TİC Holding Header
  • USD 32.428
  • EUR 35.064
  • Altın 2326.442
  • BIST 100 8880.09
  • Genel

İstanbul'da yaşayan Rus gezgin 10 yıldır Türkiye'yi ve Türk dizilerini tanıtıyor

Rus gezgin Shcherbakova, babasının 6 yaşındayken kendisine hediye ettiği İstanbul kartpostallarıyla tanıştığı ve yıllarca hayalini kurduğu İstanbul'a yerleşerek 10 yıldır Türkiye'yi adım adım geziyor.
İstanbul'da yaşayan Rus gezgin 10 yıldır Türkiye'yi ve Türk dizilerini tanıtıyor
AA -

İSTANBUL (AA) - Rus gezgin Anjelika Shcherbakova, babasının 6 yaşındayken kendisine hediye ettiği İstanbul kartpostallarıyla tanıştığı ve yıllarca hayalini kurduğu İstanbul'a yerleşerek, 10 yıldır Türkiye'yi ve Türk dizi setlerini adım adım geziyor, Rusça konuşulan coğrafyalara tanıtıyor.

Rusya'nın Voronyej şehrinde doğan Shcherbakova, Türkiye-Rusya arasında ticaret yapan babasının 1992'de getirdiği bir kartpostalla "çocukluk aşkım" dediği İstanbul'da yaşama hayali kurmaya başladı.

Shcherbakova, liseyi bitirdikten sonra ekonomi alalında lisans ve yüksek lisans eğitimi aldı. Üniversite yıllarında ilk defa İstanbul'a gelen ve ilk günlerini "büyülü günler" olarak nitelendiren Shcherbakova, 2010'da İstanbul'a yerleşti.

Rusya'ya 5,5 yıldır gitmeyen ve 10 yıldır sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarla Rus ve Rusça konuşan Orta Asya ülkelerinden gelen turistler için mekan ve şehir tanıtımı yapan Shcherbakova, Türkiye'deki birçok turizm firmasına da destek sunuyor.

Shcherbakova, İstanbul, Antalya, Muğla ve İzmir'in yanı sıra Karadeniz ve doğu turları da yaparak Türkiye'nin dört bir yanındaki çok kültürlü yapıyı, tarihi ve mutfak zenginliklerini 200 bine yakın sosyal medya takipçisine özellikle de Rusça konuşulan coğrafyalara anlatmaya devam ediyor.

Gezi rotalarında Türk dizi setlerine de ağırlık veren Shcherbakova, setlerdeki oyuncularla birlikte çok sayıda paylaşım yaparak dizilerin Rus dünyasına açılmasına yardımcı oluyor, dizilerin çekildiği yerlere turlar düzenliyor.

"Ben Antalya'yı hiç sevmiyorum, İstanbul'a aşığım"

Shcherbakova, "hayatımın en güzel ve doğru kararı" dediği İstanbul'a yerleşme kararını ve sonrasındaki tecrübelerini AA muhabirine anlattı.

Bir kartpostalla başlayan hayallerinin peşinden gittiğini anlatan Shcherbakova, "O zamanlar şimdiki gibi yoğun bir turist trafiği yoktu. Babam sürekli Türkiye'ye gelirdi ticaret için. Bana getirdiği en güzel hediye de bir kartpostaldı. Şimdi o hayalin içinde huzurla yaşıyorum ve elimden geldiğince İstanbul'u tanıtıyorum. Burası kesinlikle büyülü, muhteşem bir şehir." diye konuştu.

Shcherbakova, İstanbul'a geldikten sonra burası hakkında çok fazla kaynak olmadığını fark ettiğini ve tüm gezilerini kişisel sayfalarından paylaştığını ve ilgiyle takip edildiğini söyledi.

Türkiye'nin özellikle 2000'den sonra Ruslar için bir cazibe merkezi haline geldiğini anımsatarak, şöyle devam etti:

"Ruslar özellikle Antalya ve Muğla civarını çok seviyor. Ben Antalya'yı hiç sevmiyorum. Tatil için tabii ki güzel ama bir haftadan sonra sıkılıyorum. Ben İstanbul'a aşığım ve bu şehrin tüm tarihi güzelliklerini, mutfağını ve yaşamını anlatıyorum. 10 yıldır sürekli geziyorum ve bitiremiyorum. Her gün yeni yerler keşfediyorum. Doğu'da da farklı bir kültürel doku var. Oraları da tanıttım. Büyük aşkım olarak Kapadokya ve Karadeniz'i söyleyebilirim. Burayı tanıtmak ve benim sayemde binlerce kişinin Türkiye'ye gelmesi beni çok mutlu ediyor."

Shcherbakova, Türk ve Ruslar arasında son yıllarda büyük bir dostluk bağı oluştuğunu ve her geçen gün ilişkilerin daha da güçlendiğini ifade etti.

"Ruslar Türk dizilerini deli gibi seviyor"

Shcherbakova, Türk dizilerinin setlerine de sıklıkla gittiğini ve buradaki paylaşımlarının ilgiyle takip edildiğini anlattı.

"Ruslar Türk dizilerini deli gibi seviyor." diyen Shcherbakova, Muhteşem Yüzyıl'ın özellikle İstanbul'a gelen Ruslar için önemli bir motivasyon olduğunu söyledi.

Shcherbakova, birçok Rus'un Türk dizileri sayesinde eğitim görmeden Türkçe öğrenmeye başladığını ve bu durumun kendisini çok şaşırttığını dile getirdi.

"Kuzguncuk'taki barış ortamı beni büyülüyor"

Shcherbakova, İstanbul'un özellikle tarihi zenginliklerini anlatmaya çalıştığını belirterek, şöyle devam konuştu:

"Kalbimin ilk 3 yerinde Ayasofya-i Kebir Cami, Süleymaniye Cami ve Rumeli Hisarı var. Kültürel olarak ise tercihim Kuzguncuk. Hayvanları çok seviyorlar. Çok canlı bir yer. Cami, kilise ve sinagog yan yana. Kültürlerin, insanların bir arada barış içinde yaşaması çok güzel. Kuzguncuk beni büyülüyor."