TİC Holding Header
  • USD 32.596
  • EUR 34.815
  • Altın 2509.316
  • BIST 100 9479.78
  • Genel

Özdebir: "Türkiye’nin enflasyon göstergeleri küresel ortalamaların oldukça üzerindedir"

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, “Türkiye’nin enflasyon göstergeleri küresel ortalamaların oldukça üzerindedir. Gelişmiş ülkelerin ortalamasının yüzde 2, gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının ise yüzde 4 olduğunu düşündüğümüzde fiyat istikrarının sağlanmasında halen kat edilmesi gereken bir mesafenin olduğu ortadadır” dedi.
Özdebir, ASO Ocak ayı Meclis Toplantısında genel ekonomik bir değerlendirme yaptı. Konuşmasına başlamadan önce Elazığ depreminde hayatını kaybedenlere rahmet ve yaralılara acil şifalar dileyen Özdebir, “Deprem maalesef coğrafyamızın acı bir gerçeği. Buna her zaman hazırlıklı olmalıyız. Depremin ihmale gelmediğini her deprem sonrası maalesef yaşayarak görüyoruz. Umarım bu acılardan bu kez gerekli dersi çıkarır, bir süre sonra her şeyi unutup eskisi gibi devam etmeyiz. Bu arada, TOBB’un öncülüğünde ASO olarak biz de bölgedeki vatandaşlarımıza destek olmak için bir çalışma başlattık ve üyelerimizin katkıları ile hazırladığımız yardım malzemelerini dün bölgeye gönderdik” diye konuştu.
Temmuz 2019’dan beri cari işlemlerin hesabının fazla verirken, Kasım ayı ile birlikte aylık bazda açığa dönüştüğünü belirten Özdebir, “Cari açığın önemli nedenlerinden birisi, tüketim malları talebi ve özellikle lüks tüketim malları ithalatıdır. Bu malların talebine kısıtlayıcı uygulamaların yürürlüğe girmesi gerekmektedir. Dışarıdan ithal etmek yerine yurt içinde üretilen malların, hem özel hem de kamu kesiminde tercih edilmesi sağlıklı bir ödemeler değerine ulaşmamıza önemli katkı sağlayacaktır. Enflasyon göstergeleri incelendiğinde, 2019 yılının Kasım ayında 4,26 olarak gerçekleşen ÜFE’nin Aralık ayında yükselme eğilimine girerek, 7,36’ya çıktığı görülmektedir. 2018’in Eylül ayında yüzde 46’ya kadar yükselen ÜFE’nin kısa bir zaman dilimindeki bu düşüşü olumlu bir gelişmedir. Benzer şekilde, 2018’in ikinci yarısında yüzde 25’e kadar yükselen TÜFE’nin kısa bir zaman diliminde önemli ölçüde düştüğü ve 2019 yılının Aralık ayında yüzde 11,84’e kadar gerilediği görülmektedir. Bu düşüşe rağmen Türkiye’nin enflasyon göstergeleri küresel ortalamaların oldukça üzerindedir. Gelişmiş ülkelerin ortalamasının yüzde 2, gelişmekte olan ülkelerin ortalamasının ise yüzde 4 olduğunu düşündüğümüzde fiyat istikrarının sağlanmasında halen kat edilmesi gereken bir mesafenin olduğu ortadadır” diye konuştu.
Özdebir, işsizliğin Türkiye’nin en acil çözüm gerektiren ve en ağır yapısal iktisadi problemi olduğunu söyleyerek, “2019 yılının Ekim ayı itibariyle mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranı 13,4, tarım dışı işsizlik oranı 15,7, genç işsizlik oranı 25,3 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu oranlar, küresel ortalamaya (2019 tahmini 4,9), gelişmiş ülke oranlarına ve gelişmekte olan ülkelerin ortalamalarına kıyasla dramatik ölçüde yüksektir. Özellikle genç işsizliğinin ulaştığı düzey, ekonomik ve sosyal duruma ilişkin en karamsar göstergelerden birini teşkil etmektedir. İstihdam edilenlerin sektörlere göre dağılımına bakıldığında, tarımda ve sanayideki istihdam oranının azaldığı, hizmetlerin payının arttığı görülmektedir. Bu noktada, sanayi istihdamını önemli ölçüde artıracak acil politika uygulamalarının gerekliliğini vurgulamak yerinde olacaktır” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin imalat sanayisinin GSYH’deki payının 1990-1995 aralığında yaklaşık yüzde 25 iken, yeni serilerin başlangıç yılı olan 1998’de 22,3, 2019’da ise yüzde 19’a kadar gerilediğini aktaran Özdebir, “1998-2008 ortalaması 17,9, 2009-2018 ortalaması ise yaklaşık 16,5 olmuştur. İmalat sanayisi üretimindeki bu göreli küçülmenin işgücü istatistiklerine yansımasına bakıldığında, sanayi sektöründe istihdam edilenlerin 2005’te yüzde 21,6 olan payının 2018’de 19,7’ye gerilediği görülmektedir. Özellikle sanayide çalışacak eleman bulma noktasında sıkıntı çekilen bu dönemde, sanayi siciline kayıtlı imalat sanayi işletmelerinde çalışanların vergi ve SGK priminin asgari ücret seviyesindeki tutarlarının devlet tarafından alınmayıp, doğrudan işçiye ödenmesi teklifinde bulunmuştuk. Sayın başkanım, buradan bizim cebimize hiçbir şey girmeyecek. Bu önerimiz uygulanırsa imalat sanayisinde çalışanların gelirleri artacak. Böylece imalat sanayisi nitelikli işgücü için cazip hale gelecek, istihdam, üretim kalitesi ve verimlilik artışı ortaya çıkacaktır. Diğer taraftan, ülkemizde, dış ticaret hadleri incelendiğinde, 2016’dan itibaren düşüş başladığı, hatta 2018’in Ekim ve Kasım aylarında 100 değerinin altına düştüğü, sonrasında bir miktar düzelmekle beraber halen görece düşük seyrettiği görülmektedir. Bu durum, dış ticaretin göreli fiyatlarında ülkemiz aleyhine bir bozulmaya işaret etmektedir. Bunun yanı sıra, ihracat birim değer endeksi, son on yılın en düşük değerindedir (90,6). Üstelik 2010-2019 dönemi ortalaması 100,6 iken, 2019 yılı ortalaması yaklaşık 91,5 olmuştur” ifadelerini kullandı.
Özdebir, sağlıklı ve sürdürülebilir büyümenin itici gücünün verimlilik olduğunu belirterek, “OECD ülkeleri içerisinde, haftada 60 saat ya da daha fazla çalışan işçi oranı en yüksek ülke yüzde 23.3 ile Türkiye’dir. OECD ortalamasının yüzde 5.6 olduğu düşünüldüğünde aslında çalışma noktasında bir sıkıntımızın olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Ancak verimlilik noktasında problemimiz bulunmaktadır. Çalışmanın sonunda maksimum çıktıyı alabilmek için verimliliğimizi artırmak zorundayız. Bunun da yolu yenilik, Ar-Ge ve teknolojiden geçmektedir. Bu noktada halen gidecek çok yolumuz bulunmaktadır” açıklamasında bulundu.
ABD Başkanının Filistin ile ilgili sözlerini hatırlatan Özdebir, “Bu haksız uygulamayı ve BM kararlarına rağmen böyle bir oldu bitti ile hepimiz için kutsal olan bu alanın bu şekilde siyonistlerin eline teslim edilmesini kabul edemiyorum şiddetle kınıyorum” dedi.
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri