• Genel

Binlerce Manisalı akın ediyordu, gerçek 100 yıl sonra ortaya çıktı

Manisa’da, ‘Hacet Dede Türbesi’ olduğuna inanılan Manisa surları önündeki harabe yapıdaki gerçek, Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün yaptığı kazı çalışması sonrası ortaya çıktı. Herhangi mezarın çıkmadığı, Saruhan Bey’in 1300’lü yıllarda fethettiği Bizans topraklarına yaptırdığı ilk mescit olduğu kanıtlanan yapı, yapılacak restorasyonun ardından yeniden mescit olarak vatandaşların hizmetine sunulacak.
Binlerce Manisalı akın ediyordu, gerçek 100 yıl sonra ortaya çıktı
İHA - Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, özellikle 1922 yılından sonra halk arasında ‘Hacet Dede Türbesi’ olarak yaygınlaşan mescit önünde İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. Mescidin inşasını anlatan Sudak, “Manisa bünyesinde birçok şehzadeyi yetiştirmiş. Fatihleri, Kanunileri bünyesinden çıkarmış bir şehzadeler şehri olan Osmanlı kentidir. Manisa Osmanlı kenti olmadan önce bir beylikti. Saruhanoğlu beyliği. Manisa, Bizans imparatorluğu sınırları içerisindeyken, Saruhan Bey uzun bir uğraştan sonra, uzun bir mücadelenin ardından Manisa’yı fetheder. Saruhan Bey 1300’lü yılların başlarında burayı fethettiği zaman buranın adı Saruhan olarak değişir. Her şehrin böyle bir hikayesi vardır muhakkak. Manisa’nın da farklı bir fetih hikayesi var. Fethin en önemli unsurlarından biri de orası feth edilirken muhakkak ki fethin sembolü olan bir mekan olur. Bir cami olur. Oraya girilir. Fetihten sonra dua edilir, namaz kılınır. Saruhan Bey de Manisa’yı fethettikten hemen sonra Bizans kalesi olan daha sonra da Manisa kalesi olan bu alanın surları önüne bir mescit inşa ettirir. Bunun adı da fetih mescidi ve kale mescidi olarak insanlar arasında yayılmaya başlar” diye konuştu.

“Herhangi bir mezar çıkmadı”
Proje çalışmasının Manisa Valiliğinin desteğiyle başladığını kaydeden Sudak, “Röle ve restorasyon çalışmalarının önümüzdeki ay bitmesinin hemen ardından buranın yeniden ayağa kalkarak Manisa’nın fethinin sembolü olarak hayata geçmesi, Manisa’nın bir simgesi olarak insanlara sunulması üzerine çalışmalarımızı tamamlayacağız. Önümüzdeki yılda fetih mescidimiz de ilk namazımızı kılacağız. Dediğim gibi bu inanış 1922 yıllarından sonra başlayan yangın, daha sonra buranın bakımsız kalması ve fetih mescidi olan bir yapının kubbesinin yıkılması sonrasında oluyor. Burada böyle bir yapı var ama buraya bir şey kondurulması gerekiyor. Bir hikaye konulması gerekiyor. O yüzden halk arasında böyle bir türbe inanışı ortaya çıkmış. Biz aslında burada bir türbe yapısının olmadığını biliyorduk fakat yaptığımız temizlik ve kazı çalışmasıyla da bunu tamamıyla kanıtlamış olduk. Burada herhangi bir mezar olmamasıyla birlikte yapının etrafında da herhangi bir farklı mezarda yok. Burası müstakil bir kale mescidi olarak hemen yanında buraya hizmet eden bir çeşmemiz de var. Bunu müzeden hocalarımızla birlikte kanıtlamış olduk” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın