TİC Holding Header
  • USD 32.331
  • EUR 35.067
  • Altın 2285.263
  • BIST 100 8880.09
  • Genel

Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir: "Tefecilerin kökünü kazımamız gerekiyor"

Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele raporu verilerine göre, tefecilik suçlarının arttığını belirterek; tefecilik ile mücadele konusunda önemli değerlendirmelerde bulundu. Demir; "Ülke ekonomisine, sanayicimize, tüccarımıza, esnafımıza, çiftçimize ve nice insanımıza büyük zararlar veren, insanların hayatını karartıp, nice ocaklar söndüren tefecilerin kökünü kazımamız gerekiyor." dedi.
Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir: "Tefecilerin kökünü kazımamız gerekiyor"

Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir, kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele raporunu değerlendirdi. Verilere göre; son 5 yılda ortaya çıkarılan tefecilik suçları ile gözaltına alınan kişi sayısında artış yaşandı. Bu çerçevede 2014’de 694 olayda bin 686 kişi, 2015’te 782 olayda bin 733 kişi, 2016’da 439 olayda 902 kişi, 2017’de 410 olayda 958 kişi, 2018’de 730 olayda bin 812 şüpheli hakkında yasal işlem yapıldı.

Bu rakamların son 5 yılda ortaya çıkarılan tefecilik olaylarındaki artışı gözler önüne serdiğini belirten Demir, "Yaptığımız araştırmalar sonucunda 2019’da güvenlik güçlerince, bin 43 tefecilik olayına müdahale edilmiş bu olaylarda 2 bin 730 şüpheli gözaltına alınırken, bunların bin 468 kişisi tutuklandı. 2018’de güvenlik güçlerince, 730 tefecilik olayına müdahale edilirken, bu olaylarda bin 812 şüpheli gözaltına alınmış. Gözaltına alınan şüphelilerin 216’sı tutuklanmış, 2017 yılında ise bin 112 kişi gözaltına alınmış, bunların 68’i tutuklandığını görmekteyiz. Bu rakamlar bizlere tutuklanmayan tefecilerin veya işi kılıfına uyduran veyahut mağdurlar tarafından herhangi bir şikayetin söz konusu olmadığı durumlar, tefecilik suçunun işlenmeye devam ettiğini göstermektedir" şeklinde konuştu.

Ankara tefecilik olaylarında ilk sırada
Araştırmacı Yazar Demir, 2018 yılında kayıtlara geçen tefecilik olaylarının yaşandığı illere bakıldığında 136 olayla Ankara ilk sırada yer alırken, bunu 75 olayla İstanbul, 62 olayla Antalya, 38 olayla İzmir, 35 olay Şanlıurfa,30 olayla Diyarbakır izliyor. Konya (28 olay), Mersin (26 olay), Kahramanmaraş (25 olay), ve Adana (24 olay) tefecilik olaylarında ilk 10 il içerisinde yer alıyor. Tefecilik olaylarının en az yaşandığı iller 3 olayla Bilecik ve Sinop olduğunu görmekteyiz" ifadelerini kullandı.

Tefecilik, tespit edilen rakamların üstünde
Araştırmacı yazar Hüseyin Demir, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın yüksek faiz ve tefeciler konusundaki hassasiyetinin bu ülkenin menfaatine olduğunu bilen her kişinin tefecilik ile mücadeleye destek vereceğini, tefecilikle mücadelenin tek başına yapılacak bir iş olmadığını bu konuda, ilgili bütün birimlerin koordinasyon ve işbirliği içerisinde hareket etmesinin çok büyük katkısının olacağını belirtti.

