TİC Holding Header
  • USD 32.331
  • EUR 35.078
  • Altın 2310.775
  • BIST 100 8880.09
  • Dünya

İspanya'nın Polisario Cephesi liderini ülkesinde tedavi etmesi Fas ile arasını açtı

İspanya'nın Polisario Cephesi lideri İbrahim Gali’yi tedavi için sahte bir pasaportla ülkeye kabul etmesi, Fas ile ilişkilerinin gerilmesine neden oldu.
İspanya'nın Polisario Cephesi liderini ülkesinde tedavi etmesi Fas ile arasını açtı
AA - İki ülke arasında ekonomi ve güvenlik başta olmak üzere çok yönlü iş birliğine rağmen, Fas'ın milli dava olarak gördüğü Batı Sahra meselesinin ilişkilerin geleceğini nasıl etkileyeceği merak ediliyor.

Fas yerel kaynakları 22 Nisan Perşembe günü Polisario Cephesi lideri Gali’nin yeni tip koronavirüse (Kovid-19) yakalanmasının ardından Cezayir’in ara buluculuğunda tedavi amaçlı İspanya’ya götürüldüğünü iddia etmişti. Haber daha sonra İspanya diplomatik kaynakları tarafından doğrulanmıştı.

Fas'ın diplomatik tepkisi
İspanya’nın Rabat Büyükelçisini Dışişleri Bakanlığına çağıran Fas yönetimi, "toprak bütünlüğü konusunda asla müsamahalı davranmayacağı” mesajını verdi.

Gali'nin sahte pasaportuyla İspanya'da devlet başkanı olarak kabul gördüğünü belirten Fas Başbakanı Sadeddin el-Osmani, "İspanya'nın Polisario lideri Gali'yi sahte pasaportla kabul etmesi bir skandaldır." ifadelerini kullandı.

Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita ise Katalonya'nın ayrılması konusunda daima İspanya'yı desteklediklerini hatırlatarak, "İkili ilişkilerimizi bu mesele nedeniyle gözden çıkarmak mı istiyorsunuz?" diyerek uyarıda bulundu.

İspanya, Polisario lideri Gali'nin sahte pasaportla ülkeye kabul edilmesi konusunda açıklama yapmazken, İspanya ve Fas medyası Gali hakkındaki insan haklarına ilişkin suçlamalar konusunda soruşturma açıldığını duyurdu.

"Madrid yönetiminin Gali'yi sahte pasaportla kabulü kasıtlı"
Faslı Güvenlik Uzmanı Muhammed Şakir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, olayın iki ülke arasındaki ilişkileri temelden etkilemesinin zor olduğunu belirtti.

Fas ve İspanya arasındaki ilişkilerin ticaret, yatırım ve insan sermayesi (İspanya'da yaşayan 800 bin Faslı) bakımından önemli olduğunu söyleyen Şakir, İspanya'nın Avrupa'ya ve Fas'ın Afrika'ya açılan kapı durumunda olduğunu ifade etti.

Şakir, "Siyasette hiçbir şey kendiliğinden olmaz. Her şeyin bir arka planı, belli hedefler ve mesajlar vardır. Bu nedenle Madrid yönetiminin Gali'yi sahte pasaportla kabulü kasıtlıydı." dedi.

İspanya'nın Polisario Cephesi lideri Gali'yi ülkesine kabulünü değerlendiren Şakir, "İspanya, bu adımı Batı Sahra meselesine ilişkin attı. ABD'nin Batı Sahra'yı tanımasının ardından, İspanya devreden çıkarıldığını düşünerek tanıma kararını Washington'dan bir müdahale olarak gördü." ifadelerini kullandı.

Şakir, "İspanya, Kanarya Adaları yakınlarında ABD ve Fas arasında yapılan deniz tatbikatından rahatsız oldu. Gali'yi ülkesine kabul ederek, Rabat yönetimine meselede hala etkin konumda ve siyasi hamla yapma imkanına sahip olduğunu gösterdi." şeklinde konuştu.

"Uluslararası hukuka göre bu suçtur"
Uluslararası İlişkiler uzmanı akademisyen Taceddin el-Hüseyni, "Madrid'in Gali'ye kapılarını açmasının tesadüf değil, özellikle sahte bir kimlikle ülkeye girmesi göz önüne alındığında, bu bir iş birliğine dayanıyor." dedi.

"Uluslararası hukuka göre bu suçtur." diyen Hüseyni, "İspanya ceza hukukuna göre de sahtekarlığa dayanan bu tür eylemler suçtur." tespitini yaptı.

Hüseyni, "Madrid, iki ülkeyle (Fas ve Cezayir) arasındaki ilişkileri dengede tutarak çıkarlarını korumaya çalışıyor." diye konuştu.

Almanya'nın Gali'yi kabul etmediğini ve bunun akıllıca bir politika olduğunu kaydeden Hüseyni, İspanya'nın ise "yanlış bir tutum içinde olduğuna" dikkati çekti.

Hüseyni, "Sahtecilik ortaya çıktığında, mesele Gali'nin insani ve sağlık nedenleriyle kabul edilmesi söyleminden farklı bir noktaya vardı. İspanya'nın utanç verici bir durumda olduğu ve Cezayir ile suç ortaklığı yaptığı ortaya çıktı." şeklinde konuştu.

Faslı akademisyen, Gali ve Polisario meselesinin devletleri zor durumda bırakmasıyla, Fas'ın uluslararası toplum önünde kazanan taraf olacağını kaydetti.

Batı Sahra sorunu
Fas'ın 1975'te eski İspanyol sömürgesi Batı Sahra'yı topraklarına katmasının ardından Cezayir'in destek verdiği bağımsızlık yanlısı Polisario Cephesi ile Fas yönetimi arasında başlayan gerginlik devam ediyor.

Fas, bölgenin kendi egemenliğinde kalması gerektiğini savunurken Polisario Cephesi, Batı Sahra'nın bağımsız devlet olduğunu ileri sürüyor.

Polisario Cephesi, 1991'de Birleşmiş Milletler'in ara buluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasına kadar Fas güvenlik güçlerine karşı silahlı mücadele yürütüyordu. Ateşkes anlaşmasından bu yana Batı Sahra'nın statüsüyle ilgili görüşmeler başarıya ulaşamadı.
Yorum Yazın