TİC Holding Header
  • USD 32.37
  • EUR 34.966
  • Altın 2324.243
  • BIST 100 8880.09
  • Genel

Onlara heryer Trabzon

Fatih'in fethettiği, Yavuz'un yönettiği, Kanuni'nin doğduğu şehir Trabzon.
Onlara heryer Trabzon
Salih Berktaş - Karadeniz sahili ile Zigana Dağları arasında yer almakta olup yüz ölçümü açısından az bir alan kaplar. Batısında Giresun'a bağlı Eynesil ilçesi, güneyinde Gümüşhane'ye bağlı Torul ilçesi ve Bayburt, doğusunda da Rize'ye bağlı İkizdere ve Kalkandere ilçeleri bulunur.

Trabzon, günümüzde Karadeniz Bölgesi'nin iki büyük kentinden birisidir. Trabzon, 12 Kasım 2012 tarihlinde kabul edilen büyükşehir yasa tasarısı ile büyükşehir belediyesi olmuş ve merkez ilçe kaldırılarak Ortahisar ilçesi kurulmuştur. Trabzon iki il ile birliktede "Şehzadeler şehri" olarak anılır.



TARİHÇE
Bölgede çeşitli dönemlerde yapılan arkeolojik kazı ve yüzey taramalarında Yontma Taş (Alt Paleolitik dönem) Çağı’na ait Achelleen ve Mousterien tipi (el baltaları, kazıyıcılar, yonga aletler), Mezolitik Orta Çağ'a ait mağaralar Kalkolitik Çağ’a ait yerleşim izlerine rastlanmıştır. Bronz Çağı’nda Karadeniz kıyısında Kaşkalar adlı domuz besleyen ve kendir eken savaşçı bir halkın varlığı Hitit kaynaklarında bildirilmektedir.

Eusebius'a göre şehrin kuruluş tarihini MÖ 756 olmakla birlikte bu iddia Trabzon'u İstanbul, Roma hatta, genel kanıya göre Trabzon ve diğer Doğu Karadeniz kolonizasyonunu gerçekleştiren Sinop'tan daha eski bir kent yapmaktadır. Bu durum gerçekse Sinoplular varolan bir kenti MÖ 630 tarihinden sonra yeniden kolonize etmiş olmalıdırlar.

Anabasis'te geçen "Pontos Euksenios kıyısındaki bu şehir Sinope’nin Lazların ataları olan Kolhis ülkesindeki kolonisidir"ifadesi daha sonra Arrian ve Peripleus tarafından da onaylanmıştır.

Merkezinde Yunanlıların çevre köylerinde bugünkü Lazların(Tzanlar) ataları olan Kolhislilerin ve yaşadığı Trabzon, Antik çağ ve sonrasında Zigana geçidi üzerinden Ermenistan ve Euphrates civarında üretilen ticari malların takas edildiği ticaret merkezi ve dış ülkelere satıldığı bir ihraç limanı özelliğindeydi. Pontus İmparatoru Mithridates'in Roma İmparatorluğu ile giriştiği bir dizi savaşı kaybetmesinin ardından Anadolu topraklarının yanı sıra Trabzon'da Roma hakimiyetine girmiştir.

TRABZON'UN FETHİ
Trabzon 15 Ağustos 1461 Yılında Fethedilmiştir.Candaroğulları Beyliğini ülkesine katan Fatih,Trabzon üzerine yürüdüğü sırada devletin başında David Komnen bulunuyordu. Devletin sınırları kıyıda,Giresun’dan Batum’a,güneyde de Bayburt ile Gümüşhane’nin kuzeyinden geçen dağ silsilesi ile sınırlanıyordu.

Kuzeyde ise Karadeniz vardı. Ancak Trabzon devletinin askeri hakimiyeti Trabzon şehrinin surları ile sınırlıydı ve Osmanlı Devletine yıllık 3000 altın vergi veriyordu. David Komnen gereğinde kendisine yardımcı olur düşüncesi ile kızı Despina’yı Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’a vermişti.

Osmanlılara verdiği vergiyi bir müddet sonra kesen David Komnen,daha önce ödedikleri vergiyi de Uzun Hasan Bey vasıtasıyla geri istedi. Trabzon devletine kendi haraçgüzârı gözüyle bakan Uzun Hasan,Trabzon’un Osmanlıların nüfuzu altına girmesini istemiyordu.

