İstanbul Boğazı'nın avlanma için en hareketli günlerinde oltalarıyla sahil şeridini dolduran balıkçılar artık eski günlerin geride kaldığını belirtiyor.
Özellikle Karadeniz girişine ticari balıkçı tekneleri tarafından atılan 1 kilometre uzunluğa ulaşan ağların, balıkların boğaza inmesini engellediğini savunuyorlar.
İstanbul Üniversitesi'nden Saadet Karakulak da AFP'ye verdiği demeçte, boğazdaki balık rezervlerinin azaldığını burada daha önce yılda 500 bin ila 600 bin ton balık avlanırken bunun 328 bin tona kadar düşerek alarm verici düzeye gerilediğini vurguladı.
Aşırı avlanma nedeniyle balık sayısındaki azalmaya rağmen ay başında balıkçı teknelerinin boğazdan geçişini kolaylaştırmak için hükümet gemi trafiğini yarım günlüğüne durdurma kararı aldı. Fakat sonrasında gelen tepkiler üzerinde Ulaştırma Bakanlığı bu kararından geri adım attı.
İstanbul Üniversitesi Deniz Biyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk, rezervlerin tehlikede olduğunu vurgulayarak sürdürülebilirliğin ön plana çıkarılması gerektiğini vurguladı.
Öztürk özellikle hamsi gibi aşırı avlanma tehdidi altında olan balıklara kota getirilmesinin zorunlu olduğunun altını çizdi.
Öztürk aşırı avlanmanın yanı sıra günde 200'den fazla dev kargo gemisinin geçtiği boğaz trafiği, plastik atıklar ve kirliliğin de balık rezervlerinin tehlikeye attığını belirtti.
Balıkların pasaportunun olmadığını vurgulayan Öztürk balık rezervlerinin bölgedeki ülkelerin iş birliği ile yönetilmesi gerektiğini ifade etti.
İstanbul Bölgesi Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Erdoğan Kartal da Ekim ve Kasım aylarının balıkların Marmara ve Ege'ye en fazla göç ettiği dönem olduğunu belirterek giderek küçük balıkların daha fazla avlandığını bu nedenle hiç üreme şanslarının olmadığını vurguladı.
Eskiden bol bulunan uskumruya artık hiç rastlamadıklarını belirterek balıkların geri dönebilmesi için önce geçmelerine izin verilmesi gerektiğini vurguladı.
