

'ÇOK KARMAŞIK BİR MÜTTEFİK'
Erdoğan'ı "hem kötü adam hem kahraman" ve "değişken" olarak niteleyen Daalder, "Cumhurbaşkanı'nın bu durumdan hoşlandığını" öne sürdü; "Fakat bu, onu çok karmaşık bir müttefik haline getiriyor" ifadelerini kullandı.

'STRATEJİK ÖNEMİ ÇOK BÜYÜK'
Daalder makalede, Türkiye'nin coğrafi konumu nedeniyle NATO açısından açık bir stratejik önemi bulunduğunu vurguladı. Siyasi açıdan Türkiye'nin en büyük Müslüman nüfuslu NATO üyesi olarak Arap dünyası ve İran'la 'kullanışlı bir aracı' olabileceğini söyleyen eski ABD'li yetkili, "Diplomasisi yıkıcı olabilse de, Ankara'nın böylesine çok sayıda kilit oyuncu ile sıkı bağları, Ukrayna'daki tahıl anlaşmasında da görüldüğü gibi, ona siyasi bir ağırlık kazandırıyor" dedi. Makalede Türkiye'nin askeri gücüne de dikkat çekildi.

"Fakat bununla birlikte, Ankara yıllar içinde pek güvenilir bir müttefik olmadı" diyen Daalder, bu görüşüne örnek olarak Kıbrıs Barış Harekâtı'nı ve Ege'de Yunanistan'la tekrar tekrar yaşanan gerilimleri gösterdi.

'ÖZGÜR SAYILMAYAN TEK NATO ÜYESİ'
Daalder, makalesine şöyle devam etti:"Fakat Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı, Türkiye'nin saldırgan hamlelerini yeni bir seviyeye çıkardı. Erdoğan ülke içinde muhalefeti baskı altında tutmaya, muhalifleri hapse atmaya çalıştı ve hükümeti döneminde, dünyada en çok gazeteci Türkiye'de hapse atıldı. Türkiye aynı zamanda, Freedom House tarafından "özgür değil" olarak sınıflandırılan tek NATO ülkesi.

Fakat özgürlüklere son dönemde görülen bu gerileme her ne kadar endişe verici olsa da, 2. Dünya Savaşı'nın son bulmasının ardından dört askeri darbeye sahne olan bir ülke için iç karışıklık ve otokratik yönetim yeni bir şey değil. Türkiye'nin güvenilir bir müttefik olarak statüsünü sorgulatan şey bundan çok, ülke dışında giderek dengesiz hale gelen davranışları."

'NATO'DAKİ TAVRI TEPKİ ÇEKİYOR'
Erdoğan'ın Putin'le sıcak ilişkileri bulunan tek NATO lideri olmadığını hatırlatıp İtalya'nın eski başbakanı Silvio Berlusconi ile Macaristan Başbakanı Viktor Orbán'ın da Rusya'yla yakın olduğunu belirten Daalder, "Fakat Erdoğan, NATO'nun hava savunması ağına entegre edilebilecek Batı ekipmanı yerine Rusya'dan hava savunma füzeleri alan tek NATO lideri. Aynı zamanda, birkaç hafta önceki Yunanca paylaşımlarında görüldüğü gibi, ittifak içindeki bir müttefiki güçle tehdit eden (ilk Türk lideri olmasa da) tek NATO lideri" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın istediğini almak için veto hakkını kullanmaktan çekinmeyerek NATO içinde de birliği bozduğunu savunan eski ABD'li yetkili, Türkiye'nin Mavi Marmara baskınından sonra ittifakın İsrail'le işbirliğini bloke ettiğini, YPG konusundaki taleplerine yanıt alabilmek için Polonya ve Baltık devletlerinin korunmasını engellediğini, İsveç ve Finlandiya'nın üyeliği konusunda da benzer bir tutum sergilediğini savundu.

ÜYELİKTEN ATILMA TARTIŞMASI
Daalder, son dönemde Türkiye'nin "NATO üyeliğini askıya almanın veya Türkiye'yi üyelikten atmanın vaktinin geldiğini" söyleyenlerin olduğunu da belirterek buna karşı çıktı. Bu görüşü savunanların "Erdoğan'ın Ukrayna savaşı sonrasında Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmayı reddetmesini, nahoş liderler ile İslamcı aşırılıkçıları kucaklamasını ve NATO içinde uyguladığı taktikleri" gerekçe gösterdiğini belirten Daalder, "Fakat bu öneriyle ilgili biri nesnel diğeri stratejik olmak üzere iki sorun var" dedi.

Eski ABD'li yetkili, bir ülkenin NATO'dan atılması için de oybirliği gerektiğine ve bu nedenle Ankara'nın da bu kararı onaylaması gerekeceğine dikkat çekti. Daalder, ikinci olarak da, stratejik açıdan Türkiye'yi NATO'da tutmanın gerekli olduğu ve diplomasi, ikna, baskı gibi yollara başvurulması gerektiği yorumunu yaptı: "İçeride veya dışarıda olsun, Ortadoğu ve Kafkaslarla başka hiçbir müttefikin sahip olmadığı veya olamayacağı yakın bağlarıyla, Türkiye İttifak için stratejik açıdan hayali bir yere sahip." Daalder, Türkiye'nin Kiev ve Moskova ile ilişkilerinde de görüldüğü gibi, rakip tarafları biraraya getirme gücünün bulunduğunu yazdı.

Daalder, "Bir başka deyişle, Türkiye birlikte yaşaması giderek zor hale gelen ve ayrı yaşanması neredeyse imkansız bir müttefik" dedi.
Yorum Yazın