Bunun için 1460 yılında yeğeni Murat Beyi İstanbul’a göndererek ödenen vergileri geri istedi.

Fatih Sultan Mehmet, gelen heyeti: Haydi siz gidiniz,ben kendim gelir borcumu öderim,diyerek geri gönderir. Doğu Anadolu’da oldukça güçlü bir devlet kuran Uzun Hasan, sihriyet dolayısıyla Trabzon devletini himaye ediyordu. David Komnen Papaya başvurup yardım istemesi, Fatih’in bu devlet hakkındaki düşüncelerini tahrik etti. Osmanlı devleti için oluşturulan doğudan kuşatma çalışmalarını iyi takip eden Fatih,artık bu casus yuvasını dağıtmaya karar verir. Böylece Bizans imparatorluğunun asırlardır doğuda oynamak istediği oyunu da bozacaktı.

Avrupa’yı Osmanlı devleti aleyhinde tahrik etmek isteyen bu imparatorluğun artık sonu gelmişti.Rumeli kuvvetlerinin başında Bursa’ya varan Mahmut Paşa, burada Fatih’le birleşir.

Herkes daha seferin nereye yapılacağını bilmemektedir. Ancak Fatih’e bunu sormaya da kimse cesaret edememektedir. Sonunda kadılardan biri Fatih’e bunu sorduğunda aldığı cevap sert ve kısadır. “Eğer düşünüp tasarladığımı sakalımın tellerinden biri öğrenmiş olsaydı,onu derhal koparır yakardım. “ Amasra, Kastamonu ve Sinop’u savaşsız alan Osmanlı ordusu daha sonra Trabzon üzerine yürüdü.

Denizden de 300 parçalık bir donanma ile Gelibolu Sancak Beyi Kâzım ve Yakup beylerin komutasında Trabzon’a hareket etti. Fatih,Trabzon üzerine gidildiğinin anlaşılmaması için sahil yolunu bırakarak, Sivas üzerinden gitti. Ordunun öncüsü olan Anadolu Beylerbeyi Gedik Ahmet Paşa, Akkoyunlu’lara ait Koyulhisar’ı kuşatıp aldı. Böylece Uzun Hasan’a bir gözdağı verilmiş oldu. Osmanlı Ordusu Erzincan taraflarında Yassıçemen ovasına geldiği sırada, Akkoyunlu heyeti de görüşmek için gelmişti.

Yapılan görüşmelerde Akkoyunlu heyetinde bulunan Uzun Hasan’m Validesi Saray Harun’la şu kararlara varıldı.

    1- Uzun Hasan Osmanlı memleketlerine ve Osmanlı himayesindeki ülkelere saldırmayacak;
    2- Hiçbir suretle Trabzon devleti işlerine karışmayacak ve onları himaye etmeyecekti.

Ardından Uzun Hasan’a bir mektup yazan Fatih, Saray Hatunu misafir olarak alıkoyan Ordu Bayburt’tan kuzeye dönerek Trabzon üzerine yöneldi. Trabzon imparatorunun bir tarafa kaçmaması için kendisinden önce Mahmut Paşayı gönderdi.

Kendisi asıl ordu ile bazen yürüyerek ve sarp yamaçlara tırmanarak ilerliyordu. Onun bu halini gören Saray Hatun: Hey ! Oğul. bir Trabzon için bunca zahmetleri çekmek neden Pdeyince, Fatih: Din uğrunda böyle zahmetleri çekmek sevaptır deyince, Saray Hatun:Trabzon’un gelini Despina’ya ait olduğunu söyleyerek Padişahı bu seferden alıkoymak için diller döktüyse de bir sonuç alamadı.

Osmanlı donanması bir ay önceden gelmiş ve denizden Trabzon’u kuşatarak topa tutmuştu. Osmanlı kara ordusunun gelişi pek ümit edilmiyordu. Fakat imparator orduyu görünce şaşırdı. Böylece Trabzon karadan ve denizden kuşatılmış oldu. David Komnen’in ne Avrupa’dan, ne de Uzun Hasan’dan yardım görmesi mümkündü.

Bunun üzerine Mahmut Paşanın akrabası olan baş mabeyncisi Yorgi Amiruki vasıtasıyla, Mahmut Paşa ile anlaşarak şehir ve kaleyi teslime karar verdi. Padişah adına Mahmut Paşaya yapılan teklif kabul edildi. 15 Ağustos 1461.Böylece Trabzon savaşsız teslim alındı.

