TİC Holding Header
  • USD 32.51
  • EUR 34.783
  • Altın 2498.932
  • BIST 100 9479.78
  • Ekonomi

Koronavirüse karşı ambalajlı kuru yemiş önerisi

Uzman Diyetisyen Çağatay Demir: - "Kuru yemişlerin olumlu etkileri nedeniyle güçlü bir bağışıklık sistemi için her gün düzenli bir şekilde tüketilmesinde yarar vardır" - "Kuru yemişler, bakliyatlar ve tahıllar uygun ambalajlarda, raf ömrü belirlenerek paketlenmesi son derece sağlıklıdır. Bu ürünler koruyucu katkı maddesi içermez ve sağlık açısından açıkta satılanlara göre çok daha yararlıdır"

İSTANBUL - ERGİN GARİP - Uzman Diyetisyen Çağatay Demir, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşın, güçlü bir bağışıklık sistemi için kuru yemişlerin önemine dikkati çekerek, "Kuru yemişler, bakliyatlar ve tahıllar uygun ambalajlarda, raf ömrü belirlenerek paketlenmesi son derece sağlıklıdır. Bu ürünler koruyucu katkı maddesi içermez ve sağlık açısından açıkta satılanlara göre çok daha yararlıdır." dedi.

Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bağışıklık sisteminin çalışmasında beslenmenin çok önemli rol oynadığını söyledi.

Protein, karbonhidrat ve yağlar gibi makro besin öğeleri ile vitamin ve mineraller gibi mikro besin öğelerinin kanda bulunan bağışıklık hücreleri ile etkileşim halinde olduğunu aktaran Demir, bu nedenle tüm besin öğelerinin dengeli bir şekilde vücuda alınmasının hayati önem taşıdığını dile getirdi.

Demir, genel olarak C, E ve A vitamini gibi antioksidanlarca zengin trunçgiller, kivi, kırmızı biber, brokoli, ıspanak gibi meyve ve sebzelerle birlikte B6, B12 gibi vitaminler ve demirden zengin tavuk, hindi, et ve balık tüketiminin bağışıklık sistemi güçlendirdiğini belirterek, "Yapısında bulunan selenyum gibi antioksidan minerallerle birlikte yine bir antioksidan olan E vitamini, vücutta üretilmeyen bir yağ asidi olan omega-3 içeriği nedeniyle kuru yemişler oldukça önemlidir." ifadesini kullandı.

Kuru yemişlerin bağışıklık sisteminin düzenli çalışabilmesi için gerekli olan çeşitli besin öğelerini barındırdığını dile getiren Demir, şunları kaydetti:

"A ve E vitamini, selenyum gibi antioksidanlarla birlikte, demir, bakır, çinko, magnezyum, kalsiyum gibi önemli mineraller kuru yemişlerde bulunur. Yine bağışıklık sisteminin düzenli çalışmasını sağlayan doymamış yağ asitleri, bağışıklık sisteminin enerji kaynağı olan karbonhidratları ve bağışıklıkta önemli rol oynayan bazı proteinlerin vücutta sentezlenebilmesi için gerekli olan proteinleri içerir."

- "Kuru yemişler, her gün düzenli bir şekilde tüketilmeli"

Çağatay Demir, ceviz denince akla ilk başta omega-3 gelmesi gerektiğine işaret ederek, Omega-3'ün vücutta sentezlenmediğini ve dışarıdan alınmadığı takdirde hastalığa neden olabileceğini söyledi.

Bademin çok iyi bir çinko ve kalsiyum kaynağı olduğu belirten Demir, şöyle konuştu:

"Kalsiyum kemik ve diş gelişimi ile birlikte çinko ise DNA, RNA ve çeşitli proteinlerin sentezlenmesinde, yaraların iyileştirilmesinde, bağışıklığın desteklenmesinde oldukça önemlidir. Fındık da E vitamini deposudur. E vitamini güçlü bir antioksidan olup bağışıklık sisteminde etkin rol alır. Kabak çekirdeği çeşitli karotenoidler ve E vitamini gibi antioksidanlar içerir. Yapısındaki bu antioksidanlar vücutta iltihabı azaltır, serbest radikallerle mücadele eder. Kabak çekirdeği magnezyum açısından zengindir. Magnezyum vücutta meydana gelen 600’den fazla kimyasal olayda görev alır. Yeterli düzeyde magnezyum kan basıncının kontrolünde, kalp hastalığı riskinin azaltılmasında, sağlıklı kemiklerin desteklenmesinde ve kan şekerinin dengelenmesinde önemli görev üstlenir."

Demir, kuru yemişlerin tüm olumlu etkilerinden dolayı güçlü bir bağışıklık sistemi için her gün düzenli bir şekilde tüketilmesinin yararlı olduğunu vurguladı.

- "Ambalajlı ürünler, resmii kontrolünden geçmiş ürünlerdir"

Uzman Diyetisyen Demir, açık kuruyemişlerde temelde iki tip problemle karşılaştıklarını aktararak, "Birincisi fiziksel kirlenme dediğimiz havadan kaynaklanan toz, toprak gibi kalıntılar, çeşitli haşereler, açık kuruyemişe elle dokunma sonucu meydana gelen bulaşılardan söz edilebilir. Diğeri uygun olmayan saklama ve depolama koşulları sonucu besinde meydana gelebilecek çeşitli küflenmeler ve bu küflenmelere bağlı olarak gelişebilecek toksinler. Bu toksinlerin başında karaciğer kanserine yol açtığını bildiğimiz aflatoksin geliyor. Uygun şekilde hasat edilmeyen, kurutulmayan kuru yemişlerde aflatoksin kalıntılarına sıkça rastlanıyor." diye konuştu.

Son kullanma tarihi belli olmayan kuruyemişlerin yüksek yağ içermesi nedeniyle oksidasyonun başladığına dikkati çeken Demir, yağın okside olması sonucu ürünün tadında acılaşma başladığı gibi sağlığa da daha zararlı hale geldiğini bildirdi.

Demir, işlenmiş kuru yemiş ürünleriyle, ambalajlı ürünlerin birbirinden ayırt edilmesinin önemini dile getirerek, "Kuru yemişler, bakliyatlar ve tahıllar uygun ambalajlarda, raf ömrü belirlenerek paketlenmesi son derece sağlıklıdır. Bu ürünler koruyucu katkı maddesi içermez ve sağlık açısından açıkta satılanlara göre çok daha yararlıdır. Bu ürünler aynı zamanda bakanlığın resmii kontrolünden geçmiş ürünlerdir." ifadelerini kullandı.

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri