TİC Holding Header
  • USD 32.377
  • EUR 34.985
  • Altın 2324.875
  • BIST 100 9129.19
  • Ekonomi

Erdalıı: "Pamukta yeni bir politika oluşturulmalı"

İzmir için turizmden sonra tarımın da büyük önem taşıdığını, ancak kent ve ilçelerinde pamuk üretiminin giderek azaldığı yönünde açıklamalarda bulunan İzmir Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı ve Selçuk Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, önlem alınması, yeni bir politika oluşturulması gerektiğini belirterek, atılması gereken adımlara dikkat çekti.
Erdalıı: "Pamukta yeni bir politika oluşturulmalı"
İHA - Türkiye’nin Çin’den sonra en fazla pamuk ithal eden ülke olduğunu belirten İzmir Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı ve Selçuk Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, kurulu tekstil sanayinin ihtiyacı olan yıllık yaklaşık 1,5 milyon ton pamuğun 850-900 bin tonunun yerli üretimle karşılanmakta, kalan 600-700 bin tonunu ise pamuk üretimi yapan ülkelerden ithal edildiğini ve cari açık verildiğini söyledi.

"Yerli üretimin artırılmasını zorunlu hale gelmiştir"
Pamukta üretimin sürdürülebilirliğinin önemine dikkat çeken Erdall, "Ülkemizde mevcut tekstil ve konfeksiyon sektörünün ihtiyacını karşılamak bakımdan, yerli üretimin artırılmasını zorunlu hale gelmiştir. Bu potansiyel ülkemizde mevcuttur. İhracat kalemimizin büyük bir bölümünü oluşturan, stratejik ürünümüz pamukta üretimin sürdürülebilirliği bakımından; üreticilerin gelir seviyelerinin korunması, tarımsal üretimde sürekliliğin sağlanması, sanayici ve ihracatçıya dünya fiyatlarından mal temini ve rekabet şansı kazandırılması, sağlıklı bir piyasa oluşumu, spekülatif hareketlerin önlenmesi, kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması gerekir" diye konuştu.

"Maç oynanırken kural değiştirilmemelidir"
İzmir Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı ve Selçuk Ziraat Odası Başkanı İbrahim Erdallı, sözlerine şöyle devam etti:
"İzmir’de, dekar başına pamuk verimi 1994 yılından 2010 yılına kadar sektörde yer alanların katılımıyla oluşturulan komisyonlar marifetiyle belirlenirdi. 2010 yılından 2018 yılı üretimine kadar ise “Uydu Algılama Sistemi” ile belirlenmiş, her üretici uydu görüntülerinden alınan verilere razı gelmişti. Çünkü bu sistemde kısıtlayıcı bir durum söz konusu değildi. Bu kapsamda tohum sektöründe yaşanan gelişmeler, çeşit seçimine göre, bir dekar alanda bulundurulan bitki sayısı, teknolojik yeniliklerin uygulanması ile birim alandan alınan verim 250-300 kg/da’dan 550-650 kg/da’lara çıkmıştır. Prim, üretimi teşvik amacıyla yapılır. Amaç, dahili üretimle, ihtiyacımız olan pamuğun büyük bir kısmını karşılamak ise, dekarda 500 kg. ile sınırlama getirilmesi genel amacımızla çelişmektedir. Maç oynanırken kural değiştirilmemelidir. Aksi takdirde, üretimi çok meşakkatli olan pamuk tarımını bırakan çiftçi, kolay kolay bir daha dönüş yapmayacaktır. 2004 yılından 2010 yılına kadar, yüksek maliyetler dolayısıyla pamuk tarımından vazgeçen Aliağa, Bayındır, Bergama, Dikili, Foça, Kınık, Menderes, Menemen, Seferihisar, Selçuk, Tire, Torbalı ilçelerimiz tekrardan Pamuğa dönüş yapmamışlar, mecbur bazı ilçe çiftçimiz hayvancılığa yönelerek, kaba yem ihtiyaçlarından yonca, silajlık mısır ekimi yapmış, bazı ilçe çiftçilerimiz ise çilek, sebzecilik gibi alternatif ürünlere yönelmişlerdi."

"Türkiye ihtiyacı olan pamuğu kendi üretmelidir"
Akaryakıt, gübre, zirai ilaç, tohum, işçilik gibi ana girdi maliyetlerinin artması buna karşılık ürün fiyatlarında aynı oranda bir artışın gerçekleşmemesi, verilen destekleme primine rağmen, üreticinin alternatif ürünlere yönelmesi, İzmir tarımının tansiyonunu bozacağına dikkat çeken Başkan Erdallı, "Kalite ve birim alandan alınan miktar açısından mukayeseli bir üstünlüğe sahip olduğumuz pamukta talebi karşılamakta zorluk çekerken, üretim için herhangi bir gelişme sağlanamamıştır. İlimizde, Pamuk prim dosyası veren 4775 üretici bulunmaktadır. Hak edilen destekleme prim miktarı ise 126 Milyon TL’dir. Bu kapsamda 6 milyon kişinin geçim kaynağı olan pamuğa hak ettiği değerin verilmesi gerekir. Türkiye ihtiyacı olan pamuğu kendi üretmelidir. Bu potansiyel de mevcuttur. Bunun için gelişmiş ve gelişmekte olan bütün ülkelerde olduğu gibi ülkemiz tarımı da yeterince desteklenmesi gerekmektedir. Ülkemiz çiftçisinin rekabet gücünün yükseltilmesi ancak eşit koşulların sağlanması ile mümkün olacaktır. Bunun için, pamukta belirli bir politika oluşturulmalı ve çiftçinin mağduriyetinin giderilerek, pamuk üretme isteği ve kararlılığını etkileyecek basit nedenlerden kaçınılması gerekmektedir" diye konuştu.
Yorum Yazın