Fetih sonrası David Komnen ailesi ile birlikte deniz yoluyla önce İstanbul’a oradan Edirne’ye gönderildi. Sonra Serez taraflarında Ustroma Karasu nehri civarında senelik 300 000 akçelik bir has verildi. Komnınoslular beraberlerinde Trabzon’dan altın, gümüş gibi servetleriyle,saray adamlarını ve nakli mümkün olan mallarını götürmelerine müsaade edilmişti. Hükümdar ailesi ile birlikte akrabaları ve yüksek devlet memurları İstanbul’a, Saray Hatun da hediyelerle ülkesine gönderildi.

Trabzon şehri fethedilince, Trabzon imparatorluğuna tâbi Giresun’dan Hopa’ya kadar bütün yerleşim yerleri Osmanlılar’a katıldı. Bölge sancak olarak teşkilatlandırıldı. Torul ve Canca kaleleri ile havalisi (Kürtün’ün sahil kesimindeki yerleşim yerlerinin haricindeki yerler) 1479 tarihinde Rakkas Sinan Bey tarafından zaptedilerek Trabzon sancağının fethi tamamlandı.



EN SEVDİĞİ OLAN TRABZONSPOR'UN KURULUŞU
1962-63 futbol döneminde, zamanın Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Orhan Şeref Apak, Türkiye liglerini güçlendirmek ve futbolu tüm yurda yaymak amacıyla "Ulusal Lig"lerin kurulmasına ve bu yapının il takımlarıyla desteklenmesine karar verdi.

Ancak, Trabzon'da süregelen İdmanocağı-İdmangücü çekişmesi, bu iki takımın birlikte olabileceği bir yapının oluşmasını oldukça güç duruma getirdi. Yapılan görüşmelere rağmen; bu iki takım birleşmeye, aynı renk ve ülkü altında mücadele etmeye uzun süre yanaşmadı. Görüşmelerdeki görüş ayrılıklarının kavga boyutuna geldiği, adli soruşturmaların açıldığı toplantılar oldu.

İdmanocağı birleşmeye yanaşmayınca 21 Haziran 1966'da İdmangücü, Martıspor ve Karadenizgücü takımları birleşerek kırmızı-beyaz renklerle "Trabzonspor Gençlik Kulübü"nü kurdu. Bu takımın başkanlığını Ali Osman Ulusoy üstlendi. Ancak takımın ismi resmî kayıtlara "Trabzonspor 1966" olarak geçti. "Trabzonspor 1966" İkinci Lig Beyaz Grup'a alındı. Buradaki ilk yılında 10'ar galibiyet, beraberlik ve yenilgi alan Trabzonspor 1966; İdmanocağı'nın Danıştay'a açtığı dava sonucu fesh edildi ve yeniden genel kurula gidildi. Bu genel kurulda takımın liglere katılabilmesi için adını "Trabzonspor" olarak değiştirmesi gerekiyordu. Federasyonun verdiği sürenin azalması ve Beden Terbiyesi Genel Müdürü Ulvi Yenal'ın birleşme olmazsa hem İdmangücü'nün hem de İdmanocağı'nın ulusal liglere alınmayacağını açıklanmasıyla bu iki kulüp daha somut adımlar atmak zorunda kaldı. Yapılan görüşmelerden sonra, 2 Ağustos 1967'de İdmanocağı'nın da katılımıyla Trabzonspor; İdmangücü, Martıspor ve Karadenizgücü ortaklığıyla birlikte resmen kuruldu ve İkinci Lig'e alındı.

81 il var ülkemde ve biri hariç hepsi şampiyonluğu kutluyor sokaklarda her yıl.
Bizim mahalle bekliyor, bizim sokaklar, bizim uşaklar...
O kupayı hasretle özlemle bekliyor.
Rica ederim sıkılmadık yılmadık çünkü hasret arttıkça, özlem, kavuşmalar daha öte oluyor biliyoruz.

Biz yani bordo mavi yürekler birgün yeniden şampiyonluğun öyküsünü yazacağız!!
En ötesini yaşayacağız kavuşmaların, o gün karadeniz taşacak, toprak bordo kokacak, yağmur mavi yağacak.




Efsanemidir gerçekmidir bilinmez ama...








