AJANSLAR -
Küresel ekonomideki görece sakin geçen dönemin sona erdiğini belirten Roubini, dünyayı gelecekte daha yüksek işsizlik oranlarının görüldüğü, enflasyonla aynı dönem yaşanan ve büyüme hızının düştüğü dönem anlamına gelen ‘stagflasyon dönemi’nin beklediğini söyledi.
Fransız Le Monde gazetesine konuşan Roubini, dünyanın içinde bulunduğu güncel ekonomik koşulların daha kötü olmasına neden olacak riskler ve mega tehditler olduğunu ifade etti.
Roubini, kısa vadede, “Elbette Ukrayna’daki savaşın taşıdığı riskler var, bununla birlikte enflasyon ve önümüzdeki birkaç ay veya 2-3 yıl içinde içinde ortaya çıkabilecek mali kriz hayaleti. Bunlara ek olarak uzun vadede az ya da çok şiddetli şekilde gerçekleşmesi muhtemel mega tehditler var. İklim değişilikliğinden başlayarak büyük güçler arasında nükleer savaşa dönüşebilecek jeopolitik gerilimler ve sosyo-politik istikrarsızlık” dedi.
Enflasyonist baskıların geçici olduğunu, oranları artırmanın artan fiyatları yumuşatacağı ve ekonomide ‘yumuşak iniş’ sağlayacağı yönündeki genel görüş birliğinin yanlış olduğunu aktardı.
İnişin yumuşak değil, sert olacağını ve bununla finansal stresle ilişkili olacağın belirten Roubini, “Genel borç seviyesi 1970’lerden daha yüksek ekonomi ivme kaybederken faiz oranlarını yükseltmek hisse senedi ve tahvil piyasalarında bir çöküşe neden olabilir, bu da ekonomik durgunluğu derinleştirebilir’ ifadelerini kullandı.
Çözümün bir kısmı zorunlu olarak borç yükünü azaltan enflasyonu içerecektir diyen Roubini, "Enflasyonun istenilen bir şey olduğunu söylemiyorum ancak ondan nasıl kaçınılabilir olduğunu da bilmiyorum. Büyük istikrar dönemi bitti, büyük stagflasyon dönemine giriyoruz" dedi.
Bununla birlikte Roubini, Batı ve Rusya, Çin, İran'ın aralarında bulunduğu bir grup 'reziyonist gücün' arasında yaşanabilecek potansiyel bir ticari savaşın küreselleşmenin dağılmasına, üretim zincirlerinin yeniden yerelleşmesine ve beraberinde küresel güvensizliğin artmasına neden olacağını belirtti.
Ünlü ekonomist Roubini, dünyayı tarihten ders almaya ve var olan krizin daha da kötüye gitmesini önlemek için ellerini taşın altına koymaya çağırdı:
"Alarm çalmasına rağmen uyumaya devam eden ve tarihin çizgisel olmadığını unutan zombiler gibi yaşadık. Büyük uluslararası kuruluşların kurulması kısmen barış ve refah dönemlerinde yeniden bağlantı kurmamızı sağladı. Fakat bu çağın devam edem edebileceğine inanmak bir hatadır. Yas süreçlerinin ana evreleri inkar, öfke, depresyon ve kabullenmedir. Sorunlarımızla doğrudan karşı karşıya gelirsek uykumuzdan uyanıp mücadele edebiliriz ancak bizler yine inkar ve öfke arasında bir yerlerde sıkışıp kalmış durumdayız"