Tefecilik olaylarının özellikle kriz döneminde daha da arttığını belirten Demir, "Ekonomik sıkıntıda bulunan, ağır borç yükü altında ezilen, bankalara borcunu ödeyemeyen bazı insanlar, çareyi tefeciden para almakta buluyor. Oldukça yüksek komisyonlar isteyen tefeciler insanların adeta ’kanını emiyor’. Kriz ortamlarında etkisini artıran tefecilikten bazen bütün bir köy, bir ilçe ya da il yaka silkiyor. Tefecilik yapan kişi mağdur olan insanın sadece kendisini değil ailesini de tehdit ettiği için ihbar mekanizması etkin değil. Birçok olayda, kanıt ve ihbar olmadığı için dava açılamıyor. Sonuçta, tefecinin eline düşen vatandaş, katlanarak artan borcunu ödeyemez duruma geliyor. Mağdur olan vatandaşlar kimi zaman çareyi kaçmakta kimi zaman da hayatına son vermekte buluyor. Tehdit unsuru olması nedeniyle ihbarı kolay olmayan tefecilik suçunda, tespit edilen rakamların üstünde seyrettiği de belirtiliyor. Yargıya yansımayan tefecilik olayları, yargıya yansıyan tefecilik olaylarından daha fazladır. Bazı illerde duyduğumuz ama yargıya yansımayan olaylar öylesine artmış ki yargıya yansıyan olaylar, yansımayanların yanında devede kulak derecesinde olduğunu göstermekte" dedi.

"Tefecilik ile mücadele ülke ekonomisine büyük katkı sunacak"
Araştırmacı yazar Hüseyin Demir, hiçbir sanayicinin, tüccarın, esnafın ,çiftçinin ve de hiçbir vatandaşın tefecilerin insafına terk edilmemesi gerektiğini söyleyerek, mevcut durumda tefecilikle mücadele Emniyet Genel Müdürlüğü, Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK), BDDK gibi kurumlarla koordinasyon ve işbirliği içerisinde yürütüldüğünü bu işbirliğine tefecilik ile daha etkin mücadele için Tarım ve Orman Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Halk Bankası ve Ziraat Bankası’nın katılmasının daha etkin sonuçlar doğuracağını söyledi.

Demir, "Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, ekonomik desteğe ihtiyacı bulunan çiftçilerin mali sıkıntılarını, faiz yerine ürün bazlı kazanç ortaklığı finansman sisteminin geliştirilmesine öncülük etmesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın, ekonomik desteğe ihtiyacı bulunan sanayici ve üreticinin finansman ihtiyacını karşılamak için bankalar ile üretim kazanç ortaklığı sisteminin geliştirilmesine öncülük etmeleri tefeci ve türevleri olan yüksek faizli kredi altında boğulan çiftçilerin, sanayicilerin, üreticilerin önünü açacaktır. Böyle bir sistem ile devlet ülkeye katma değer oluşturan üreticimizin, çiftçimizin, sanayicimizin güçlenmesiyle daha fazla vergi kazancı ile ekonomik manada büyük kazanç sağlamasının yanında sosyal düzeninde sağlanması ile daha da güçlenecektir" şeklinde konuştu.
Demir, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının tefecilik mağduriyetlerinde ve de bankaya borcu bulunan kişilerin maaş hesapları icraya düşmesi durumunda, bu durumun olumsuz etkisinden en çok etkilenenlerin çocuklar ve eşler, bayanlar olmasından ötürü temel ihtiyaçlar konusunda noksanlıklar yaşanan durumlarda etkin olarak destek vermeyi planlaması, toplumun düzeni ve zor günler geçiren ailelerin tekrar ayağa kalkmasını sağlayacağını söyledi.

"Tefecilik faaliyeti yürütenlerin tüm mal varlığına el konulmalı"
Araştırmacı Yazar Hüseyin Demir, "Yasalarımızda tefecilik suçunun cezası, "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi, iki yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. (TCK 241) Tefecilik suçunun işlenmesi suretiyle yararına haksız menfaat sağlanan tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. (TCK 242) Kanun maddesinde suçun cezası, hapis cezası ile adli para cezasının birlikte uygulanması suretiyle düzenlenmiştir." Yani, fail hem hapis cezasına hem de işlenen suçun vahametinin derecesine göre miktarı belirlenmek üzere adli para cezasına mahkûm edilecektir şeklindedir" dedi.
Demir, tefecilik suç tespitinin, diğer suçlar bazında daha zor belirlenen suçlar arasında olması, tefecilik suçu işleyenlerin yasalara karşı önlem alması, verilen cezaların caydırıcı olmamasından dolayı tefecilik ile ilgili suçlarda artışın olduğunu belirterek, yasaların tefecilik ile mücadele konusunda yeterli derecede caydırıcı ve önleyici olması için tefecilik yapanların tüm malvarlıklarına el konulmasının, daha fazla bireyin tefecilik yapanlar tarafından felakete sürüklemesine önlem olacağını söyledi.