TİC Holding Header
  • USD 32.383
  • EUR 35.146
  • Altın 2323.394
  • BIST 100 8880.09
  • Genel

Aydın Kalkan: ”Eğitimin geleceğinin konuşulduğu toplantıda, eğitim sendikalarının çağırılmaması şık değil”

Eğitim Bir-Sen Kayseri 1 Nolu Şube Başkanı Aydın Kalkan, kuruluşlarının 28. yıldönümü nedeniyle yaptığı basın açıklamasında, ”Eğitimin geleceğinin konuşulduğu toplantıda, eğitim sendikalarının çağırılmaması şık değil” dedi.
Aydın Kalkan: ”Eğitimin geleceğinin konuşulduğu toplantıda, eğitim sendikalarının çağırılmaması şık değil”
Eğitim Bir-Sen Kayseri 1 Nolu Şube Başkanlığı Toplantı Salonunda gerçekleştirilen basın açıklamasına Eğitim Bir-Sen Kayseri 1 Nolu Şube Başkanı Aydın Kalkan, yönetim kurulu ve üyeler katıldı.
Kalkan, Türkiye genelinde 450 bin üye ile en büyük sendika olduklarını söyleyerek, “Eğitim-Bir-Sen, vesayetin esas, hürriyetin tali, yasağın esas, yasanın lüks, yoksulluğun esas, yolsuzluğun sıradan, açlığın esas, tokluğun ayrıcalık, hak ihlalinin esas, hak aramanın gereksiz sayıldığı eski Türkiye’nin zor yıllarında, medeniyet değerlerimizin ruhuna uygun ve Anadolu irfanıyla bezeli bir anlayışla eğitimci, şair ve yazar Mehmet Akif İnan ve arkadaşları tarafından 14 Şubat 1992’de, eğitim çalışanlarının haklarının ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi, yasakların kaldırılması, özgürlük alanlarının genişletilmesi amacıyla kurulmuştur. Birlerle başlayan sendikal yürüyüşümüz, hakka ve haklılığa dayanan gücüyle 2011’de zirveye çıkarak eğitim çalışanlarının genel yetkili sendikası, bugün ise Türkiye genelinde 450 bin Kayseri’de 9 bin 500 üyesiyle Türkiye’nin en büyük sendikası ve sivil toplum örgütü olmuştur. Başarılarla dolu geçmişi, umut verici gelecek vizyonuyla Eğitim-Bir-Sen, kuruluş ilkeleri doğrultusunda 28 yıldır hak, emek ve özgürlük mücadelesini, birlik ve kardeşlik yolculuğunu sürdürmektedir” dedi.
Eğitim-Bir-Sen’in, Türkiye’nin her demokratik kazanımında emeği olduğunu söyleyen Kalkan, “Eğitim-Bir-Sen, alışılagelmiş sendikacılıktan bambaşka bir tarzla, sorunun değil, çözümün parçası olan bir tutumu hayata geçirmiş; söylemleri, eylemleri, duyarlılığı, sorumlu davranışı, araştırmacılığı, çözüm önerileriyle tam manasıyla hizmet, kültür, çözüm odaklı sendikacılığın merkezi, eğitim çalışanlarının güçlü sesi, kazanımların adresi olmuştur. Eğitim-Bir-Sen’in tarihi bir dönem sayılacak 28 yıllık mücadele geçmişi, Türkiye’nin karanlıklardan aydınlığa, darbe dönemlerinden demokrasiye, geri kalmışlıktan ilerlemeye geçiş tarihidir. Kurulduğundan bu yana, bilgi ve eğitim odaklı olarak demokratik alanın genişlemesi, hak ve özgürlüklerin yaygınlaşması için yoğun çaba gösteren Eğitim-Bir-Sen’in, Türkiye’nin her demokratik kazanımında teri, yeri ve payı vardır” ifadelerini kullandı.