SIRA GELDİ EN GÜZEL YERLERİNDEN 10 TANESİNE

SÜMELA MANASTIRI

Trabzon'un Maçka ilçesinde yer alan Sümela Manastırı’nın tam olarak yapım tarihi bilinmese de M.S. 365-395 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Aynı gece iki rahip rüyalarında, Sümela Manastırı’nın bulunduğu yerde Hz. İsa ve Hz. Meryem'i görmüş ve gördükleri yere manastırı inşa etmişlerdir. Sümela Manastırı, mimarisi ve muhteşem manzarasıyla Trabzon'da mutlaka görülmesi gereken turistik bir yer.



TRABZON KALESİ
Trabzon Kalesi şehrin en yüksek tepesinde yer almaktadır. Denizden gelebilecek olan saldırıları önlemek amacıyla inşa edilen Trabzon Kalesi,  yukarı hisar, orta hisar ve aşağı hisar olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Bir tarafı deniz, bir tarafı yeşilliklerle çevrili olan kale, Trabzon'un gezilmesi gereken en turistik yerlerinden biri.



VAZELON MANASTIRI
Vazelon Manastırı’nın kuruluş tarihi tam olarak bilinmese de M.S. 270 yılında kurularak İncil'deki Vaftizci Yahya Peygamber'e adandığı söylenmektedir. Bölgenin en eski manastırı olma özelliğini taşıyan  Vazelon Manastırı Trabzon'un önde gelen tarihi ve turistik yerlerinden biri olma özelliğini taşıyor.



UZUN GÖL
Uzun Göl, heyelan sonucu dere yatağının tabii baraj şeklinde kapanması sonucu oluşmuştur. Sık ormanları ve doğal güzelliğiyle turistler açısından oldukça cezbedici bir yerdir. Doğaseverler için burada doğa yürüyüşü, bisiklet turları yapma imkanı da bulunmaktadır.



AYASOFYA MÜZESİ
1250-1260 yılları arasında, Trabzon imparatorluğunun Komnenos Ailesinden Kral I. Manuel tarafından kilise olarak yaptırılmıştır. Daha sonraki yıllarda hastane ve cami olarak kullanılan kilise, restorasyon çalışmaları sonucu günümüzde müze olarak kullanılmakta ve Trabzon'un en çok ziyaret edilen noktalarından biri olarak yer almaktadır.



PERİSTERA MANASTIRI
Manastır 752 yılında 250 metrelik bir kayanın üzerine inşaa edilmiştir. Temiz havası ve eşsiz manzarasıyla Trabzon'a gelen turistlerin oldukça yoğun ilgi gösterdiği yerlerden biridir.



BEDESTEN
Bedesten Osmanlı döneminin kapalı çarşıları olarak bilinir. Trabzon'da şehir merkezinde yer alan bedesten, şehrin en eski yapılarından biridir. Yavuz Sultan Selim'in annesi Gülbahar Hatun vakıfları arasında yer alan bedesten Türk Bedestenleri içerisinde tek kubbeli tek örnektir.



BOZTEPE
Eğer  uçsuz bucaksız Karadeniz manzarasını ve Trabzon'u tepeden görmek istiyorsanız, mutlaka Boztepe'yi ziyaret etmelisiniz .Boztepe, muhteşem gün batımı manzarasıyla ve temiz havasıyla, turistler tarafından  oldukça ilgi gören bir yer.



YAYLALARI
Tarihiyle olduğu kadar doğasıyla da ünlü bir şehir Trabzon. Şehir, birbirinden güzel yaylalarıyla  doğaseverlerin akınına uğramakta. Özellikle  Lapazan Yaylası, Garester Yaylası, Haldizen Yaylası, Şerah Köyü, Şekersu Yaylası bunlardan bir kaçı.

Sera Gölü Yaylası, Maçka-Mavura Yaylası , Maçka-Kiraz Yaylası, şehrin oldukça fazla turist çeken önemli yaylalarından bazıları.



ST.ANNA(KÜÇÜK AYVASIL) KİLİSESİ
7. yüzyılda inşa edilmiş kilise Trabzon'da ayakta kalabilen en eski kiliselerdendir.  Yapı, üç nefli ve üç apsisli bir bazilikadır ve yapının içerisinde fresk kalıntıları bulunmaktadır. Kilise şehrin önemli tarihi yapıları arasında yer almaktadır.


 
Yorum Yazın