TİC Holding Header
  • USD 32.374
  • EUR 35.018
  • Altın 2324.261
  • BIST 100 9129.19
  • Dünya

Gazze'de yeni bir dalgayla 3. intifada başladı

Prof. Dr. Veysel Ayhan, "Arap Baharı nasıl Filistin intifadalarıyla oluşturulduysa, bugün de bütün Orta Doğu coğrafyasında yeni bir dalgayla 3. intifadanın başladığını söyleyebiliriz." dedi.
Gazze'de yeni bir dalgayla 3. intifada başladı
AA - İstinye Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınmasını protesto eden Filistinlilere İsrail'in kanlı müdahalesini AA muhabirine değerlendirdi.

ABD ve İsrail’in provokasyonunun bölgede zincirleme çatışmalara neden olacağı ve İsrail’in güvenliğinin tehlikeye gireceği uyarısında bulunan Prof. Dr. Caşın, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olarak ABD'nin Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınmasının tam da İsrail'in 70. kuruluş yıl dönümüne denk getirilmesinin bütün dünyaya bir meydan okuma olduğunu söyledi.

"Gazze'de yaşananlar bölgesel savaşın habercisi"

Prof. Dr. Caşın, Türkiye’nin Gazze'de ölenler için üç gün yas ilan etmesinin önemli bir hassasiyet olduğunu, Washington ve Tel Aviv elçilerini çağırmasının da her iki devlete tepkisini dile getirmesi bakımından önemli olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın soykırım ifadesini kullanması ve 2. Dünya Savaşı öncesine atıfta bulunmasının mühim olduğunu aktaran Caşın, "İsrail bugün İran, Ürdün, Suriye ve Lübnan üzerinden bölgesel savaşı genişletmek istiyor. Bu çok tehlikeli bir durum. Çünkü Gazze'de yaşananlar bölgesel büyük bir çatışmanın habercisidir. ABD buna iştirak etmekle buradaki yangına benzin döküyor. Bu dünya barışı için çok tehlikeli ve kabul edilecek bir durum değil." ifadelerini kullandı.

"Netanyahu da Hitler gibi kaybedecek"

Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, İsrail’in asıl istediği şeyin Türkiye ve İran'ı da bu savaşın içerisine çekmek olduğunu iddia ederek, Türkiye'nin burada çok dikkatli hareket ederek provokasyonlara gelmemesi uyarısında bulundu.

Netanyahu istemese de İsrail halkının barış istediğini savunan Caşin, "Türkiye, Filistin-İsrail barışının mimarlarından olacaktır. Çözüm iki devletli bir çözümdür. Savaşarak barış olmaz. Yani harp ile sulh ayrı kavramlardır. Eğer savaşla sulh getirmek isterseniz kaybedersiniz. İsrail elindeki nükleer silahlara güveniyor ama adaletsizlik, baskı ve zulüm her zaman kaybetmeye mahkumdur. Nasıl ki Nazi Almanyası mağlup olduysa benzeri bir yoldan giden Netanyahu da kaybedecektir. Netanyahu hakkındaki kararı da İsrail halkı verecektir." şeklinde konuştu.

"Bugün olanlar İslam alemine meydan okumadır"

Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Ayhan da Kudüs meselesinin bütün İslam alemini birleştiren bir unsur olduğunu belirterek, Gazze'de yaşanan İsrail terörünün Orta Doğu’yu hatta bütün dünyayı saracak bir intifada dalgası oluşturabileceğini söyledi.

ABD’nin tek taraflı olarak büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma kararının, hem BM, hem İİT'nin hem de uluslararası toplumun tüm kesimlerinin tepkisini çektiğini dile getiren Prof. Dr. Ayhan, şunları anlattı:
"Trump yönetimi karardan geri adım atmadığı gibi İsrail’in kuruluşunun 70. yılında büyükelçiliğini Kudüs'e taşıdı. Bu olay gerek İslam dünyası gerekse Hristiyan dünyası tarafından Kudüs'ün tek taraflı olarak İsrail'e tescillenmesi olarak algılandı. Adı gibi barış ve esenlik şehri olması gereken Kudüs 50'den fazla kişinin şehit, 2 binden fazla kişinin de yaralanmasına sebep olan bir yer haline geldi. Trump yönetiminin Kudüs kararının yanı sıra, İran’la olan nükleer anlaşmayı tek taraflı iptal etmesi, orta doğudaki sert hareketleri, İsrail’in tek taraflı askeri müdahaleleri bir arada değerlendirildiğinde bütün bunlar İslam dünyasına yönelik sert müdahalelerin başlayacağına bir işaret olarak görülebilir."

Prof. Dr. Veysel Ayhan, Kudüs'ün tek taraflı bir şekilde İsrail'e tescillenme çabalarının İslam dünyası ile Hristiyan dünyası tarafından kabul görmeyeceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Bugün olanlar bütün İslam alemine meydan okumadır. Dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen bu katliama uluslararası toplum yalnızca kınama değil, yaptırım uygulama kararları da almalıdır. ABD'nin desteğiyle işgal ve katliamlara kalkışan İsrail’in durdurulması için yaptırım adımlarının atılması önemlidir. Meseleye bölgesel konjonktürel olarak baktığımızda İslam aleminin kendi içerisinde dağınık bir halde olduğunu görürüz. Suriye, Yemen gibi meseleler maalesef İslam ülkelerinin birlik içerisinde hareket etmesini engelliyor. Ancak Kudüs meselesi bütün İslam alemini birleştiren bir unsurdur. Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İstanbul’da olağanüstü toplantıya çağırdığı İİT zirvesinde de bunu gördük. Dolayısıyla birçok konuda uzlaşamayan İslam ülkeleri Kudüs konusunda uzlaşabilir. Yemen’den Fas’a, Kazakistan’a kadar, ABD ve Avrupa’daki Müslümanlar ve hatta Hristiyanlar dahil olmak üzere bütün halklar İsrail'in attığı adımların durdurulması konusunda ortak tavır içerisindedirler. Siyasal aktörlerin de halkların bu talebine daha fazla direnemeyip gerekli adımları atmaları gerekiyor. Aksi halde halkların nazarındaki meşruiyetleri tehlikeye girer.”

"Bu dalga, İsrail’in güvenlik duvarlarını yıkar"

Prof. Dr. Veysel Ayhan, bütün İslam ülkelerinin İsrail’in bu yaptığı işgal ve katliamlara karşı harekete geçmek zorunda olduğunu, aksi takdirde halkların nezdindeki her türlü meşruiyet dayanaklarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını vurguladı.

Gazze'de 3. intifadanın başlatıldığını iddia eden Prof. Dr. Ayhan, "Bu intifadayı diğerlerinden ayıran en önemli fark ise sadece Filistin’de değil bütün İslam dünyasında başlamış olmasıdır. Arap Baharı nasıl Filistin intifadalarıyla oluşturulduysa, bugün de bütün Orta Doğu coğrafyasında yeni bir dalgayla 3. intifadanın başladığını söyleyebiliriz. Bu intifada birçok İslam ülkesini de bir araya getirecek bir dalga oluşturacaktır. İsrail’in kendi güvenliğini sağlama maksatlı attığı adımlar, öngöremedikleri bir şekilde, bütün İslam ülkelerinde İsrail’e yönelik çok daha büyük bir dalgayı başlatabilir. Bu dalga İsrail’in çepeçevre örttüğü güvenlik duvarının da yıkılmasını beraberinde getirebilir. Bu İntifada bütün uluslararası kurum ve dünya halklarının intifasını başlatabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Yorum Yazın