Eğitim-Bir-Sen’in eğitimde bir çok alanda katkısı ve çözüm noktası olduğunu söyleyen Aydın Kalkan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Kısıtlanan veya genişleyen hak ve özgürlüklerin bir şekilde eğitimle ilgili olması, eğitimin toplumsal değişimin merkezi olması sebebiyledir. İnanca baskının sembolü hâline gelen başörtüsü yasağının kaldırılması, örgütlü kararlılığımızın sonucudur. Toplumu eğitim üzerinden şekillendirmek isteyen vesayet düzeninin dayatması olan sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimden vazgeçilmesi Eğitim-Bir-Sen’in verdiği mücadeleyle mümkün olmuştur. Katsayı engeliyle çocuklarımızın mağdur edilmesinin önüne geçilmesinde Eğitim-Bir-Sen’in sözü yükseltmesinin, mücadelesinin payı büyüktür. İmam hatiplerin önünün açılmasından okullara Kur’an ve Siyer derslerinin konulmasına, apoletli eğitimin sınıftan çıkarılmasına kadar eğitimde birçok totaliter uygulamanın sonlanmasında Eğitim-Bir-Sen’in teri ve imzası vardır.”
Vatan ve milli irade söz konusu olduğu zaman, sendika olarak herşeyi yaptıklarını ve yapacaklarını söyleyen Kalkan, “Bütün söylem ve eylemlerimizde istiklal ve istikbal endişemiz, millet iradesi ve medeniyet değerlerine olan bağlılığımız temel hareket noktamız oldu, olmaya da devam edecektir. Egemenliğin millete ait olması temel ilkemizden hareketle, sivil toplum örgütlerinin yönetişimde daha etkili olmasını savunduk, savunmaktayız. 28 Şubat’ta ve 15 Temmuz’da olduğu gibi, uluslararası veya ulus ötesi kirli, karanlık odakların içerideki iş birlikçileri ile tezgâhladıkları her bir hainlik ve ihanete, haklı olmanın verdiği güç ve cesaretle canımız, kanımız pahasına karşı durduk. Vatan, millî irade, istiklal ve istikbal söz konusu olduğu zaman varlığımız dâhil hiçbir şeyin hesabını yapmadık, yapmayacağız. Düzenlediğimiz makale, hatıra, fotoğraf ve film yarışmaları farkındalık oluşturmuştur. ‘Bir Bilenle Bilge Nesil’ projemiz, öğrencilerimizi, bir kitap ekseninde yazarlarımız ve onların engin düşünceleri ile buluşturmuş, yazma kabiliyetinin gelişmesine büyük katkıda bulunmuş, Nurettin Topçu’nun ifadesiyle, bir ülkeyi baştan başa mektebe dönüştürmüştür. Dünyanın neresinde olursa olsun, bize ihtiyacı olan hiçbir toplumdan ilgimizi, yakınlığımızı esirgemedik. Zulme maruz kalan, aç ve çaresiz bırakılan mazlumların çığlığına duyarsız kalmadık. Bu duygu ve düşüncelerle, kuruluşundan bugüne kadar başkanlarımızdan temsilcilerimize, üyelerimize kadar hangi görev ve kademede bulunursa bulunsun, bu köklü ve kutlu davayı, dur durak bilmeksizin cefayla, vefayla önce zirveye, ardından yeni ufuklara, oradan da yeni umutlara taşıyan bütün dava arkadaşlarımıza teşekkür ediyor; başta Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan olmak üzere, genel başkanlarımız Niyazi Yavuz’a, Ahmet Gündoğdu’ya, yönetim kurulu üyelerine, bütün kardeşlerimize minnet duyuyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve huzur dolu bir ömür diliyoruz” dedi.
Aydın Kalkan, Kayseri’ye gelen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından düzenlenen toplantıya, eğitim sendikalarının çağırılmamasının şık olmadığını söyleyerek, sözlerini şu şekilde noktaladı:
“Okullarımıza yapılacak tasarım atölyeleri için Erciyes Anadolu Holdinge ve hayırsever insanlarımıza, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığımıza ve Kayseri valiliğimize Teşekkür ediyoruz. Kayseri’de hayırseverlerimiz eğitime destek oluyor fakat bu durum şehrimizin kamu kaynaklarından alacağı destekler için bir dezavantaja dönüşmemelidir. Merkezi bütçeden daha fazla eğitim yatırımı beklediğimizi ifade etmek istiyoruz. Eğitimin geleceğinin konuşulacağı programa hiçbir Eğitim sendikasının davet edilmemesi eğitimin birinci paydaşı olan öğretmenlerin devre dışı bırakılması anlamına gelmektedir. Eğitimin geleceği sadece yeni binalar yapmak olmadığına göre sendikaların davet edilmesi ve dinlenmesi gerekiyordu. Sayın Bakan’a Meslek kanunun akıbetini, Şiddetle ilgili alınan önlemleri gibi soruları soracaktık.”