TİC Holding Header
  • USD 32.33
  • EUR 35.089
  • Altın 2301.063
  • BIST 100 8880.09
  • Ekonomi

2040’ta rüzgâr enerjisinin global ekonomiye katkısı yüzde 40’a yaklaşacak

‘Enerji Geçişi Bağlamında Rüzgâr Enerjisinin Sosyoekonomik Etkileri’ raporuna göre, 2040 yılına kadar rüzgâr enerjisinin global enerji talebine katkısı yaklaşık dokuz kat artarak yüzde 34’e ulaşacak.
2040’ta rüzgâr enerjisinin global ekonomiye katkısı yüzde 40’a yaklaşacak
Rüzgâr enerjisi üreticisi Siemens Gamesa Yenilenebilir Enerji adına denetim ve danışmanlık şirketi KPMG’nin hazırladığı ‘Enerji Geçişi Bağlamında Rüzgâr Enerjisinin Sosyoekonomik Etkileri’ (The socioeconomic impacts of wind energy in the context of the energy transition) başlıklı rapor yayınlandı. Rapor, özellikle temiz enerji temini sayesinde elde edilecek önemli toplumsal faydaları vurguluyor. Raporda, halen yüzde 4 olan rüzgâr enerjisinin global ekonomiye katkısının 2040 yılına kadar yaklaşık dokuz kat artarak yüzde 34’e ulaşacağı belirtiliyor.
Ayrıca 2050 itibarıyla karbon emisyonlarında elde edilmesi gereken azalmanın yüzde 23’ünün rüzgâr enerjisinden sağlanabileceği ifade ediliyor. Bu oran 5,6 milyar ton karbondioksit (CO2), diğer bir deyişle en fazla kirliliğe neden olan 80 şehrin bir yıllık toplam emisyonu anlamına geliyor. Rapora göre bu azalma, yılda 4 milyon kişinin hayatını kurtararak ve sağlık harcamalarını yılda 3,2 trilyon dolara azaltarak topluma önemli faydalar sağlayabilir.
’Yenilenebilir enerji alanında kariyer yapın’ çağrısı
Raporun sonuçlarını değerlendiren Siemens Gamesa CEO’su Markus Tacke, tüm dünyada öğrencilere, iklim değişikliğini durdurmak için üzerlerine düşeni yapmak üzere STEM (fen, teknoloji, mühendislik ve matematik) eğitimlerini seçmeleri ve kariyerlerini yenilenebilir enerji alanında yapmaları çağrısında bulundu. Öğrenciler, 2019 yılında iklim değişikliği tartışmalarına yeni bir boyut kazandırdı ve giderek büyüyen iklim krizinin daha da acil ve aktif olarak ele alınmasını sağladı. Sadece 40 yıl içinde doğal yaşamın yüzde 60’ının yok olduğunu gösteren veriler de öğrencilerin bu kaygısını destekliyor. Raporun tanıtımında konuşma yapan Tacke, gençlerin bu konudaki etkilerini takdirle karşıladığını belirtti ve iklim krizine yönelik girişimler kapsamında Siemens Gamesa’nın da topluma temiz enerji sunma konusunda ciddi bir kararlılık içinde olduğunu vurguladı.
STEM alanında kariyer yapan öğrencilerin sayısının ciddi oranda azalmasıyla, sektörün değişim için gerekli yeteneklerden yoksun kalacağına ilişkin kaygılarını dile getirerek gençlere çağrıda bulan Siemens Gamesa CEO’su Markus Tacke, sözlerine şöyle devam etti: “Bazı şeyler sizin elinizde. Değişimi gerçekleştirecek kişilerden biri olmayı seçebilirsiniz. STEM’i seçin. Değişime yönelik merakınızı ve tutkunuzu çözüme dönüştürecek bir kariyeri seçin. Bugün ihtiyaç duyduğumuz, gelecekte daha da fazla ihtiyaç duyacağımız çözümleri üretin.”
Tacke ayrıca düzenleyici kurumların, hükümetlerin ve şirketlerin de enerji dönüşümünü teşvik etmekteki rolünü vurguladı. Tacke, “Şu an burada bulunan bizler, farklı alanlardan geliyoruz: Aramızda sektör temsilcileri, analistler, siyasi kurumlar bulunuyor. Ama hepimizin kaygısı ortak: Elimizdeki bilgileri ve araçları kullanarak iklim değişikliği konusunda neler yapabiliriz? Çünkü bu konu gerçekten de acil. Hâlâ yeterli finansal teşvikler ve net politikalar yok. Yenilenebilir enerjiye tam anlamıyla geçişin önündeki engeller sadece teknolojik maliyetler değil, bu iddialı planları gerçeğe dönüştürmek için gerekli uzun vadeli stratejiler ve yatırımların da olmaması.”
Rüzgara yatırım 16 milyar metreküp su tasarrufu sağlayabilir
Yeni rapor aynı zamanda enerji dönüşümünden sağlanacak diğer kazanımları da içeriyor. Susuzluk giderek daha büyük bir sorun haline geliyor ve dünya nüfusunun yüzde 40’ını etkiliyor. Rapora göre rüzgâr enerjisi, 2030 yılına kadar toplam 16 milyar metreküp su tasarrufu sağlayabilir. Bir karşılaştırma yapmak gerekirse bu rakam Lut Gölü’ndeki suyun yaklaşık yüzde 15’ine denk geliyor. Raporun ulaştığı bir başka sonuç da yenilenebilir enerjinin, az gelişmiş ülkelerdeki refahı artırmada kilit rol oynayabilmesi. Dünya genelinde 1 milyar insanın hâlâ elektriği yok ve 2,7 milyar insanın da yemek pişirmek için temiz yakıta ve teknolojiye erişimi bulunmuyor. Kararlı bir enerji geçişi sayesinde, dünyanın her yeri 10 yıl içinde hem elektriğe hem de temiz yakıtla yemek pişirme imkanlarına kavuşabilir.