TİC Holding Header
  • USD 32.383
  • EUR 35.088
  • Altın 2324.096
  • BIST 100 9129.19
  • Dünya

Cezayir, Biden yönetiminden Batı Sahra krizinde tarafsızlık bekliyor

Batı Sahra bölgesinde görevden ayrılan ABD eski Başkanı Trump'ın, ülkesinin diplomatik geleneğinin aksine Fas'ın Batı Sahra bölgesindeki egemenliğini tanıması üzerine, Cezayir, Joe Biden yönetiminden bölgede daha tarafsız bir tutum bekliyor.
Cezayir, Biden yönetiminden Batı Sahra krizinde tarafsızlık bekliyor
AA - Kuzey Afrika coğrafyasında, soğuk savaş döneminde bağımsızlık mücadelesine başlayan Cezayir, dış politikasında doğu bloğuna daha yakın bir tutum sergiledi. Sovyetlerin yıkılmasının ardından da Cezayir, batı ittifakı dışındaki dış politikasını sürdürdü.

Trump, görev süresinin sona ermesine günler kala ülkesinin Batı Sahra sorunundaki tarafsızlık ilkesini bozarak (Rabat'ın İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesi karşılığında) Fas'ın bu bölge üzerindeki egemenliğini tanıyan bir başkanlık kararına imza attı.

Cezayir için bölgede önemli dış politika başlıkları arasında yer alan Batı Sahra sorununda, Washington'ın bu şekilde dümen kırmasının ardından, Cezayir, ABD'de göreve başlayan Joe Biden yönetimine tarafsızlık beklentisiyle gözlerini çevirdi.

Fas yönetimi Batı Sahra bölgesinin kendi hakimiyet alanı olduğunu kabul ederken Cezayir ve bölgedeki Polisario Cephesi, bir bağımsızlık referandumu yapılması gerektiğini savunuyor.

Cezayir, Washington'dan ümidi kesmedi
Trump yönetiminin bu adımına rağmen ABD'den ümidini kesmeyen Cezayir, Trump yönetiminin içindeki ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Yardımcısı David Schenker'i bölge turu sırasında ağırladı.

Görüşmenin ardından Cezayir Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, temasların "açık sözlü" gerçekleştiği belirtilirken, Bukadum'un Amerikan muhatabına "ABD'nin bölge ve dünyadaki barış ivmesini yeniden tesis etmesi yönündeki rolünü vurguladığı" aktarıldı.

Bukadum'un, görüşmede Trump'ın Batı Sahra'da Fas'ın egemenliğini tanıması kararının, "ABD'nin ortak kararını ve Cumhuriyetçi partinin de fikir birliğini" temsil etmediğini paylaştığı, açıklamada kaydedildi.

Cezayir, Biden yönetimini bekliyor
Cezayir Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Profesör İdris Atiye, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, "Trump yönetimi ve yetkililerinin trajik bir sonla karşı karşıya olduğunu" belirterek bu nedenle Cezayir diplomasinin Schenker ziyaretine yoğun ilgi göstermediği yorumu yaptı.

Schenker'in katıldığı bir basın toplantısında Trump'ın Batı Sahra kararından Biden yönetiminin geri dönüp dönmeyeceği yönündeki soruya "her yönetimin kendi dış politikasını belirlemeye muktedir olduğu" yönündeki yanıtına işaret eden Atiye, bu sözlerin "Trump'ın dış politika konusunda ulusal uzlaşıdan uzaklaştığı" anlamına geldiğini söyledi.

Cezayirli Akademisyen, ülkesinin göreve başlayan ABD Başkanı Joe Biden yönetimi sırasında daha dengeli ve güçlenmiş bir ilişki beklentisinde olduğunu kaydetti.

Fas'ın 1975'te eski İspanyol sömürgesi Batı Sahra'yı topraklarına katmasının ardından Cezayir'in tanıdığı bağımsızlık yanlısı Polisario Cephesi ile Fas yönetimi arasındaki gerginlik devam ediyor.

Fas, bölgenin kendi egemenliğinde kalması gerektiğini savunurken Polisario Cephesi, Batı Sahra'nın bağımsız devlet olduğunu ileri sürüyor. Cezayir'in de Batı Sahra'nın egemenliğini tanıyan sınır komşusu bir ülke olması nedeniyle Fas yönetimiyle ilişkileri gergin seyrediyor.

Rabat yönetimi, Polisario Cephesi'nin, Batı Sahra bölgesindeki Gergarat tampon bölgesinde son dönemdeki "tehlikeli kışkırtmalarına" karşı 13 Kasım'da operasyon başlattığını duyurmuştu.

Polisario Cephesi de 14 Kasım'da, Fas ile 1991 yılında Birleşmiş Milletler (BM) nezaretinde imzalanan ateşkes anlaşmasının iptal edildiğini açıklamıştı.

ABD Başkanı Donald Trump, görevi bırakmasına günler kala 10 Aralık'ta Batı Sahra bölgesinde Fas'ın egemenliğini tanıyan bir başkanlık kararına imza atmıştı. Rabat yönetimi, bu adım karşısında İsrail ile ilişkilerini normalleştirme kararı almıştı.

Cezayir söz konusu kararın BM'nin Batı Sahra bölgesine yönelik kararlarına aykırı olduğunu ve bir geçerliliği olmadığını savunmuştu.
Yorum Yazın