DW Türkçe'de yer alan habere göre, Almanya'nın önümüzdeki altı ay boyunca üstleneceği Avrupa Birliği (AB) Dönem Başkanlığı görevi ile ilgili olarak Süddeutsche Zeitung, Başbakan Merkel üzerinden bir değerlendirmede bulunuyor:
"Almanya üç büyük krizin de yıkıcı etkisine maruz kalmadı. Ekonomi ve Euro Krizi özellikle güneydeki ülkelere çok sert bir darbe vurdu. Yunanistan, İspanya ve İtalya aynı zamanda göç yükünün büyük bir kısmını omuzlamak zorunda kaldı. Almanya'da pandemi nedeniyle ölen kişi sayısı da, diğer pek çok AB ülkesine oranla daha az. Bunların hepsi başbakanın başarıları mı? Farklı bir siyaset izlenseydi sonuçları ne olurdu, bununla ilgili varsayımlarda bulunmak kolay değil. Merkel ile ilgili en doğru değerlendirme (başbakanlık görevinden ayrıldıktan sonra) geriye dönük yapılabilecek. O günün gelmesi de yakın. Merkel görev süresinin son düzlüğünde, alışkanlığının dışında bir kez daha risk aldı. Kalkınma Fonu'nun çapı çok büyük, başarılı olup olmayacağı belirsiz. Ancak söz konusu yatırımın haklı bir gerekçesi var. 'Avrupa için iyi olan, Almanya için de iyidir', Merkel'in kısa süre önce dile getirdiği bir ifade. Cümleyi tersine çevirip daha az mütevazı da olabilirdi. Sonuç itibariyle bu görüş, başbakan Merkel, Almanya ve Avrupa hakkında her şeyi açıklıyor."
Aynı konuyu sayfalarına taşıyan Mitteldeutsche Zeitung ise Almanya'nın dönem başkanlığı ile ilgili, yorumunda, Birlik içindeki dayanışmaya vurgu yapıyor:
"Dönem başkanlığı görevi Almanya'nın sorumluluğuna ve olanaklarına dikkat çekmek için bir neden değil, sadece bir vesile. AB içindeki ortakların beklentisinin temelinde, Almanya'nın Birlik içinde en büyük nüfusa sahip, en zengin ülke olarak kıtanın kaderini belirleyici rolü yatıyor. Ancak tersten bakıldığında, Almanya'nın refahının Avrupa'nın refahına bağlı olduğu da bir gerçek. Kendi çıkarlarımız için dayanışma şu anda önemli."
Alman ordusuna bağlı Komando Özel Kuvvetleri'nin (KSK) sık sık aşırı sağ skandallarla gündeme gelmesinin ardından Almanya Savunma Bakanı Kramp-Karrenbauer, bu yapıda köklü değişikliklere gitme kararı aldı. Neue Osnabrücker Zeitung bu kararı desteklerken, şeffaflığın ve denetimin de artırılmasını talep ediyor:
"Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer, KSK içinde bir birimi lağvederek, Alman ordusunda aşırı akımlara yer olmadığına dair, kulağa oldukça boş gelen ifadelerin ardından ciddi bir eylemde bulundu. Konunun sürüncemede bırakılması gerçek bir hedefe ulaşmak açısından yararlı olmazdı. Alman askerlerinin büyük çoğunluğu net bir biçimde görevini anayasa temelinde yerine getiriyor. Bu açıdan, bu askerlerin imajını zedeleyecek her şeye karşı çıkmak çok önemli. Irkçılık ve aşırı sağcılık buna dahil. Toplumu ayrıştırıcı akımlara itici güç olan her türlü silah arkadaşlığı ruhu parçalanmak zorundadir. Bu da sadece yapısal reformlarla, daha fazla şeffaflık ve daha etkin denetimlerle mümkündür."
KSK konusunu yorumlayan Rheinpfalz gazetesi, bu özel kuvvetlerin envanterinden kaybolan patlayıcı maddelere dikkat çekiyor:
"Gerektiğinde dış ülkelerde Alman rehineleri kurtarabilecek bu tip bir özel kuvvetler birliğine sahip olmak tabii ki iyi. KSK 1996'da bunun için kuruldu. Diğer yandan KSK'nın Almanya için bariz bir şekilde tehlikeli yanlarının olduğunu da belirtmek gerekiyor. Nihayetinde orada çok sayıda aşırıcı kişi bulunuyordu, belki de hala bulunuyor. Bunlar, silah kullanmadan insan öldürmeyi öğrenen, patlayıcı maddelerin nasıl tatbik edileceğini bilen kişiler ve düzinelerce kilo çapında patlayıcı madde KSK'da kaybolmuş durumda. Bunun üzerine ciddi bir şekilde düşünüldüğünde korkmamak ve endişe etmemek mümkün değil."
